Yusuf Kaplan
Suriye krizinde Amerika’nın terör örgütleriyle iş tutması, Batı ittifakının bir üyesi ve müttefiki olan Türkiye’yi parçalayacak bir planı devreye sokması, Türkiye’nin -haklı olarak- sert tepki göstermesine yol açtı: Türkiye,Afrin Harekâtı’nı başlattı...
Afrin Harekâtı, Türkiye’nin güney sınırına yerleştirilen terör kantonları yok edilinceye kadar sürmeli.
Aksi takdirde, orta ve uzun vadede, bunun faturası çok ağır olur Türkiye’ye ve bütün bölge ülkelerine...
Sıkı durun şimdi: Fırat Kalkanı Harekâtı ile başlayan ve Afrin Harekâtı’yla yeni bir ivme kazanan süreç, Amerikan hegemonyasının (dolayısıyla Amerika’yı kolonileştiren Yahudi gücü’nün egemenliğinin) sonunun başlangıcı olacak biiznillah.
Sadece bölge üzerinde değil, küre üzerinde de elbette.
YÜZYILLIK HEDEF: TÜRKİYE
Abartılı bir yorum mu bu?
Hayır.
Hayır; çünkü burada bir süreçten söz ediyorum: Amerikan / Yahudi hegemonyasının çöküşünün başlangıcı olacak -görece uzun- bir süreçten...
Yıllardır dikkat çektiğim temel mesele şu: Bölgede gerçekleştirilen bütün işgallerin, iç karışıklıkların hedefinde Türkiye var.
Batılılar, Batı ittifakının üyesi olmasına rağmen, Türkiye’nin kendi yörüngesini bulma mücadelesi vereceğini çok iyi biliyorlardı; bunu yalnızca biz bilmiyorduk, biz aklımızın köşesinden bile geçirmiyorduk...
“Batı ittifakına, Batı’dan gelecek saldırıları göğüslemek için dâhil oldu bu Türkler”, diye baktılar bize hep. Biz, bunu göremedik bile! Biz, derken, laik elitleri kastediyorum, daha ziyade.
Zihnen sömürgeleştirildiğimiz ve bu nedenle de zihnî felçleşme yaşadığımız için elbette ki.
Batılıların yüzyıllık stratejileri, Türkiye’nin toparlanması, yörüngesine kavuşması ve yepyeni bir medeniyet yolculuğuna soyunması ihtimalinin gerçeğe dönüşebileceği korkusu, dolayısıyla Türkiye’nin durdurulması fikri üzerine kurgulanmıştır.
Şunu Zihni’mize kalın harflerle kazımak zorundayız: Batılılar, Osmanlı’yı hangi gerekçelerle durdurdularsa, Türkiye’yi de aynı gerekçelerle kuşatıyor, karıştırıyor ve hedef tahtasına yatırıyorlar!
Bu yakıcı gerçeği göremezsek, bizi bekleyen tehlikeleri aslâ göremez ve geleceğe emin adımlarla yürüyemeyiz!
O yüzden İngilizler, Yahudilerle birlikte Osmanlı’yı durdurdular. Osmanlı coğrafyası ve kaynakları yağmalandı, paramparça edildi: Bütün Avrupalı emperyalistler, Osmanlı coğrafyasına üşüştü!
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı coğrafyasına “Amerika” yerleşti.
AMERİKA NE, PEKİ: YAHUDİ GÜCÜNÜN KOLONİSİ
Amerika ne, peki?
Bu sorunun cevabını doğru veremezsek, hem küresel ölçekte yaşanan sorunu hem de bizi kimlerin, nasıl hedef tahtasına yatırdıkları sorununu aslâ kavrayamayız.
Amerika, Yahudi hegemonyası demektir. Amerika, Yahudi gücü’nün kolonisi...
Yahudilerin vatanı yoktur; sermaye ve beyin güçleri vardır.
Yarın, Çin’e yerleşmek gerekirse, Çin’e göçmekte ve yerleşmekte tereddüt etmeyecektir bu Yahudi sermayesi ve beyni.
Amerika, Yahudilerin umurunda bile değildir.
O yüzden Amerika’yı, her şeyini -finansını, medyasını, akademyasını, Silikon Vadisi’ni, Hollywood’unu, popüler kültür endüstrisini, silah endüstrisini, istihbarat teşkilatını, Pentagon’unu- işgal etmiş durumdalar!
Amerika’da yaşanan kriz, Yahudi gücü ile WASP’tan (Amerika’yı kuran Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan Anglo-Amerikan gücünden) oluşan iki güç arasındaki iktidar savaşıdır.
Trump, Yahudi gücüne darbe vurmak için getirildi işbaşına. Yahudilerin çok güçlü olduğunu bildiği için onları memnun edecek işler yapıyormuş gibi hareket ediyor.
Bu arada, Trump’ı filan savunduğum sanılmasın. Bu kadar ruhsuz, döküntü birini savunamam. Bana ne, bize ne Amerikan başkanından filan!
Geçtiğimiz hafta Erdoğan-Trump telefon görüşmesinden sonra yaşanan açıklama krizinin gerisinde işte bu Yahudi gücü ile Anglo-Amerikan gücü arasındaki iktidar savaşı yatıyor.
ABD’NİN 28 ŞUBAT’I: İKİ AMERİKA’NIN SAVAŞI
Amerika’da bir tür 28 Şubat benzeri bir olay yaşanıyor...
Amerika’da yaşanan derin devlet krizininsonuçları hem Türk-Amerikan ilişkilerine hem bölgeye hem de küresel sorunlara da aynen yansıyor...
Özelde Amerika’da, genelde küresel sistemde Yahudilerle İngilizler arasında bir savaş yaşanıyor.
Bunu yaklaşık yirmi yıldan bu yana sadece bendeniz yazıyorum bu ülkede...
Bugüne kadar körkütük ne kadar saldırıya uğradım bu nedenle!
Yaşanan son hadiseler, 20 küsur yıldır yazdıklarımı doğruluyor...
Çin’in İpek Yolu projesinin gerisinde de İngilizlerin olduğunu unutmayalım. İpek Yolu projesi, küresel dengeleri alt üst edecek bir proje.
Her zaman söyledim, bir kez daha tekrarlıyorum burada: İngilizlere güvenilmez. Çok dikkatli olmak lazım. Ortak stratejik adımlar atılacaksa, iki kez, üç kez dikkatle düşünerek adım atmak zorundayız.
Söylediklerimi doğrulayan bir başka gelişme de, İngiltere’nin Türkiye’nin Afrin harekatını desteklediğini açıklaması!
Sözün özü: Yahudi gücünün kontrolündeki Amerikan hegemonyasının çöküş sürecine tanık oluyoruz. Rusya da, İngiltere de, Çin de bu nedenle Türkiye’nin yanındalar...
Türkiye, uzun yıllar sonra, nihayet tarihî bir fırsat yakaladı: Siyonistler, Osmanlı’yı çökertmelerinin, sonra da bölgeyi cehenneme çevirmelerinin bedelini ağır ödeyecekler!
Türkiye, Afrin Harekâtı’nı hızla sürdürmeli. Ama stratejik zekâyı ihmal etmeden ve bütün tuzaklara karşı dikkatli, hazırlıklı olarak her dâim.
Vesselâm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020