Umut ÖZKIRIMLI
Bundan yaklaşık beş ay kadar önce Etyen Mahçupyan’ın Twitter yasağını savunduğu yazısını eleştiren bir yazı kaleme almış, o yazıyı, “Bu yazdıklarınıza gerçekten inanıyor musunuz?” sorusuyla bitirmiştim.
Aradan gecen birkaç aylık süre içinde Mahçupyan artık kanıksadığımız kibirli, üstten bakan üslubuyla homojen bir kitle olarak gördüğü ‘laikleri’ doğru yola, AKP’nin ‘halk ihtilali’ne çağırmaya devam etti. Hatta son seçimden beklendiği gibi zaferle çıkan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı vizyon belgesine katkıda bulunanlardan biri oldu.
Yani yazdıklarına inanıp inanmadığı yönündeki naif sorumun önemi kalmadı. Mahçupyan artık bir ‘organik aydın’, ‘Yeni Türkiye’nin resmi ideologlarından biri.
Bir organik aydının fantezileri
Tam da bu yüzden Mahçupyan’a 3 Ağustos 2014 tarihli ‘Azınlıkların en hakiki sorusu‘ yazısıyla doğan sorumluluklarını hatırlatmamız gerekiyor.
Söz konusu yazı kamuoyunda epey tartışıldı; Türkiye Yahudi Cemaati’nin Akşam Gazetesi’ne bir tekzip mektubu göndermesine yol açtı. Mahçupyanbir sonraki yazısında‘azınlık cemaatlerin entelektüel enerjisini(n) harekete’ geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek‘azınlık aydınları’nı ‘herkesin bildiği, soluduğu gerçekleri’ dile getirdiği bu yazısını eleştirmeye davet etti. Elbette klasik küçümseyici “Bakalım cemaatçilikten ne kadar uzak durabiliyorlarmış” ibaresini ekleyerek.
Mahçupyan’ın sadece azınlık aydınlarından yanıt beklemek gibi ‘cemaatçi’ bir tavır sergilemeyeceğini varsayarak soralım. Nedir şu herkesin bildiği, soluduğu gerçekler?
“Devletle azınlıklar arasında net bir zalim/mağdur ilişkisi olmakla birlikte … aynı azınlıkların Müslüman kitleye bakışında devletinkine benzer bir aşağılamanın izlerine” rastlanırmış.
“Azınlıklar kendilerini hep daha modern, gelişmiş, medeni” bulmuşlar, “kendilerini Müslümanlardan daha ‘üstün’” görmüşler.
Bu da onları “AKP’nın taşımakta olduğu ihtilalci değişim sürecinde halen çözemedikleri bir ikilemle karşı karşıya” bırakmış.
Bunu da “somut olarak Sözcü gazetesi örneği üzerinden anlatmak mümkün”müş.
Sözcü okuyan Yahudiler!
“Bugün azınlıkların büyük çoğunluğu, ama Yahudi cemaatinin neredeyse tümü Sözcü okuyor”muş.
“Erdoğan’a hakaretleri ezberleyerek … biriktirdikleri öfke ve nefret duygusunu günlük olarak tazeliyorlar”mış. Yani “Sözcü tarihsel bir psikolojik ihtiyaca cevap veriyor”muş.
Özetle, “azınlıkların ve özelde Yahudi cemaatinin ikilemi bu topluma yabancı durmalarıyla, yerliliğe direnmeleriyle ilgili”ymiş. “İçten içe kendimizi büyük görmenin bizleri nasıl küçültebileceğinin işareti”ymiş.
Bundan sonrasını okurların sabrına sığınarak olduğu gibi alıntılayalım:“Kendi anlam dünyanda bir başkasını horlamanın vazgeçilmez bir kimliksel niteliğe dönüşmesi, kendini zalimin elinde oyuncak kılmayla sonuçlanabiliyor. Böylece şu veya bu gazetenin ya da söylemin ‘tüketicisi’, belki de müptelası oluyoruz. Birilerini çirkinleştirme arzusu, dönüp dolaşıp insanı tarihsel bir çirkinliğin parçası yapabiliyor.”
Her zamanki gibi bir bulamaç, bir kahvehane sohbeti
Bağlamdan kopartma eleştirisiyle karşı karşıya kalmamak için çok geniş bir özetini sunduğum yazı aslında Mahçupyan’ın diğer yazılarından farksız: En ufak bir somut veriye dayanmayan varsayımlar ve genellemelerden oluşan bir bulamaç, ancak tarih ya da sosyoloji bilgisi olmayanların inanacağı türden entelektüel sosa batırılmış bir kahvehane sohbeti.
Kim bu azınlıkar?
Mahçupyan’ın cevap ver(e)meyeceğini bilsek de soralım. Kim bu azınlıklar?
19. yüzyılın sonundan AKP dönemine kadar değişmeyen tek bir azınlık, yekpare bir kitle mi var?
Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerin tümü bir yüzyılı aşkın bir süredir kendilerini Müslümanlardan üstün gören aynı zihniyet yapısına mı sahip?
Bu üstün görmenin somut kanıtları neler?
Bu kadar hassas bir konuda bu kadar büyük laflar ediyorsak en azından birkaç örneğe referans vermek gerekmez mi?
Mahçupyan’ın yazısında da belirttiği gibi, ezme-ezilme ilişkisi tersinden kurulmadı mı?
