Yıldıray OĞUR
1999 yılında Öcalan Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra yaptığı açıklamalar özellikle Kürtler arasında şaşkınlık yaratmıştı.
Öcalan, “Hizmete hazır olduğunu” söylemiş, annesinin Türk olduğundan bahsetmişti.
Özellikle PKK karşıtı Kürt milliyetçileri, Öcalan’ın idamdan korktuğu için teslim olduğunu ve böyle konuştuğunu söylüyor, ona ateş püskürüyordu.
PKK, bu eleştiriler karşısında sessizdi, şoktaydı.
Öcalan’ın savunmasını Kürt milliyetçisi olan avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu üstlenmişti.
Okçuoğlu, görüşmelerinden birinin ardından bir basın toplantısı düzenledi ve şöyle dedi:
“Öcalan’a ilaç verilmiş olabilir. Zaman zaman sabit bir noktaya bakıyordu’.
Bu beyan Öcalan’ın açıklamalarını tevil etmekte zorlanan PKK’nın imdadına yetişmişti.
PKK Başkanlık Konseyi “Öcalan’ın bilinci ve sağlığının yerinde olduğuna kesin kanaat getirilmedikçe İmralı’dan yapılacak açıklamalardan kuşku duyacağız” açıklaması yaptı.
Bu arada onlarca insan Öcalan’ın yakalanmasını protesto için kendisini yakıyordu.
Bu açıklama üzerine Öcalan, 31 mayıs-29 Haziran 199 tarihleri arasında PKK Başkanlık Konseyi’ne 4 mektup gönderdi.
Devlet mektupların dışarı çıkmasına izin veriyordu.
Öcalan ilk metubunda ilaçla böyle konuşturulduğunu iddialarını reddetti:
“Benim içinde bulunduğum koşullar irademi ve bilincimi kıracak veya çarpıtacak durumda değildir. Şimdiye kadar tek bir dayak yemedim, küfür bile işitmedim. Zorla ifade vermedim. Şimdiki odam tek kişilik orta sınıf bir otel odası gibidir.”
Bir ay sonra PKK, Öcalan’a tam bağlılık ilan etti.
Bunun üzerine Öcalan, PKK’ya Türkiye’den çekilme talimatı verdi. PKK, ülkeden çekildi. Avrupa’da da bir açıklamayla PKK kendini lağv etti ve KADEK adlı bir siyasi yapı altında faaliyet göstereceğini açıkladı.
2004’e kadar da bu pozisyonunu korudu.
Öcalan’ın despot bir örgüt lideri olduğu, çok sayıda katliam, saldırı talimatını verdiği açık.
Ama Öcalan’ı şahsi çıkarlarının peşinde kendi davasını bile satacak biri gibi göstermek meseleyi anlamamaktan başka hiçbir işe yaramaz ve ucuz bir propaganda olarak kalır.
Son birkaç günde medyada yer alan bazı Öcalan haberleriyle ortaya konan profil ile 25 yıldır İmralı’da tek başına kalan adam aynı kişi değil.
Öcalan’ın en büyük isteğinin evlenmek olduğu haberi mesela…
Bu haberde iki önemli eksik var: Bir; Öcalan’ın 75 yaşında olduğu ve iki zaten resmen evli olduğu.
Öcalan’ın 25 yıl hapiste yattıktan sonra en büyük arzusu evlenip havuzlu bir villada oturmak olan biri gibi gösterince 50 yıldır dağda olan PKK’lıların motivasyonu nasıl açıklanacak acaba?
Bir diğer habere göre çözüm sürecinde “Öcalan’ın en büyük isteği ise serbest kalmaktı. Öcalan’a verilen mesaj ise netti: Dışarı seni hiçbir siyasi parti çıkaramaz. Bunun için önce silahsızlanarak dağdan inme gerçekleşecek, Türkiye’den çıkacaklar. Bu bir süreç. Şehit ailelerinin iknası, toplumun hazırlanması ve son olarak da referandumda halkın evet demesi gerekiyor” dendiği yazıldı.
Halbuki o yıllarda İmralı’da yapılan görüşmelerde Öcalan, “Şimdi Öcalan çıksın, af falan deniyor. Bir defa ben affedilecek bir suç işlemedim. İkincisi bana bu hafta, bu ay dışarıya çık deseler, ben burada kalmayı tercih ederim. Çünkü koşulları oluşmadan çıkmam mümkün değil. Ben siyasi davası olan bir adamım ve bu yüzden buradayım. Çıkacaksam da bu çıkış siyasal gelişmelerle olacaktır” demişti ve kendi özgürlüğünün masada olmasına ve gündeme getirilmesine itiraz etmişti.
Ahmet Türk, son İmralı ziyaretinde de Öcalan’ın “Umut hakkı” konusundan hiç bahsetmediğini söyledi.
Bir iddiaya göre Öcalan görüşmede “Ben buradan çıkmayabilirim, bunu gündeme getirmeyin, bu tartışma konusu olmasın, yeter ki bu mesele çözülsün” dedi.
Türkiye’de son 50 yılda Öcalan’ın da parçası olduğu büyük suçlar işlendi, acılar yaşandı. Bir 50 yıl daha kavganın sürmesi içim her iki tarafta da yeterli gerekçe ve neden var.
Ama motivasyon var mı?
Neyse ki yok. O yüzden bugün yapılacak en büyük vatanseverlik, 100 bini aşkın insanın ölümüne neden olan 50 yıllık dönemi kapatmaktır.
Bunun kapatmak isteyen herkese de destek olmaktır.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
22.11.2025
19.11.2025
17.11.2025
15.11.2025
10.11.2025