Melih ALTINOK
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, “Kürt sorununu müzakereci bir yöntemle çözmek istiyorsanız buna BDP de, Kandil de, İmralı da hazırdır” dedi.
Kimileri iyi niyetiyle, BDP’nin arabuluculuk rolüne hazırlığından umutlanıyor.
Kimileri ise haklı çıktığını ilan etti bile. Her ortamda “çoluğun çocuğun” ya da bazı “imtiyazsızların” bu konuda fikir belirtmesinden rahatsız olduğunu söyleyen Cengiz Çandar da “Kürt sorununun çözümü için BDP’nin muhatap alınması gerektiğine ilişkin dilimizde tüy bitti, yazdığımız yazıların mürekkebi tükendi” diye yakınarak yine ufkumuzu açıyor!
Ancak ortada, görülmemeleri imkânsız olduğu halde, pozisyon koruma kaygısıyla bir türlü dillendirilmeyen ciddi soru işaretleri var.
Neyin müzakere edileceği konusuna girmeden önce, egemen Kürt siyasal hareketi cephesinde fiilen müzakere ehliyetinin kimde olduğuna bir bakalım.
Tabandaki prestijine karşın Abdullah Öcalan’ın örgüt üzerindeki etkinliği tartışma konusu. Kandil’in Öcalan’ın direktifleri doğrultusunda hareket etmediğine dair ciddi göstergeler var. Reşadiye saldırısı sonrasında olduğu gibi, Öcalan’ın bizzat kendi yaptığı açıklamalar da bu tesbiti doğruluyor.
Kandil’in farklı zirvelerinden gelen her açıklamada illa ki Öcalan’a bağlılığın zikredilmesi kafanızı karıştırmasın. Bu jest, tarafların, etkinliği sıfıra indirgenmiş içi boş lider kültünün meşruiyetinden yararlanıp örgüt içindeki iktidar mücadelesinde elini güçlendirme aracı. Kandil’in komutanları için Öcalan, tıpkı Türk ulusalcıları gibi, adı anılarak “izinden yürünülen bir Atatürk”.
Dolaysıyla PKK’nin silah bırakması ve Kürt sorunu konusunda Öcalan’ın ikna edilmesi pratikte hiçbir şey ifade etmiyor. Ankara da bu durumun farkında.
BDP cephesi ise, partinin kurmaylarından son dönemde gelen açıklamalara rağmen özerk bir irade odağı değil. Koltuklarının bekasının ve geleceklerinin Kandil’in komutanlarının iki dudağının arasında olduğunu bilen BDP’lilerin, dağın tasfiye kâbuslarından sıyrılıp özgün bir müzakere politikası üretmelerini beklemek hayal.
Evet, geriye kalıyor Kandil. Devletin, silahların susması için müzakereye niyeti varsa, ortadaki tek aktör o. Ne Öcalan ne de BDP, örgütü silah bırakması noktasında ikna edebilir. Hatta Ahmet Türk’ün dediği gibi bunu “söyleyemezler” bile.
Ne var ki sorun, açık yüreklilikle ehliyetli müzakerecinin adresini vermekle de bitmiyor. Zira o adreste bir apartman var ve her dairede de başına buyruk kat malikleri. Karayılan, Karasu, Hüseyin... Birbirlerini zaman zaman “gözaltına alacak” kadar sıkı bir iktidar mücadelesi veren komutanların, rakibinin eline koz verecek bir müzakere inisiyatifi riskini göze alması ne kadar mümkün, varın siz söyleyin.
Bakın, BDP’lilerin ağzından ürkek de olsa “müzakere” lafı çıkar çıkmaz, “güvercin” Murat KarayılanANF’ye ne diyor: “Her şeyden önce Önder Apo ağır bir tecrit altında iken hangi Kürt siyasetçisi ya da devrimcisi gidip de Türk devletiyle müzakere yapabilir ki? Bunu hiç kimse kabul edemez ve hiç kimse göze alamaz.”
Şimdi de, bir hava operasyonunda yaralanınca soluğu, memleketindeki Kürtlerin en temel haklarını bile vermeyen Esed’in Suriye’sinde, evinde alan Feyman Hüseyin’i dinleyelim: “Bu yıl savaş yılımız, soluk aldırmayın!”
Hani kızımız olacaktı?
Gelelim neyin müzakere edileceği konusuna. Kışanak müzakerelerin “Kürt sorunu” için yapılması gerektiğini söylüyor.
Silahlı gücüne, yaygın örgütlülüğüne ve küçümsenemeyecek tabanına rağmen egemen Kürt siyasal hareketinin, Kürt halkının tamamının iradesinin üstlenicisi olmadığı ortada. Bu durumda, Kürt sorunu dediğimiz ve özünde tüm Türkiyelilerin demokrasi problemi olan bir konunun çözümü için müzakere teklif etmek, dahası bunun için kendini adres göstermek de ne oluyor?
Bir Türkiyeli olarak elbette ki Kürtleri de kapsayan demokratik haklarımızın müzakere konusu edilmesini, üstelik de bunun için bir cepheyle masaya oturulmasını kabul edebilir misiniz?
Ne yani anlaşamazsanız demokratik haklarımızı alamayacak mıyız?
O halde yapılması gereken ne?
Hükümet;
“PKK sorununda” öncelikle örgütün üst düzey yöneticilerinin üçüncü ülkelerde ikameti, siyaset yapma hakkı, af ve benzeri radikal yöntemlere odaklanmalı.
“Kürt sorununda” da eş zamanlı olarak, anadilde eğitim, her türlü ayrımcı uygulamalara son verilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yeni anayasa, ceza kanunlarının iyileştirilmesi gibi temel adımları demokratikleşme perspektifiyle bir an önce atmalı.
Ancak bu konuyu “müzakere” konusu yapmadan ve yalnızca BDP ile değil parlamentodaki tüm partilerle diyalog kanallarını sonuna kadar açık tutarak. Bunu da “açılım” falan diye ilan etmenin gereği yok. AK Partili bir bölge milletvekilinin dediği gibi, demokratikleşme adımları hükümetin rutini haline gelmeli ve bir dönemle sınırlandırılmamalı.
Üçüncüsü ise süreci yalnızca bölge vekilleri ve bürokratlarla değil, çözümün birincil aktörü oldukları halde hükümet nezdinde bir türlü muhatap kabul edilmeyen bağımsız ve demokrat Kürt aydınlarının katkılarını isteyerek yürütmek şart.
Gerçekçi olalım, imkânsızı istemiyoruz.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019