Ahmet ALTAN
Türkiye’nin “kirli iktidarlardan” bıktığı bir dönemde AKP “temiz bir parti” olarak geldi iktidara.
Zor zamanlardan geçti.
Sonra “geçmiş suçların ve cinayetlerin” hesabını soran dürüst bir parti olarak kitlelerin kalbini kazandı.
Kirlenmiş bir siyasetin ortasında yeni ve lekesiz bir parti olmanın olağanüstü hazzını yaşadı.
Lakin Türkiye gibi bir ülkede “temiz” kalmak çok zor.
İktidarının ilk yıllarındaki Hablemitoğlu cinayetini “geçmişin” günahları arasına yazarsak AKP döneminin üç büyük cinayeti var.
Hrant Dink.
Behçet Oktay.
Ve son olarak şu dehşet verici Uludere Katliamı.
Hrant Dink cinayetinin arkasındaki isimlerin çoğu açıkça bilinmesine rağmen siyasi iktidar o isimlerin ortaya çıkarılması için pek bir çaba göstermedi.
Hatta tam tersine, bugün Markar Esayan’ın yazdığı haberde okuyacağınız gibi Dink cinayetine karışan hemen hemen bütün isimler “terfi” ettirildi.
Devletin TİB gibi resmî müesseseleri Dink cinayetinin ortaya çıkarılması için uzun yıllar boyunca işbirliği yapmadı, hiç kimse onları işbirliğine zorlamadı.
Dink davasının bugün sonuçlanmasını bekleniyor ama ortada birkaç tetikçi çocuktan başkası yok.
Bu davayı böyle kapatırlarsa, emin olun bu dosya ileride yeniden açılacaktır.
Davanın soruşturulması sırasındaki bütün ihmaller, suçluyu saklama çabaları, şaibeli insanların korunması da yetkililere sorulacaktır.
İkinci büyük cinayet Özel Harekâtçı Behçet Oktay’ın öldürülmesi.
Bu cinayet, yalancı bir tanığın sözleriyle “intihar” denerek kapatıldı.
Dosya daha sonra yeniden açıldı.
“İntihar etti” denen kurbanın kaburga kemiklerinin kırıldığı, iki mermiyle vurulduğu anlaşıldı.
Ama bu dava da garip bir dirençle karşılaştı.
Kuvvetli ve kararlı bir irade bu cinayetin üstüne gitmedi, aksine cinayetin üstü örtülmeye çalışıldı.
Devlet, kendi görevlisinin öldürülmesinin peşine düşmekten kaçındı.
Üçüncüsü ise çok yeni yaşadığımız Uludere Katliamı.
Bu katliam konusunda hükümet hâlâ bir açıklama yapmıyor.
Başbakan, bu katliamda sorumlu olabileceklere “teşekkür” ediyor.
Hürriyet’ten İsmail Küçükşahin’in yazdığı ve henüz yalanlanmayan çok çarpıcı habere göre 34 köylüyü bombalayan uçakların pilotları karargâhta tutuluyorlarmış.
Evlerine bile gitmelerine izin verilmiyormuş.
Bu, çok ciddi bir iddia.
Küçükşahin bu haberi “teyit ettiremediğini ama çok güvendiği bir kaynaktan” öğrendiğini söylüyor.
Eğer haber yanlışsa hemen yalanlamaları ve pilotların nerede olduğunu açıklamaları gerekir.
Yok, eğer doğruysa...
O zaman da pilotları niye herkesten gizlediklerini, evlerine bile göndermediklerini halka anlatmaları beklenir.
Uludere’yle ilgili her konuda olduğu gibi bu konuda da hükümet ve Genelkurmay sessizliğini koruyor.
Bu sessizlik kuşkuları arttırıyor.
Kurtuluş Tayiz’in bugünkü haberinde göreceğiniz gibi kuşkuları arttıran başka olaylar da var.
38 kaçakçının altmış katırla birlikte vurulmasından bir gün önce “aynı yoldan” yaklaşık 150 kaçakçı geçiyor.
Eğer o yoldan kaçakçı kılığında PKK’lıların geçeceğine dair ellerinde on gün önceden gelen bir istihbarat varsa o kaçakçıları nasıl görmediler?
Yok, oradan geçenlerin kaçakçı olduğunu bildikleri için onlara dokunmadılarsa ertesi gün 38 kişiyi niye bombaladılar?
Hükümet bu sorular karşısında sessiz duruyor, sanırım medyanın haysiyetten yoksun sessizliğine ve teslimiyetine güveniyor ama o medyanın gücü de, çapı da yetmez bu katliam konusunda hükümeti korumaya.
Öldürülen 34 kişinin değil Başbakan’ın savunuculuğunu yapan bir medya halkın saygısını kazanamaz, hiçbir iktidarı da savunamaz, kendi adını lekeler sadece, kalabalık bir tıynetsizler güruhuna birkaç kişi daha katılır, hepsi o kadar.
İktidar, ne kadar susarsa sussun, ne kadar kalabalık bir dalkavuklar alayına sahip olursa olsun bu cinayetlerin altından kalkamaz.
Bu halkın aklı ve vicdanı var.
Ne Dink’i, ne Oktay’ı, ne de paramparça bedenleri katırlarla taşınan otuz dört köylüyü siyasi oyunlara kurban eder.
Bugün değilse yarın mutlaka hesabını sorar.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018