Yusuf Ziya DÖGER
Toplumlardaki egemenlik hakkının yerli veya yerli olmayanlar tarafından gerçekleştiriliyor olması, toplumundaki sosyal sorunların temel sebebi olarak algılanabilir. Bir toplumun kendisini yönetmesi anlamına gelen egemenlik hakkını gerçekleştirebilmesi sosyal barışın temel unsurudur. Bu barışın doğrudan doğruya egemenlikle ilintili olması toplumun geleceği açısından önemlidir.
Dünya toplumları 19. ve 20. yüzyılda uluslaşma sürecini başarırken Kürdlerin bunu başaramamasının nedenleri üzerinde düşünmekte fayda var. Kürdistan halkı neredeyse 800 yüzyıl doğrudan doğruya aşiretsel yapıların egemenliğin yaşadı. Süreç içerisinde aşiretler üzerinden oluşan ünsiyet anlayışı, yeni ünsiyet anlayışının gelişimi önünde önemli bir engel olarak yer aldı. Aşiretsel ünsiyet zamanla egemenliğin kullanım biçimine yönelik algının da değişimine neden oldu. Ki egemenliğin koruyuculuğuna güvenilen emin kişilerin eliyle gerçekleştirilmesini mutlak zorunluluk haline gelmesine vesile oldu.
Aşiretsel yapılarla ile yönetilen toplumlar kendisinden olan birinin tahakkümünü kolaylıkla kabul ederken, kendisi dışında olan birinden veya yapıdan gelecek tahakkümü kolay kolay kabul etmezler.Kürdlerin egemenlik algısını şekillendiren bu mantalitenin günümüz Kürd siyaset yaklaşımlarını ideolojik ve düşünsel beslenme kaynaklarının farklılığına rağmen etkilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ki Kürdler arasında sahne alan bu siyasetlere intisap edenlerin mantalitesini de doğrudan doğruya etkilediğini ileri sürmek fazlaca abartılı bir yaklaşım olamaz.
Bu nedenle Kürdlere dışarıdan zora dayalı dayatma yapıldığında bir süreliğine de olsa suskunluğa gömülebilirler. Ama süreç içerisinde buna karşı olan dirençleri bir yerde herhangi bir olayla ortaya çıkıyor. İki yüzyıllık devletsizliğe rağmen içine düştükleri olumsuz koşul ve şartlarda bile bir süre sonra tekrar ayağa kalkma başarısını göstermeleri bu şekilde okunabilirse sağlıklı sosyal ve siyasal değerlendirmelerle sonuçlar üretilebilir.
Bu meyanda Kürdler farklı düşünebilirler, farklı tarz siyasi anlayışlarını tercih edebilirler. Hatta farklı düşüncelere intisap ederek kendilerini gerçekleştirmeyi bile düşünebilirler. Ama bunları bir diğerine dayatmaya kalktıkları anda karşılarında aşiret mantığındaki egemenlik anlayışını bulacakları yaşanalar üzerinden rahatlıkla anlaşılabilir. Ki Kürdler bunu kendilerine karşı bir müdahale olarak algılarlar ve karşıt tepki geliştirirler.
Bu gün PKK ve Hizbullah çizgisine intisap eden Kürdlerin genel kanaat ve davranışları tahlil edildiğinde saha egemenliğini ele geçirme isteği olduğu görülür. Saha da egemen olanların kendi sahaları içerisinde bir başkasının varlığını ve egemenliğini kabul etmemesi aşiret mantığıyla bu güne sirayet eden mantık çerçevesinde doğal görünebilir. Ama dünyanın/insanlığın bugün ulaşmış olduğu birlikte yaşam kültürü çerçevesinde bu bakışın değerlendirilmesi gerekir. Ki anlamsız olduğu apaçık ortadadır.
