Oya BAYDAR
Budizmle Hindu inancının Şamanist töre ve törenlerle harmanlandığı uzak ve büyüleyici bir Asya ülkesinden döndüğüm gün, dakka bir gol bir, Başbakan Erdoğan’ın Meclis’te başörtüsü serbestisi önergesi veren BDP’lileri kastederek sarf ettiği, “Senin böyle bir derdin yok ki. Dini Zerdüştlük olan bir anlayışın böyle bir derdi olabilir mi? Dert istimar” sözleriyle rüyadan uyandım, cennet vatanımızın gerçekleriyle karşılaştım.
Her inanca koşulsuz, amasız eşit saygıyı ve mutlak inanç özgürlüğünü ahlaki bir değer olarak benimsememiş olsam, öfkeme yenik düşsem, “Dini Sünni Müslüman olanın özgürlük ve demokrasi anlayışı bu kadar oluyor demek ki!” derdim ve fena halde ayıp ederdim. Bu saygısız cümleyi burada tekrarlamamın nedeni, Başbakan’ın ve ekibindeki benzerlerinin ne kadar empati yoksunu olduklarını, sadece kendi inançlarına saygı talep edip diğer bütün dinleri, mezhepleri, inançları nasıl aşağıladıklarını hatta inkâr ettiklerini, demokrasi anlayışlarının sınırını dışlayıcı “benimkiler” ve “ötekiler” kavramlarının çizdiğini anlatmaktan ibaret. Erdoğan’ın artık saklamaya da ihtiyaç duymadığı düşünce iklimi ve tıynetini pek güzel sergileyen “Ne Yahudiliğimiz, ne Ermeniliğimiz, affedersiniz ne Rumluğumuz kaldı” sözü hafızamın bir köşesinde duruyordu ama ilk duyduğumdaki şaşkınlık ve utanç duygusu zamanla törpülenmiş olmalı ki “Dini Zerdüştlük olan” söylemi vicdanımı fena halde acıttı, kimlerin eline düştük öfkesine kapıldım.
Bu Cehalet Ancak...
Sığ, bağnaz, aşağılayıcı, ötekileştirici bu sözün siyasi, ahlaki ve de dini anlamda ne kadar sorunlu olduğuna geçmeden önce, Erdoğan’ın Zerdüşt dini ve inancı konusundaki bilgisizliğinin altını çizmek gerek. Biliyor da, bu sözü küfür ve aşağılama olarak kullanmayı tercih ediyorsa daha da vahim.
Farklı kaynaklar Zerdüşt’ün ne zaman yaşadığı ve inancını nerelerden başlayarak yaydığı konusunda farklı bilgiler verseler de, kendi kitabı olduğu için öğretisi ve yaşamı hakkında epeyce bilgiye sahibiz. Zerdüşt (Zarathustra) dininin en eski tek tanrılı dinlerden biri olduğu; MÖ 500’lerde, kimi kaynaklara göre çok daha eski dönemlerde, tevhid inancını İran’dan, bazı kaynaklara göre Türkmenistan’dan başlayarak bölgeye yaydığı; tek Tanrı Ahura Mazdah’ın İslam kaynaklarında Hürmüz’e dönüştüğü, Zerdüşt’ün tek metni Avesta kitabında dinin iyilik ve doğruluk olarak özetlenebilecek ilkelerini dile getirdiği, yaşamı ve dünyayı iyilik-kötülük düalitesiyle (ikiliğiyle) açıkladığı; ateşi tanrının ışığı ve irfanı sayarak kutsadığı (ama yaygın yalanın aksine ateşe tapınılmadığı); kadınla erkeğin eşitliğini savunduğu, Tanrılara insan kurban edilmesini ve kanlı kurban törenlerini yasakladığı bilinenler arasında. Bırakın dinler tarihi veya din sosyolojisini, şöyle bir saatlik yüzeyden bir google araması bile çok daha geniş bilgiler için yeterli.
Binlerce yıl önce İran’ın kuzeyinde yaygınlaşmış, oradan daha doğuya ve batıya yayılmış olan Zerdüşt inancının, bölgedeki veya bölgeden geçip Anadolu’nun doğu, güneydoğu kesimlerine yerleşen kavimler (Kürtlerin, Ermenilerin, Türkmenlerin ataları) arasında da yayılmış olması şaşırtıcı değildir. Yüzyıllar, hatta belki bin yıllar sonra bölgeyi etkisi altına alan İslamiyetin, o bölgelerde Zerdüşt inancından çeşitli motifler alması, kadim inanç ve ritüellerin İslamiyeti etkilemesi ve ona eklemlenmesi sosyolojik bir gerçekliktir. Özellikle Aleviliğin (hele de Dersim bölgesinde ve İran sınırına komşu coğrafyada) Zerdüştlükten etkilenmemiş olması düşünülemez. Burada Başbakan için bir parantez açacak olursak: dinler ve inançlar sosyolojik-tarihsel kökenlere sahiptir. Semavi din ve mezhepler doğdukları ve yayıldıkları coğrafyalarda kendilerinden önce çıkmış inançların, kitapların, peygamberlerin izlerini, etkilerini taşırlar. İncil Tevrat’tan çıktıysa, Kuran her iki kitabı da tanır. Hazreti Muhammed Arap coğrafyasının ve tarihinin ürünüdür.
Günümüzde saf Zerdüşt inançlara sahip nüfusun, Türkiye ve Türkiye dışı bütün bölgede 250 bin civarında olduğu, (Y)Ezidilerin ise Doğu ve Güneydoğuda toplam varlıklarının 500-600 kişiyi geçmediği bilgisini de ekleyelim.
