Yusuf Kaplan
Göç olgusu, köklü anlam değişiklikleri geçiriyor son beş asırdır...
Göçebe toplumlardan yerleşik toplumlara, oradan “sanal göçebelik hayatı” yaşayan insanlara geçiş süreci çok travmatik oldu...
Önceden toplumlar yer değiştiriyordu: Mekânda gerçekleşen bir yolculuk eylemiydi göç olgusu.
Bugün göç olgusu, artık zihinsel olarak gerçekleşiyor; mekân duygusunu, aidiyet bilincini buharlaştıracak niteliksel bir dönüşüm gerçekleşiyor...
Ancak göç olgusunun kendisinde yaşanan bu niteliksel değişim, niceliğin, araçların hükümran olduğu, anlamın anlamsızlaştığı, değerin değersizleştiği, hayatın çölleştiği hakikat fikrinin yitirildiği, güçlünün haklı olarak görülebildiği darwinyen orman kanunlarının hükmünü icra ettiği kaotik bir felâketin eşiğine fırlatıyor bütün insanlığı...
KÜRESELLEŞME SÜRECİ: ÖLÇEK BÜYÜMESİ AMA UFUK DARALMASI
Küreselleşme süreci, bütün dünyada hissediliyor artık...
Küreselleşme süreci, ölçek büyümesi ama ufuk daralması, demek: Evet bir ölçek büyümesi var: Ekonomik, kültürel ve zihnî sınırlar ortadan kalktı: Paul Virilio’nun yerinde tanımlamasıyla “coğrafyanın sonu”nu yaşıyoruz.
Sadece coğrafyanın sonunu değil, mekân duygusunun, geçmiş ve gelecek zaman duygusunun iptal edilmesi, zamanın tek bir zamana, genişletilmiş bir geniş zamana hapsedilmesi, zamanın sadece buradan ve şimdi’den ibaret hâle gelmesiyle birlikte tarih duygusunun, dolayısıyla zaman fikrinin de problemli hâle geldiği ontolojik bir ufuk daralması olgusuyla karşı karşıyayız.
Ölçek büyüyor ama insanın ufku da, dünyası da daralıyor: İnsan, sadece hızın, hazzın ve ayartanın peşinde koşturan insanaltı bir varlığa dönüşüyor, nefs-i emmaresi’nin, kötülüğü emreden nefsinin arzularının kölesi hâline geliyor...
Ölçek büyürken yani ekonomik, kültürel ve entelektüel sınırlar ortadan kalkarken, insanın insanaltı bir varlığa dönüşecek kadar ufkunu ve ruhunu yitirmesi, dünyanın orman kanunlarının hükümfermâ olduğu yeni-barbarlık biçimlerinin arenasına dönüşmesini kolaylaştırıyor...
FELÂKETİN KÖKENİ: MODERNİTE PROJESİ
Bir açıdan bakıldığında ontolojik bir felâkete dönüşen küreselleşme süreci, modernite sürecinin nihâî aşaması ve mantıkî sonucu.
Modernite projesi, insanın tanrılaştırılması çabasıdır: Heidegger, bu gerçeği, “insanın her şeyin ölçüsü ve ölçütü katına yükseltilmesi” olarak tanımlar.
Tanrı fikrini yitiren modern insan, elbette ki, tanrılaşma açmazına soyunacaktı. Modern insanın tanrılaşma açmazına soyunmasını, modernliğin kurucu düşünürü Descartes, “tabiatın efendileri ve hâkimleri olacağız” diyerek hem izah etmiş hem de meşrûlaştırma yoluna gitmişti.
Modern insanın tabiatın efendileri ve hâkimleri olma çabasına soyunması, insanlığa çok pahalıya patladı: Neredeyse bütün kıtalar ve denizler sömürgeleştirildi: Toplumlar, yerlerinden edildi, kitleler hâlinde katledildi: Avrupa’nın nüfusunun 31 milyon olduğu 16. yüzyılın başlarında sadece Latin Amerika kıtasında 20 milyon insan katledildi; Latin Amerika’daki derinlikli medeniyetlerin kökü kazındı, tarihe gömüldü.