Günümüz dünyasında düşünsel ve ideolojik tekelleşmeye karşı anlamlı tepkiler var. İnsanların farklı değerlerle kendilerini var kılmaları gerektiğine olan inanç, güçlü argümanlara sahip. Bu nedenle Kürdlerin yek pare bir düşünce veya inanç etrafında kümelenmelerinin mümkün olmadığı görülmektedir. Bu meyanda da tekelci dayatmanın Kürd toplumu tarafından kabul görmeyeceğini unutmamak gerekir.
O halde Kürdler ideolojiler yerine ortaklaşabilecekleri değerler üzerinden parçalanmışlıklarını bir nebze de olsa giderebilme imkânı bulmak zorundadırlar. Bakın Farslar bu değeri Şia düşüncesi üzerinden oluşturarak dünya karşısında mermerleşmiş bir yapı oluşturmaktadırlar. Ama bunu başarmak içinde yanına bir değer daha koyma ihtiyacı duydular o da Farsilik ve bunun ürettiği tarihsel kültür.
Öyleyse Kürdler, halkın örf, âdetini şeraitten bir bab olarak kabul eden Şafiiliği önemseyerek kadim Kürd Kültürü ve değerleri etrafında bütünleşme sağlayabilirler. Ne zaman ki intisap ettikleri düşüncelerini Kürdlük bilincinin arkasına koyarak pratiklerini gerçekleştirmeye başlarlarsa o zaman gün doğumu yakın olur onlar için.
Sonuç:
PKK ve Hizbullah çizgisinde olan Kürdler şunu açıkça düşünmelidirler. Aramızdaki çatışma kime yarıyor? Bu soruya sağlıklı cevap üretebildikleri zaman aralarındaki sürtüşmenin anlamsızlığını fark ederler. Değer istiyorlarsa Kürdlük ve bunun yanına konulacak onlarca değerde uzlaşmalarının mümkün olduğunu göreceklerdir. Ama çatışmanın hiçbirisine hiçbir şekilde kazandırmayacağını da bilmek ve anlamak zorundadırlar.
Saha egemenliğini ele geçirmenin uzun vadeli toplumsal çıkarlara hizmet etmediğini kavradıkları anda ortak değerlerine dönebileceklerini düşünüyorum. Tarih sahnesinde saha egemenliğine oynayanların dünyayı kasıp kavurduklarını ama uzun vadeli yaşama şansı bulmadıklarını bilmek gerekir. Fakat değerler üzerinden ortaklaşanların varlıklarını koruyarak tarihte ve bugün dahi yer aldıkları ise gerçekliktir.
Irak ve Suriye’de saha egemenliğine oynayan Daiş çetelerinin durumuna düşmek gibi bir realite de var. Ne diyoruz bunlar günün ve bölgenin Konjonktürünün yansıması. Bu durum değiştiğinde ise mutlaka yok olacaklardır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden Demirtaş ama HDP değil?
29.05.2018 - Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 1
21.02.2018 - ALANSAL EGEMENLİK VE FELAKET SENARYOLARININ YAZARLARI
13.10.2017 - Hewler Mitingi ve Arka Plan Mesajları
24.09.2017 - Referandum mu? Yoksa korku ütopyası mı?
27.03.2017 - İdeolojik Saplantılar ve Parçalanmış Kafalar..
27.02.2017 - Kürdler Hem Sağdan Hem de Soldan Eritildi
16.02.2017 - Aşiretlerin tarihsel dayanağı - 3
31.01.2017 - Aşiretlerin tarihsel dayanağı-2
28.01.2017 - Aşiretlerin tarihsel dayanağı
22.01.2017
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Palmiye yayınları
Palmiye yayınları olarak gazeteci, yazar, şair arkadaşlarımıza bir imkân sunuyoruz. Destekli yayıncılık kapsamında yazılarınızı kitaba dönüştürebiliriz. Siz yazın biz basalım yayınlayalım. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz. İletişim bilgilerimiz: [email protected] https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari Tel: 0555 2915061-0539 3602045