Demek ki Başbakan BDP’lileri ve Kürtleri kastederek “Dini Zerdüştlük olan” derken ya bu en basit bilgilere sahip değildir, ya da açık şekilde ayrımcılık ve ötekileştirme yapmakta, BDP’lileri ve onların temsil ettiği Kürtleri Sünni çoğunluğun gözünde İslam dışı (putperest de anlayabilirsiniz), dinsiz, örtünmeyle falan ilgisi olmayan (Mum söndü safsatası) bir kitle olarak göstermektedir.
Yeri gelmişken söyleyecek olursak, Alevilik açılımları yapıp Alevilik ile barışamayan, Kürt açılımları yapıp Kürtlere yumuşak asamilasyon anlayışının şampiyonluğuna soyunan Erdoğan’ı kendi çevresinden birilerinin (eğer AKP’de böyle babayiğitler varsa!) her ağzına gelen sözü pervasızca sarf etmenin harbi delikanlılık olmadığı, kendisinin de mahalle kahvesinde değil Başbakanlık mevkiinde bulunduğu konusunda uyarmalarının vakti gelmiş de geçmektedir. Çünkü o kaba ama pek doğru halk özdeyişinde ifade edildiği gibi, “imam yellenirse cemaat s...r.” Bir süre önce Ermeni olduğunu söyleyen kadını, “Siz Ermeniler kitabımızı yaktınız” diyerek takside darp eden, saçlarından sürükleyen, hırpalayan taksi şoförü ve sayıları pek da az olmayan benzerleri Başbakan’ın bu türden söylemlerinden de cesaret almaktadırlar.
Gelelim Asıl Meseleye
Erdoğan’ın bu sözünün asıl vahameti demokrasi ve özgürlük anlayışının sınırlılığındadır. İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Alevi, ister Ermeni, ister Zerdüşt inançlı, ister ateist olsun, insan hak ve özgürlüklerini, demokratik özgürlükleri savunmaya, ayrımcılığa karşı çıkmaya herkesin hem hakkı vardır hem de sorumluluğu. Örneğin ben dini inançlara sahip biri değilim, ahlakımın ve hayat karşısındaki etik duruşumun kaynağı hiçbir üst belirleyici, hiçbir uhrevi otorite değil sadece kendi vicdanım, kendi aklım ve yüreğimdir. Ama hiçbir inanca ve o inanca özgü yaşam biçimine en küçük bir saygısızlık edemem. Hiçbir inancı, dini, mezhebi ötekinden aşağı veya üstün göremem. İnanç sahiplerini (veya inançsızları, ki bu da bir inançtır) rencide edecek, onların kutsalını aşağılayacak bir davranış ve söz ahlakıma ve vicdanıma aykırıdır. Ancak bu kadarla da yetinemem, herkesin kendi inancını özgürce yaşayabilmesi için elimden geleni yaparım. Dinim ne Zerdüştlük ne de İslam; ama Müslüman kadınların inanç temelindeki örtünme ve bütün diğer özgürlüklerini bu sorun gündeme geldiğinden beri hep savundum, onların mücadelesinin yanında oldum. Bu yüzden kendi mahallemden epeyce tepki de gördüm. İnançsızım, ama Erdoğan’ın deyimiyle “başörtülü kardeşlerimin” inançlarına uygun yaşamaları, toplumda yer bulmaları, ikinci sınıf vatandaş sayılmamaları gibi bir derdim var. Tıpkı Kürt olmadığım¸ Ermeni olmadığım, Alevi olmadığım halde onların hak ve özgürlükleri benim derdim olduğu gibi.
Başbakan’ın son zamanlarda daha sık duymaya başladığımız benzer sözleri bir gerçeği açığa vuruyor. Bizimkiler-ötekiler ayrımından kurtulamadığını; demokrasi ve özgürlük anlayışının kendisi için demokratlığın ötesine geçip evrensel değerlere erişemediğini; birikiminin, tahayyül dünyasının, giderek şişen egosunun buna imkân tanımadığını...
Bu türden sözlerle açık nefret söylemi arasındaki sınır muğlaktır, kimi zaman üst üste biner. Nefret söylemi ise yasal suçtur.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Çocukları kefene sokan ruh hastası ilkel zihniyet
24.05.2024 - "Alavere dalavere, Kürt Memet nöbete" mi, hukuka dönüş umudu mu?
14.05.2024 - 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkamamanın sorumlusu kim?
3.05.2024 - 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkamamanın sorumlusu kim?
3.05.2024 - Istakoz, Maldivler, pahalı saat muhalefeti AKP'nin AK'lanmasına yeter mi?
22.04.2024 - "Kobane düştü düşecek"ten Kobane Davası provokasyonuna
16.04.2024 - Hukuksuzluk değil irade gaspı ve siyasî ahlâksızlık
3.04.2024 - Desteğim DEM Parti'ye, oyum İmamoğlu'na
29.03.2024 - Vicdanını yitirmiş dünyanın vicdanını, ahlakını yitirmiş siyasetin ahlakını savunmak
22.03.2024 - Oy yüzdesiyle ölçülemeyecek kadın: Gültan Kışanak
7.03.2024
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
































































































Tekin Akın
Kardeşim senin işin yokmu?Sen bu ülkede yaşamıyormusun.Atatürke gelinceye kadar uğraşılacak o kadar çok konu varken Atatürkü seçmeniz dikkat çekici değilmi? Bu ülkedeki İşsizlik,Yoksulluk,Yolsuzluk,kaçak inşaatların öldürdüğü bunca ölüm,terör dururken,sen gel kendi beceriksizliğini Atatürkün üstüne atmaya çalış. Olacak şeydeğil. Sizi birisimi kiraladı bu münasbetsizlikleri yazmanız için. Başarılarınızın devamını diliyorum.