Yıldıray OĞUR
Son günlerde Meclis kürsüsünde hararetli konuşmalar yapan bakanlar görüyoruz.
Normalde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne göre bakanlar Meclis Genel Kurulu’na ve komisyonlara katılamıyorlar.
Ama siyaset, bu sistemi icat eden hukuk dehalarının tasarımlarına sığmayınca bakanlar ile milletvekilleri ilişkisi kopunca, Meclis iç tüzüğünde değişiklik yapıldı ve sistemin ana mantığına ters olsa da bütçe döneminde meclis komisyonlarına ve genel kurula, başka zamanlarda da nöbetleşe Meclis çalışmalarına bakanların katılımının önü açıldı.
O yüzden bu aralarda bütçeleri görüşülürken bakanlar, Meclis’te uzun bir süredir bakan yüzü görmemiş milletvekillerinin birikmiş sorularına cevap veriyor.
Siyasetten gelmeyen bakanlar epey zorlanıyor ama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi siyasette tecrübeli isimler için bu yeni sistemle ortadan kaldırılmış iyi bir siyaset yapma fırsatı.
Önceki gün Meclis’te CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel,
geçen hafta sonu yapılması planlanan Adana Kebap ve Şalgam Festivali’ni Valiliğin neden iptal ettiğini” sordu Bakan’a.
Bakan’ın cevabıyla CHP’yi hassas bir noktadan köşeye sıkıştırmaya çalıştığı anlaşılıyor:
“Bahsettiğiniz festival bu olsa gerek: Adana Dünya Rakı Festivali. Bu konuda Valiliğin bu festivale yönelik bir yasağı söz konusu. Zannediyorum rakı festivaline yasağı koyduktan sonra meseleyi, kebap ve şalgam festivaline döndürmüş olabilirler. Kısa bir süre önce Adana’da, Türkiye’den herkesin katıldığı, bir kültür durağı olan, ‘Adana Lezzet Festivali’ düzenlendi. Zannediyorum bilgide eksiklik söz konusu. Eğer bahsedilen rakı festivali ise bu rakı festivaline Adana Valiliği geçen yıl da bu yıl da yasak koydu. Ne geleneklerimizde ne de herhangi bir durumla bu, örtüşebilir değildir.”
Ama cevaptan murat edildiği gibi “rakı festivalini savunan CHP” değil, İçişleri Bakanı’nın festivalin iptal gerekçesi olarak “Geleneklerimizle örtüşmüyor” demesi tartışılıyor.
Acaba örtüşmüyor mu?
Bu tartışmanın ucunu Osmanlı’da içkinin tarihine, Abdülhamit, Atatürk dönemlerinde açılan bira, içki fabrikalarına, Tekel’e, devletin içkiden alınan vergilerle gördüğü kamu hizmetlerine kadar götürmek mümkün.
Ama herhalde esas mesele geleneklerimiz derken tek bir şeyden bahsettiğimizi zannetmekte.
Türkiye’de inançları, kültürleri farklı insanlar yaşıyor, şehirlerin de birbirinden farklı kültürleri, hayat tarzları var.
Bakan haklı olabilir. Böyle bir festival Trabzon’daki geleneklerle örtüşmeyebilir.
Ama Adana’nın gelenekleriyle örtüştüğü anlaşılıyor.
Çünkü bu festivalin arkasında bir yemek kültürü, en az 100 yıllık bir tarih var.
Bundan 100 yıldan fazla bir zaman önce Adana’daki Kuş Pazarı’na gelenler sabahın ilk ışıklarıyla ciğerle kahvaltı yaparken, onlara sabaha karşı çevredeki kebapçılardan çıkanlar rakılarıyla katılmış ve bir yemek geleneği başlamış.
Muhafazakar insanların hoşuna gitmiyor olabilir ama bu gelenek onlarca yıldır Adana’da yaşıyor.
Her Cumartesi gecesini Pazar’a bağlayan sabahın ilk ışıklarıyla binlerce Adanalı, sabah kahvaltısında ciğer ve kebap yiyip, yanında isterlerse rakı isterlerse şalgam içmeye Büyük Saat Kulesi’nin altında, bir zamanlar tarihi Kuş Pazarı’nın kurulduğu, şehrin en meşhur kebapçılarının olduğu Kazancılar Çarşısı’na geliyorlar.
Bütün Türkiye’nin olmasa da kendine özgü bir şehir olan Adana’nın geleneklerinden biri bu.
