Yıldız Ramazanoğlu
Gelecekle ilgili filmlere baktığımızda genelde umutsuzlukla karşılaşırız. Her yeri sular basar, dünya karlarla buzlarla kaplanır, bir virüs çıkar, yayılışını kimse durduramaz ve ilerlemiş dünyayı yerle yeksan eder. Bazen de sular çekilir ve amansız bir kuraklık kasıp kavurur, insanlar uzayda kaybolur. Bütün bu felaketlerin içinden yükselen derin sistem sorgulaması ve anlam arayışı, insanın insana yaptıkları, etik olanla olmayan, sonlu olanla baki olanın sancıları yansır perdeye.
Blade Runner filmini 2019’un son gününde yazmak heyecan verici. Yönetmen Ridley Scott 1982 yılında 2019 Los Angeles’ını anlatan bir film yapmış. Bazı filmler sadece yazmak üzere izleyince karmaşası dinip açıyor kendini. Filmin ünlü bilim-kurgu yazarı Phılıp K. Dick’in Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi? kitabından uyarlanıp bambaşka bir yöne gittiğini de söyleyelim.
Yönetmen 2019 için karanlık bir gelecek kurgulamış. Los Angeles’da şehrin meleksi adının aksine şeytani bir hava vardır. Pörsümüş bir kapitalizmin işareti olan devasa reklam panoları, kasvet, sürekli yağan yağmur, şehir içi ulaşım yapan birçok uzay aracı, havai fişekle bomba arası patlamalar ve sürekli dumanlar yükselen bir ortam. Amerika’nın içten içe büyüyen Çin istilası korkusunu geleceğe taşıyan her yerden fışkıran Çince devasa yazılar.
Tyrell Şirketi’nin ürettiği kopya insanlar (replicant) kolonileştirilmiş olan gezegenlerde köle olarak çalıştırılmaktan usanıp isyan ederler. Hava devriyesi bir uzay gemisini dünya kıyılarında sürüklenirken bulduğunda içindeki mürettebat öldürülmüş kopyalar kaçmıştır. Zevk sahibi, duygusal dünyaları da olan, insandan güçlükle ayırt edilen ve öldürmeyi iyi bilen kopyaların amacı onları üreten şirkete sızmaktır. Şirketin üretim sloganı olan “insandan daha insan” olsa da onlara sadece dört yıllık ömür biçilmiştir. İşi bitmiş kopyaların yakalanıp öldürülmesi için oluşturulan keskin nişancı biriminin(blade runner) görevine ‘emekliye ayırmak’ denir, öldürmek ya da infaz kelimesi pek şık olmadığından. Film günümüz dünyasına ve bu gidişle gelecekte olabileceklere dair pek çok eleştiri ve gönderme içeriyor. Dünyanın en kanlı emperyal operasyonlarına en romantik isimler verildi bu güne kadar. İnsanlar çeşitli ideolojilerin liderlerin kölesi haline getirildi fakat uyanıp bu oluşumlarla mücadele etmek yerine daima birbirleriyle savaşmaları sağlandı, sistemler ise devam etti.
Filmin temel hedefi kopyalarla gerçek insanlar arasındaki ince çizgiyi ortaya çıkarmak, insanın köle üretme sürecini mercek altına almak. Yakalananları ayırt etmek için yapılan gerçeklik testi, insanla kopya arasındaki farkı, öfke, sevinç, keder, korku, imrenme, sevgi, nefret gibi duyguların gerçekliğini ortaya çıkarmak için. Kaçan dört kopyayı bulup öldürmekle görevlendirilen Deckard kopya kadınla duygusal ilişkiye girer, kadın kendisine biyoteknolojiyle başkasına ait anılar yüklenip varlığı derinleştirildiğinden kopya olduğunu bilmez. Kopyalardan birinin örümceklerin hayatına ve çoğalışına dair bir rüya görmesi bu duygusal naklin rüya aktarımına kadar ulaşabileceğine işarettir. 1982’de 21. yüzyıl ve 2019 yılı oldukça uzak bir tarih olarak görülmüş ve nice hayaller kurulmuş yönetmen tarafından. Şu anda bizim 2070’leri hayal etmemiz gibi bir şey.
Tasarımcılar kimliklerinde morfoloji, üretim tarihi, yaşam uzunluğu maddeleri bulunan kopyaların, duygusal tepkilerini kendiliklerinden geliştirebildiklerini, denetimden çıkabileceklerini fark ederler. Bu da dünyadaki kimi muhalif hareketlerin kontrol dışı addedilmesine bir gönderme. Çok ince testlerin bile gerçeği kopyadan ayırması güçtür. Kopya kadının Deckard’a hiç yanlışlıkla bir insanı emekliye ayırdığınız oldu mu, bu testi kendinize de yaptınız mı gibi sorması seyircide bir sorgulama başlatmak içindir. Yönetmen kendilerini dünyanın efendisi olarak görenlere sistemin bekçisi Deckard’ı kopya Roy karşısında aciz küçük ve çaresiz duruma düşürerek cevap veriyor. Roy’un yaratıcıları sorgulamasında ‘ben sadece gözleri yapıyorum’ diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışan tasarımcıya ‘yaptığın gözlerle gördüklerimi bir görebilseydin’ demesi sarsıcı. En zor kısım sayılan akıl ve beyni tasarlayan, şirketin sahibi de olan dahi Tyrell’in dehası ise son derece sınırlıdır. Yaşam süresini artırması mümkün değildir. Organik sistemin gelişiminde bir kodlama dizisi düzenlendikten sonra yeniden gözden geçirmek ölümcüldür çünkü.
İnsan kopyası yaratmak öyle bir hal alır ki biri yalnızlığını gidermek için kendisini eğlendirecek cüce insanlar üretir ve bazıları organik hayvan kopyaları imalatına bile girişir. Sıklıkla yanıp sönen enjoy!(keyif al) yazılı neon da insanın ele geçirme, keyfine odaklanma halinin 2019’ da hat safhaya çıkacağının göstergesidir. Film sinemanın görsel bir şölen oluşunun en büyük kanıtı. Semboller arasında en çok tartışılan nesne büyük bir göz. Belki de bütün bu karmaşanın, tanrı rolüne soyunmaların büyük bir üst göz tarafından izlendiğinin işareti.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020