20. yüzyıla gelindiğinde, yerinden edilmeyen, kültürleri tarumâr edilmeyen toplum kalmadı dünya coğrafyasında!
19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarına denk gelen yarım asırlık zaman dilimi içinde, Balkanlar’daki halklar hallaç pamuğu gibi savruldu, 300 milyon müslüman katledildi; Balkan Müslümanlarının geri kalan kısmı Anadolu coğrafyasına sürgün edildi.
Benzer bir barbarlık biçimi, Kafkaslar’da da, Orta Asya’da da, Hindistan’da da, Afrika kıtasında da yaşandı.
Bütün bu barbarlıklar, katliamlar ve sürgünler, “uygarlaştırma misyonu” ile yapıldı, meşrûlaştırılmaya çalışıldı.
YÜZYIL ÖNCESİNE DÖNEN DÜNYA
20. yüzyılın son çeyreği ile 21. yüzyılın ilk çeyreği, yüzyıl öncesini andırıyor.
Bu kez, Bosna’da katliam yapıldı, Batılı BM askerlerinin gözetiminde.
Irak’ta 1,5 milyon insan katledildi, Irak içinde kitlesel göçler, Irak dışına göçler ve sürgünler yaşandı... Bütün bunlar da, “Irak’a demokrasi getireceğiz” denilerek yapıldı.
Son olarak Suriye’de yaşanan katliamlar, Suriye nüfusunun yarıya yakınının iç savaştan ve katliamlardan kurtulmak için ülkeyi terketmek zorunda kalması, göç kavramının ve olgusunun nasıl barbarca bir niteliğe büründüğünü göstermeye yetiyor olsa gerek.
Örnekleri uzatmaya gerek yok.
Dünya, bir yandan katliamdan kurtulmak için göçe zorlanan onlarca toplumun sürüklendiği felâkete tanıklık ederken, öte yandan da, göç kavramı ve olgusunda yaşanan bambaşka bir olguya, göçün ontolojik olarak geçirdiği köklü dönüşüme tanıklık ediyor...
DÜNYA İSLÂM’A BU KADAR GEBE OLMAMIŞTI
Göçebe toplum kavramı, tarihe karıştı artık: Mekân duygusunu, aidiyet şuurunu yitiren sanal bir dünyada göçebe olarak yaşayan daha doğrusu sanal dünyanın labirentlerinde oraya buraya yuvarlanan kimliksiz yığınlardan oluşan, ruhu çalınmış bir “dünyasız insan” ve “insansız dünya”nın tam ortasındayız.
İnsana yerini, konumunu, kimliğini, ruhunu, emaneti üstlendiği şuuruyla yaşayan, insanlığın yükünü omuzlarında taşıma şuurunu koruyan tek insan tipi Müslüman İnsan’ın önü alabildiğine açılıyor aslında.
Tam da İslâm’ın hayata değen hakikatinin insanlığa yeniden hayat sunacak ilkelerine bütün insanlığın ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği bir ontolojik felâketin orta yerinde, nefes alıp verme savaşı, insan kalma, insanca bir hayat sürdürme mücadelesi veriyor bütün insanlık...
Dünya’nın İslâm’a bu kadar gebe kaldığı ender bir zaman diliminin tam ortasındayız.
Ama öte yandan da İslâm’a bu kadar saldırıldığı ve Müslümanların dünyanın İslâm’a ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği gerçeğini görebilmelerinin bu kadar zorlaştığı zaman dilimi yaşanmadı tarihte.
Dünyanın nereye gittiğini, nasıl bir ontolojik yok oluş felâketinin eşiğine sürüklendiğini kavrayabilirsek ve İslâm’ın bize yüklediği emaneti bihakkın taşıma şuuruna kavuşabilirsek, gelecek İslâm’a dünden daha fazla gebedir.
Küre ölçeğinde yaşanan bu hem sosyo-kültürel göç hem de ontolojik sanal göçebelik hâlini ancak o zaman insanlığın kendine gelebileceği, âdil bir dünyanın kurulması imkânına dönüştürebiliriz Allah’ın (cc) lûtfu ve keremiyle...
*
Not: Bu yazının tam metni, bu ayki Mostar dergisinde yayımlandı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020