Herhalde başta AK Parti Sözcüsü olmak üzere, iktidar partisi içindeki Adanalı siyasetçiler de kendi şehirlerinin bu geleneğinden haberdardırlar.
Peki bu gelenek ne zaman bir festivale dönüştürülmüş?
Bu sorunun cevabı da her ne kadar kendisi o sırada AK Partili olmasa da Bakan beyi üzebilir.
2006 yılında.
2006 yılında, bu eski geleneği Altın Koza, Portakal Çiçeği gibi Adana’nın binlerce turisti şehre çeken festivallerinden birine dönüştürmeyi düşünen bir grup Adanalı, her Aralık ayının ikinci Cumartesi gecesi sabaha karşı başlamak üzere ilk festivali Büyük Saat Kulesi’nin altında düzenlemişler.
Festivalin adını da “Dünya Rakı Festivali” koymuşlar.
Bu adla festival 2015 yılına kadar her Aralık ayının ikinci cumartesisi yapılmış. Büyük Saat Kulesi’nin altında masalar kurulmuş, mangallar dizilmiş, içki içen içmeyen binlerce Adanalı bu geleneği burada yaşatmış, sadece bu festival için şehre binlerce turist gelmeye başlamış.
Festival bu adıyla, AK Parti iktidarında başlayıp, dokuz yıl boyunca da sorunsuz yapılmış.
Festival ilk kez 2015 yılında valilik tarafından iptal edilmiş. Tartışmalar yaşanmış, haberlere konu olmuş.
Valinin kararına itiraz edip, “Ben de orada olacağım” diyen kim olmuş peki?
Dönemin MHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü.
Yani son 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti ve MHP’nin ortak adayı.
Nihayet orta bir yol bulunmuş. Festivalin adı biraz da muzipçe Adana Kebap ve Şalgam Festivali olarak değiştirilmiş ama eğlencenin geleneksel içeriği değişmemiş.
Hatta Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, o yıl festival alanına “Pilotlara başarılar dilerim” diye bir de pankart astırmış.
2016, 2017, 2018 yıllarında da festival yine Kebap ve Şalgam Festivali adıyla, artık yüzbinleri geçen kalabalıkların katılımıyla sorunsuz yapılmış. İçki içenlerin de içmeyenlerin de sabaha karşı gidip katıldığı, kebap yediği bir eğlenceye dönüşmüş.
Bu festivale Adana’da bazı muhafazakar sivil toplum örgütlerinin uzun zamandır karşı çıktığı, iptal ettirmek için lobi yaptığı anlaşılıyor.
Nihayet bu yıl 14-15 Aralık günlerinde yapılacak festival Valilik tarafından iptal edildi.
Ama işin tuhaf kısmı şimdi başlıyor.
Çünkü Valilik bu festivali “Geleneklerimizle örtüşmüyor” diye değil, “terör ihbarı var” diyerek iptal etti.
Tecrübeli gazeteci Taner Talaş’ın yönetiminde Adana’da yayın yapan Küçüksaat.com haber sitesinin yayınladığı Adana Valiliği’nin resmi yazısına göre iptalin gerekçesi 4 Aralık 2019 günü, yani festivalden 10 gün önce Adana Emniyet Müdürlüğü’nden Valiliğe gelen “etkinliğe katılacak vatandaşlarımıza yönelik bazı saldırıların olabileceği ihbarı”.
Yazıda “olabileceği” dışında bir ayrıntısına girilmeyen bu ihbarın ardından başka bir çok güvenlik riski sıralanmış.
“DAEŞ terör örgütünün festival ve konser gibi yerlere saldırarak kargaşa ortamı çıkarmaya çalışabileceği”, “terör örgütlerinin karşıt gruplara yönelik eylem arayışı içinde olduğu”, neredeyse biteli bir ay olmuş “Barış Pınarı Harekatı nedeniyle organizasyona katılacaklara karşı toplumsal duyarlılık oluşabileceği”, “bölgedeki ibadethane, türbe ve tarihi mekanlar yüzünden ırk, din, mezhep bakımından bir kesimi, diğer kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edebileceği” gibi somut olmayan, neredeyse bütün hayatın iptali için kullanılabilecek gerekçeler bunlar.
Gösterilen gerekçelerden tek elle tutulur olanı bir ay önce şehrin iyi lokantalarının olduğu lüks bir caddesinde patlatılan ve sadece bir araçta küçük bir maddi hasara neden olan ses bombası. Kim tarafından, ne amaçla yapıldığı meçhul...