Haydi Osmanlı’yı bırakalım, sadece Cumhuriyet tarihinde bile azınlıkların neler çektiğini Mahçupyan o cemaatlerden birinin mensubu olarak bilmiyor mu?
Ya da millet-i hakime Müslümanların azınlıkları nasıl hor gördüğünü?
Bu konuda farklı siyasi akımlar – sadece Kemalizm değil! – tarafından üretilen koca külliyattan da mı habersiz?
Her şeyi bırakalım, şu an AKP medyasında tek bir günde kaç anti-semitist, nefret söylemi içeren yazı çıktığının farkında mı?
Neyin Sözcü’sü?
Gerçi çok soruldu ama nereden biliyoruz tüm Yahudi cemaatinin Sözcü okuduğunu? Mahçupyan’ın elinde bilmediğimiz bir kamuoyu araştırması mı var? O da zor ya, kendisinin de vurguladığı gibi ‘Müslümanları hor gören’ azınlıklar gündelik hayatı kendilerini gizleme esasına göre yaşıyor!
Hem Sözcü hangi ‘tarihsel psikolojik ihtiyaç’a cevap veriyor Sayın Mahçupyan?“Bugün Sözcü tarafından giderilen tarihsel bir ihtiyaç” kadar tarihsellikten uzak bir cümle kurulabilir mi?
Ey azınlık! Topluma uyum sağla!
Peki nasıl kurtaracakmış azınlıklar kendilerini bu psikolojik ihtiyaçtan? Topluma yabancı durmayarak, yerliliğe direnmeyerek. Yani ‘asimile’ ya da ‘entegre’ olarak. İlginç. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin 90 senedir uygulamaya çalıştığı politika değil mi? Hani‘Vatandaş Türkçe Konuş’ filan?
Tabii bu kez asimile olunacak toplum, Kemalistlerin Türk milleti değil, AKP’nin Sünni Müslüman Türk milleti. Yani Mustafa Kemal dönemine ses çıkarmadıkları için eleştirilen azınlıklar kuzu kuzu ‘yerlileşecek’, Müslüman millet-i hakimeyle kaynaşacak.
Bunun ne kadar faşizan – evet, bilinçli olarak bu terimi kullanıyorum – bir öneri olduğunun farkında mısınız?
Bu iddialara, Mahçupyan’ın diğer yazılarında dile getirdiği görüşler gibi, bir ‘aydın’ın fantezileri diye gülüp geçmek mümkün tabii. Ama bu kez durum farklı.
Mahçupyan’ın sorumluluğu
Mahçupyan yukarıda da ifade ettiğim gibi, cumhurbaşkanlığı vizyon belgesine katkıda bulunacak kadar rejime yakın biri. Başbakan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’a, “Etyen Mahçupyan’ı Bahçeli’ye yüz kez yeğlerim” dedirtecek kadar hem de.
Üstelik Mahçupyan aynı zamanda bir azınlık mensubu, yani ‘içeriden’ biri.
Bu kadar hassas bir konuda, bu kadar hassas bir dönemde bu yazıyı yazarının kimliğinden bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Gazze’de yaşanan insanlık dramına tepki duyan birileri,“Bakın, cumhurbaşkanımızın güvendiği, azınlıkların dünyasını da içeriden bilen bir aydın, Yahudi Cemaati ile ilgili neler söylüyor?” diyerek durumdan vazife çıkarırsa Mahçupyan aynaya nasıl bakacak?
Bu o kadar uzak bir ihtimal da değil üstelik. Musevi yazar Rita Ender’in Yahudi Cemaati tarafından da doğrulanan “Sinagogların önüne gelip, tehditkâr şekilde bağırıyorlar, yaşadığımız mahallelerde gamalı haç ve Hitler portreli tişörtleriyle dolanıp çocukların gözlerinin içine bakıyorlar” açıklamasını okumadı mı Sayın Mahçupyan?
Ya da bir Musevi işadamının (ki Cem Hakko olduğu yönünde haberler de yayınlandı) Gazze’ye bağışta bulunması için tehdit edildiği iddialarını?
Tüm bunlar olurken Mahçupyan konumunda biri“azınlık cemaatlerin entelektüel enerjisini(n) harekete” geçirmek gibi saçmasapan bir nedenle (yani birilerini kışkırtmak için) nasıl hem siyasi hem analitik anlamda bu kadar sorunlu bir yazı kaleme alabilir? Nasıl bu kadar sorumsuz davranabilir?
Galiba yanıt, Mahçupyan’ın yukarıda alıntıladığım paragrafında gizli. Belki de kendi anlam dünyasında laikleri horlamak vazgeçilmez bir kimliksel niteliğe dönüşmüş ve Mahçupyan’ı zalimin, bugün devletin sahibi olan AKP iktidarının elinde oyuncak kılmayla sonuçlanmış.
Böylece Yeni Türkiye söyleminin‘tüketicisi’, hatta hem ‘üreticisi’, hem ‘müptelası’ olmuş. AKP karşıtlarını, söz konusu yazıda azınlıkları çirkinleştirme arzusu, dönüp dolaşıp Mahçupyan’ı tarihsel bir çirkinliğin parçası yapmış.
http://www.diken.com.tr/mahcupyan-ve-tarihsel-cirkinligin-bir-parcasi-olmak/
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.03.2020
25.02.2020
10.02.2020
16.12.2019
5.01.2019
19.10.2019
12.10.2019
6.08.2019
2.07.2019
24.03.2020