Ümit KIVANÇ
(BAŞLAMADAN BİR NOT: Okuyacağınız yazımı gazeteye göndermek üzereyken, Urfa'da iki polisin öldürülmesini HPG'nin üstlendiği yollu haberler duyuldu. Bunu kim hangi niyetle yapmış olursa olsun, ortadaki, cinayettir. Ama'sız, şiddetle kınanmalıdır, kınıyorum, herkesin kınamasını bekliyorum. Olayın insanî boyutunun yanısıra, bu cinayetin, Türkiye halklarının çoğulcu demokrasi ve özgürlük mücadelesine vuracağı darbeden ötürü ayrıca üzülüyorum.)
İstanbul Osmanlı Ocakları Gençlik Kolları Başkanı, İstanbul İl Öğrenci Temsilcisi, Meclis Üyesi, Siyasî Bilimler ve Tarih Bilimleri Uzmanı Furkan Gök, İstanbul/Sultanbeyli, osmanliocaklari.org.tr. Twitter kullanıcı adı: @FurkanGok1406. İki gündür, erken, çok erken, ama çok erken tarih olmuş gülen yüzlerine baka baka kahrolduğumuz gençlerin cenazeleri hâlâ omuzlarda taşınıyorken, milliyetçi, muhafazakâr, değerlerine bağlı Türk ailesi ve toplumuyla Türkiye Cumhuriyeti millî eğitiminin beraberce ürettiği mahsullerden bir yaratık, içindeki pisliği dünyaya şöyle kusuyordu:
"Canlı bombaya rahmet ve yakınlarına sabır diliyorum."
Bir gece önce, “kurbanlara bir 'Allah rahmet eylesin' diyemiyorsunuz” sözüne karşılık -başka birinden- şu cevabı aldım:
“koministe Allah rahmet değil azab eder...”
Haliyle, “Siz mi karar veriyorsunuz Allah'ın kime ne yapacağına?” diye sordum. Aldığım cevap (yazılışa dokunmuyorum):
“allah kendisini inkar edenlere nasıl muamele edeceğini kur'an-ı kerim de uzun uzun anlatmış. O değilde o gençlerin ahireti mahvoldu.”
Galiba tam yazarken, bunca insanın bombayla paramparça edilmesinden yine de belli belirsiz bir huzursuzluk duymuş, gençlerin ahiretine dair yazıklanmasını dile getirmiş. Ama anlaşılan bombacının ahiretine pek bir şey olmamış. Ve bu beyefendi, yeryüzünü paylaştığı bir kısım hemcinsini “kahredilebilir yaratık” kategorisinde görüyor belli ki. Günün birinde, bakarsınız, ahirete iş bırakmamak, Allah'ın nasıl olsa yapacağını önceden yapıp sevap kazanmak için harekete de geçer.
İki kişiye ait üç cümlede, Türkiye'de bugüne kadar yaşanmış birçok katliamın kitlesel zemini, geri planı, manevî şemsiyesi, şu bu...
Eksik kalan bir kısım daha var şüphesiz. O başka yerden tamamlanıyor.
Kucağında bebeğiyle profil fotoğrafı koymuş, kullanıcı adına mâlûm “TC”yi eklemiş genç bir kadın:
“Saldırıyı kınıyorum. Daha büyük bomba yok muydu?”
Ve İslâmcı olmadığı belli birçok insanın, arkalarını dönüp ilgilenmemek, omuz silkmek, seviniyorlarsa o uğursuz sevinçlerini kendi kendilerine veya kendileri gibilerle yaşamak yerine haykırmayı, ilan etmeyi yeğlediği küfürler, hakaretler, “az bile!” mesajları. Diyelim zerre kadar üzülmedin. Bu bir şey. Hattâ sevindin. Bu başka bir şey. Ama bunu ilân etmek istemek bambaşka bir şey. Neden? Bu kötülükten umduğun nasıl bir tatmin?
Daha önemlisi, bunun kınanmayacağını, hattâ ayıplanmayacağını bilmek veya umursamamak.
Düşünün ki henüz Ülkücü camiaya gelmedik bile. AKP ve dindarlar takıntısı yüzünden ısrar ve inatla ve şüphesiz tarihin görüp göreceği en büyük aymazlıkla bir şekilde daha iyi bir şey sanılan MHP ve etrafında birikmiş faşizan ahali, Suruç katliamını “şenlik var!” diye kutladı. “100 olmalıydı, 27 de ne ki?” türü mesajlar -katliamın henüz 27 cana mal olduğu sanılıyordu- birbirini izledi. Sayı arttıkça neşe de artmıştır muhtemelen.
Güya birbiriyle hiç anlaşamayan, hele İslâmcılarla TC'liler vakasında, her biri kendini ötekinin can düşmanı gibi sunan insanların, diyelim bir mahalledeki yoksullara yardım için biraraya gelmesi, hayırlı bir iş sayılır, hepsi için olumlu düşünmemizi sağlardı; ve şaşırtıcı da olmazdı; “hayır işidir, kimdir nedir bakmamışlar, gelmişler sağolsunlar” falan denirdi.
Peki, aralarında yirmili yaşlarında gençlerin ezici çoğunlukta olduğu 32 insanın hunharca katledilmesi, normal zamanda birbirinden tiksinirmiş gibi davranan birilerini nasıl anında, neredeyse aynı marka aynı model nefretle yüklü olarak biraraya getirebiliyor? Nedir bombacıyı kutsayan Osmanlı özentisi alçakla TC'li rezili aynı safta karşımıza çıkaran?
