Ahmet ALTAN
Okula giden çocuklara rastladım dün yollarda.
Onlar için çok üzüldüm.
Zavallı “eğitim mahkûmları”, hayatlarının en güzel, en eğlenceli olması gereken yıllarını, daha sonra unutacakları bir sürü saçmalığı öğrenmek, ciddi bir “beyin yıkamasından” geçmek, kişiliklerini, tek tip adam yetiştiren “tornaya” teslim etmek için harcayacaklar.
Gidecekleri okulların birinci amacı, onlara “ulu önder” Atatürk’ün müthiş bir adam olduğunu, hiç hata yapmadığını ve Türkiye’yi sadece Atatürk’ün yaptıklarını tekrar etmenin kurtaracağını ezberletmek, zihinlerine bu yalanı kazımak olacak.
Cumhuriyet tarihi boyunca okullar bunu yaptılar.
Dün yazıişleri toplantısında Tuğba, çocukluğunda en büyük korkusunun “Allah mı daha büyük, Atatürk mü daha büyük” sorusuyla karşılaşmak olduğunu, çocukken hangisinin daha büyük olduğuna bir türlü karar veremediğini anlatıyordu.
Çocukları bu tür korkulara iten bir eğitimden geçti insanlar bu ülkede, hâlâ da geçiyorlar.
Yeni Milli Eğitim Bakanı bazı değişiklikler yapmaya çalışıyor ama dün Kürşat Bumin’in yazısında yer verdiği YÖK Kanunu’nun girişi “yükseköğrenim”in amacını anlatmaya şu maddeyle başlıyor:
“1- Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine bağlı...”
Gerisini yazmaya bile gerek yok, birinci amacı bu olan bir üniversiteden çıkacak insanların “özgür düşünceli” bireyler olması mümkün mü sizce?
Zaten bizdeki eğitimin amacı, “özgür düşünceli birey” değil, itaatkâr bir sürüye, öğrendiği ezberleri tekrar eden koyunlar yetiştirmektir.
Cumhuriyet’in eğitim anlayışı ve amacı da budur.
Daha sakatlık adından başlıyor, ne demek “milli” eğitim?
Fiziğin, coğrafyanın, biyolojinin, kimyanın “millisi” nasıl oluyor?
Olmuyor tabii ki ama dert çocuklara “fizik” öğretmek değil, dert, Atatürk’ün bir “diktatör” olduğunu saklamak ve bir diktatörlüğü “yeryüzünün tek kutsal ve doğru” yönetimi olarak çocuklara ezberletmek.
“Atatürk diktatör olmak zorundaydı, başka türlü cumhuriyeti kuramazdı” diyenler olduğunu biliyorum, mecbur muydu değil miydi tartışmasına gerek yok bence ama şu soruya gerek var:
“De ki Atatürk diktatör olmaya mecburdu, peki biz o diktatörlüğü hâlâ kutsamaya ve en iyi yönetim biçimi olarak çocuklara ezberletmeye mecbur muyuz?”
“Devletinin ve ordusunun” her yaptığına boyun eğecek, hiç sorgulamayacak, soru sormayacak, düşünmeyecek, tartışmayacak insanlar yetiştirmek istiyorsak mecburuz tabii.
Biliyorsunuz bizim ünlü bir “Tevhid-i Tedrisat Kanunu”muz var.
“Eğitim birliği” demek.
Bu ülkedeki her ırktan, her dinden, her mezhepten çocuğun “tek elden ve tek merkezden” eğitilmesi anlamına geliyor.
Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki “Talim ve Terbiye Kurulu” denen yerde sekiz on adam oturur, bu ülkedeki çocukların neler öğrenmesi ve neleri de “asla” öğrenmemesi gerektiğine karar verirler.
Onların karar verdiğinin dışında hiçbir şey öğretilemez çocuklara.
Düpedüz faşist ve ırkçı bir anlayışı kazırlar çocukların zihnine.
“Bir Türk cihana bedeldir”, “Ne mutlu Türküm diyene”, “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” türünden bir “faşizm parfümü” ciltlerinin altına enjekte edilir, artık hayat boyu o kokudan kurtulamazsın.
Yeryüzünde Türk’ten başka “önemli” insan olduğuna inanmaz, Türk olmayan herkese aşağılayarak, küçümseyerek, kuşkuyla bakarsın.
Bir yandan da “düvel-i muazzama”nın Türk’e düşman olduğunu, hep Türklere kötülük yaptığını, Türkleri kandırdığını öğrenirsin.
Böylece hem en büyük, hem de sürekli kandırılan bir salak olmayı aynı anda benimser, en halisinden bir kişilik çatlamasını daha yedi yaşında yaşarsın.
Tarih, diye de baştan aşağı yalan bir hikâye anlatırlar.
Hep biz haklıyızdır, hep biz güçlüyüzdür.
Bırakın “Ermeni soykırımı” lafını “Ermeni meselesi” diye bir olayı bile duymazsın okulda, sonra büyüyüp de bir yerde “Türkler Ermenileri öldürtmüş” sözüyle karşılaşınca da “yalan bu” diye bağırırsın.
Kürt diye kimse yaşamaz bizim ülkemizde bu “eğitim anlayışına” göre, burada herkes Türk’tür ve herkes varlığını Türk varlığına armağan eder.
Osmanlı’nın İttihatçılardan önceki padişahları “deli, çılgın, manyak, sapık” olsalar bile iyidir, İttihatçılardan sonraki padişahlarının hepsi de “hain, katil, rezil, budaladır”.
Bu eğitime göre “dindarlar” yobazdır, Batı kültürünü ve demokrasisini beğenenler “züppedir” ama Batı müziği dinlemeyen ve Batılı gibi giyinmeyenler de “gericidir”, Tanzimat bir felakettir...
Türkiye’de sorunun “özü”, bizi çocukluğumuzdan itibaren zehirleyen bu eğitim ve bize ezberletilen yalanlardır, bu “milli” eğitimi “gerçek” bir eğitime dönüştürmeden de yaratıcı ve özgür bireylere sahip, gerçekten demokrat bir toplum haline gelmek, emin olun, çok zordur.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları



















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018