Ama işin ilginç tarafı valiliğin “terör ihbarı var” diyerek iptal ettiği festivalin neden iptal edildiği sorulan İçişleri Bakanı’nın bu uzun güvenlik gerekçelerinden hiç bahsetmeden açıkça “Ne geleneklerimizde ne de herhangi bir durumla bu, örtüşebilir değildir” demesi.
Ama Adana Valiliği ve emniyeti sadece festivali iptal etmekle kalmamış. Şehrin meşhur kebapçılarının olduğu tarihi bölgeyi festivalin yapılacağı gece panzerlerle, polislerle kapatmış. Polis kebapçılara girerek müşterilere kimlik kontrolleri yapmış. Yani geçen yıl binlerce insanın sorunsuz festival yaptığı bir bölgede devlet insanların canını epey sıkmış.
Festivalin hikayesi aslında AK Parti iktidarının dönüşüm hikayesiyle epey paralellik arz ediyor.
2006’da demokratik reformların yapıldığı yıllarda Adana Rakı Festivali diye yapılmasına izin verilen, 2015 yılına kadar bu adla sorunsuz yapılan festivalin adı o yıl Kebap ve Şalgam Festivali olarak değiştirilmiş ama yapılmasına yine de izin verilmiş, bu yıl ise güç temerküzü artık zirveye çıkmışken de “geleneğimizle örtüşmüyor” diye iptal edildi.
Eline güç ve imkan geçtiğinde gözünü kırpmadan başkalarının hayatına karışma, insanların tercihlerine bir günlük olsa da saygı gösterememe, uzlaşma için adı dahi değiştirilmiş bir festivale tahammül edememe, geleneklerimiz diye tek bir doğruyu, yaşam tarzını dayatma, hayattaki çeşitlilikten rahatsız olup, düzleştirmeye çalışma, merkezden bakıp şehirlerin farklı kültürleri olabileceğini anlamama, insanların kendi aralarında vardıkları uzlaşmaları devlet gücüyle bozma, tabii bir de bir festivali yasaklamak için terör ihbarı gibi asılsız iddiaların arkasına saklanma...
Kendi mutlak doğrusunu herkese dayatmaya çalışan, toplumsal uzlaşma arayışlarından korkan, kendi bildiği dünya dışındaki her şeyi tehlikeli, marazlı gören tabii ki sadece bir kesim değil.
Buna son örnek Gelecek Partisi’nin kurucular kuruluna giren Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir’e Alevi camiasından gösterilen tepkiler.
Parti programında “cem evlerine hukuki statü tanınmasını” vaad ederek Alevilere doğru açılmaya çalışan bir partiye katıldığı için Demir hakkında Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın açıklaması epey tanıdık:
“Kurduğunuz bu partinin programı ile bir Alevi Dernek başkanını yanınıza alarak Alevilerin oylarına talip olmanız geçmişte Alevilere yaptıklarınızı unutturmayacaktır. Bunun örnekleri tarih sayfalarında çoktur ve hiçbir karşılığı olmamıştır. Alevilerin bin bir güçlükle kurduğu ve büyüttüğü Alevi Kültür Dernekleri‘nin Genel Başkanlık makamına getirdiği Doğan DEMİR yukarda yazdıklarımızı unutmuş olabilir mi? Görünen o ki kendi siyasi geleceği için unutmuş. Kendi toplumuna ihanet eden bir kişiden medet umuyorsanız o da yeni kurulan partinin acizliğini gösterir. Alevilerin tarihinde ihanet edenlerin yeri bellidir. Biz Aleviler yıllardır verdiğimiz onurlu mücadelemize, bize ihanet eden Hızır Paşalara rağmen devam ettik ve edeceğiz.”
Aynı ihanet diskurunu bugünlerde iktidar yanlısı gazetelerdeki bazı köşelerde ve sosyal medya hesaplarında Davutoğlu, Babacan, Yeneroğlu için de görebilirsiniz.
Çünkü aslında kafasını kaldırıp camdan karşı mahallere bakmanın bile ayıp görüldüğü kapalı devre aşiretlerde yaşıyoruz.
Bu aşiretlerden çıkamayan, kendi mutlak doğrularından başka her şeye kapanmış, sadece karşı tarafın gelip kendi doğrularını kabul edeceği günü bekleyenler için karşı mahallerdeki insanların fikirleri, kültürleri, gelenekleri de tehlikeli ve saygıyı hak etmiyor.
Neyse ki bütün bunlar Adana’daki o festival gibi değil, geleneğimizle rahatlıkla örtüşebiliyor...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025