Aynı soykırımın, aynı etnik temizliklerin, aynı katliamların sahipleri, sözde düşmanlar. Acaba anahtar burada mıdır? Aynı millet-i hakime..?
Kilidin bulunduğu odaya girmekten hep beraber kaçınıyoruz. Oysa o odaya girmeden, o kilidi açmadan, bir toplum olamayacağız. Askeriye bu memleketin ahalisini bir toplummuş gibi birarada tutuyordu. Aslında hiçbir zaman birtoplum olmadık. Suruç katliamından sonraki gösterilerden birinde taşınan bir pankart, Türklerle Kürtler arasındaki manevî kopukluktan çok daha fazlasını çok güzel ifade ediyordu:
“Ben ağlarken sen gülüyorsan kardeş değiliz.”
Otuz iki insan bombayla paramparça edildiğinde gerçekte üzülmeyen bile üzülmüş gibi yapar, akıl ve ruh sağlığı azıcık yerinde olan bir toplumda. “Oh olsun” diyemez kimse. Diyen ayıplanır. İçten içe sevinen bile kendi mahallesinden biri “oh olsun” demeye kalksa engel olur. Asgarî insanlık icabıdır. Ötekini boğazlamayı buyuran dinler bile böyle şeyler telkin eder.
Ama bizde Allah'a şükür böyle mecburiyetler yok. (Polisin öldürdüğü çocuğun annesi alnı secdeye değen lider tarafından miting kalabalığına yuhalatıldığında, son insanî-ahlâkî bariyer de kaldırılmış, “yol verilmiş” oldu.)
Şu memlekette barış yüzü görebileceksek buraya gidişte en hayatî rollerden birini oynayacağı şimdiden belli olan insana -Selahattin Demirtaş'a-, utanmadan, sıkılmadan, insanın en rezil yönlerini ortaya dökerek, üstelik kendi üstüne sıçramış pisliği başkasına bulaştırmaya çabalayarak, böylece kendisine konacak patolojik teşhisleri bir de “yansıtma” davranışı ile zenginleştirerek, “katil” yaftası yapıştırmaya kalkmak; bunu, doğru olmadığını, gündelik siyasî çıkar için yapıldığını, yalanlığını bile bile, yaratacağı çok kötü sonuçları umursamadan yapmak, -gerçi daha önce de hiç görmedik değil ama- düşülecek seviyenin haddi hududu da olmadığını gösteriyor.
Bir gün şöyle bir mesaj görmüştüm sanal âlemde:
“Allah'a inanmayan birinin ahlaklı olması ya ahmaklığından, ya korkaklığından veya beceriksizliğindendir.”
“Allah'a inanmayan” kesimde de şüphesiz yüksek dozajda mevcut ahlâksızlığa gözümüzü kapıyor gibi olmayalım, o başka bir zaman konumuz olsun. Şimdi şunu soralım: yukarıdaki tarifi yapan bir “inanmış” kimsenin ahlâkı nasıl bir ahlâktır? Türkiye'de IŞİD-DAİŞ'in manevî ortam ve zemininin yaratılmasına çalışmaktan vakit bulursa büyük İslâm âlimi Hayrettin Karaman izah ediversin.
Bu sözün gerisindeki hayatı çözmüşlük duygusuna, kibire bakın. Yine de şükredelim, ahmak, korkak veya beceriksizsek ahlâklı olabileceğimizi teslim etmiş; bu kadarcığını çok görmemiş inanmayanlara.
Fakat “aslında ahlâklı olmaya ne gerek var?” diye sorduğunun farkında değil. Yani ahmak. Ahlâka yalnız Allah korkusundan başvuruyor. Yani korkak. Üstelik başkalarına laf ederken bunları ortaya döktüğünü fark etmiyor. Yani beceriksiz.
Cehaletle kibirin bu karışımı, -dindarı seküleri, cahili tahsillisi dahil- toplumumuzun kültürel davranış ortalamasıdır. İçerik değil ama, bu yaklaşım, bu tavırdır, o hep sözü edilen “millî değer”. Bebeğiyle verdiği pozun yanında “niye daha çok insan ölmedi” diye hayıflanan “TC”li kadınla, Sünni Müslümanların ezici çoğunlukta olduğu bir ülkede doğdu ve hasbelkader bu insan grubundan sayıldı diye kendini herkes hakkında hüküm vermeye ehil sanan kibirli herifi aynı safa dizen şey işte, memleketin esas meselesi.
Otuz iki insanı paramparça etmiş ve hükümetin en azından ihmali, devletinse bir şekilde göz yumması-iştirakiyle gerçekleştirilmiş katliamdan sonra HDP'nin “Meclis'i olağanüstü toplayalım” çağrısını CHP karşılıksız bırakabiliyorsa; üstelik bunu belki bir çare doğar umuduyla bekleyen insanlara doğru dürüst bir açıklayıcı söz söylemeksizin yapabiliyorsa; böyle bir zemin üzerinde yaşadığımız içindir.
* * *
Artık çok iyi tanıdığımız, ruhumuzun her yerini ayrı kanatan o hunharlıkla bizden koparılıveren arkadaşlarım, kardeşlerim, kızlarım oğullarım; o gülüşlerle, o iyilikle, o gençlikle nereye gittiğinizi sanıyorsunuz? Olacakları bilse aranızdan birinin yerine geçmeyi isteyecek çok insan vardır benim kuşağımdan; inanın. Bunu da beceremedik, affedin bizi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024