Atilla YAYLA
10 Ağustos 2014 seçimiyle Türkiye yeni bir döneme girdi. Ben buna Üçüncü Cumhuriyet süreci diyorum. Bu adlandırmayı kabul edenler de olabilir etmeyenler de, ancak, yeni bir döneme girdiğimiz tespitine kimsenin itiraz edebileceğini zannetmiyorum. Geride kalan 12 yıl, özellikle son 2 yıl, hep Erdoğan etrafında konuşuldu, tartışıldı ve değerlendirildi. Şimdi AK Parti'nin yeni bir genel başkanı ve yeni bir başbakan var. Erdoğan eskisi gibi tek güç merkezi olarak görülme durumunda değil. Yani siyasî tartışmaları sadece Erdoğan üzerinden yapmak gitgide anlamsızlaşacak. Bu değişiklik münasebetiyle bir şahsî bilanço çıkartmak istiyorum. Bilançom AK Parti iktidarlarını felsefe ve icraat bakımından nerelerde destekleyip nerelerde eleştirdiğimi kısaca not edecek.
AK Parti'yi çevreyi merkeze taşıma, dışlanmış ve bastırılmış dindar muhafazakâr kitleleri siyasete entegre etme çabalarında destekledim. Bürokratik vesayete karşı verdiği mücadelede, parti kapatmalarının önüne geçme amaçlı düzenlemelerde, askerlerin sistem içindeki yerinin normalleştirilmesinde, anayasanın değiştirilmesi ve değişmezlerin kaldırıldığı bir anayasa yapma çabasında destekledim. Bürokratik tahakkümün kırılması, yargıdaki ve askeriyedeki kooptasyon sisteminin ortadan kaldırılarak siyasetin ve siyasetçinin atamalarda söz sahibi kılınması adımlarında destek verdim. Ekonomide liberalleşmeyi, hava taşımacılığında ve başka bazı sektörlerde deregülasyonu, kapıların yabancı sermayeye ve yatırıma açılmasını destekledim. Kürt meselesinin barışçıl yollarla, yani müzakereyle çözülmesi yolundaki adımları, gayri Müslimleri rahatlatan uygulamaları can u gönülden destekledim, hatta alkışladım. Sosyal devlet harcamalarının şarta bağlı küçük nakit aktarmaları olarak yapılmasını isabetli buldum.
AK Parti iktidarlarının mecburî eğitimin süresini 8 yıldan 12 yıla çıkarmasını desteklemedim. Başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini ve heyecanını paylaşmadım. Başkanlık sistemine geçilecekse bunun Türk tipi başkanlık sistemi olmaması, başkanlık sisteminin genel özelliklerine uyması gerektiğini belirttim. AK Parti'nin eğitimden CHP ideolojisini tasfiyede isteksizliğinden hiç hoşnut kalmadım. Eğitimde devrim adını verdiği adımların devrimden ziyade muhafazakârların eğitimde Kemalistler ile ortaklık kurması olduğunu vurguladım.
AK Parti iktidarlarını sağlık sistemi ve sağlıkta istihdam politikaları ile eczaneler ve taksi plakaları üzerinden iş seçme özgürlüğünü kısıtlayan kanunları çıkartması yüzünden eleştirdim. Alevî sorunlarını çözmede Kürt problemini çözmedeki kadar cesur ve atak olmamasını, bu çerçevede, Cem evlerinin statü sorununu çözmemesini ve Alevî çocuklarını din dersi alma mecburiyetinde bırakan uygulamayı kaldırmak için harekete geçmemesini tenkit ettim. Kamuda istihdamda Alevî gençlere negatif ayrımcılık yapılmasını eleştirdim. Gezi olaylarında Erdoğan'ın üslubunu, aşırı şiddet kullanan ve ölümlere yol açan polislerin ciddî biçimde yargılanmamasını, Erdoğan'ın olaylarda öldürülen insanlar için bir üzüntü beyanını esirgemesini eleştirdim. Twitter'a erişimin engellenmesini, MİT'in yeni bir kanunla düzenlenirken diğer demokratik ülkelerde olduğu gibi etkili bir meclis denetimine tâbi kılınmamasını, gizli devlet bilgilerini yayınlayan gazetecilerin casus olmakla suçlanmasını eleştirdim. Alkol regülasyonunu, Erdoğan'ın kızlı- erkekli evlerle ilgili çıkışını, dindar nesiller yetiştirmekle ilgili sözlerini eleştirdim. Taksim'in 1 Mayıs kutlamalarına açılmamasını ve Taksim çevresinde basın açıklaması yapmanın ve kamusal hayatı aksatmayan gösteriler yapılmasının engellenmesini eleştirdim.
Hâlen devam eden bir süreç olduğu için otonom yapılanmayla mücadele meselesinde nerede durduğumu da tekrar özetleyeyim. Erdoğan hükümetinin dershaneleri kapatmaya yönelik bir kanunu meclisten geçirmesini yanlış bulduğumu defalarca yazdım. Hâlâ aynı yerdeyim. Bu kanunun siyasî gücün sivil toplum alanlarından birini işgal etmesi anlamına geldiğini düşünüyorum. Bu, hükümetin otonom yapılanmayla ilgili endişelerini paylaşmadığım manasına gelmez. Otonom yapılanmanın dershaneleri kendisine bağlı, kesin inançlı, mutlak itaat kültürüyle yoğrulmuş nesiller yetiştirmek için kullandığına kaniyim. Ancak, otonom yapılanmayla mücadelenin dershaneleri kapatmak suretiyle yapılmasını meşru ve faydalı bulmuyorum. Ayrıca, Gülen Cemaati ile otonom yapılanmayı da özdeşleştirmiyorum. Bir ayağı GC içinde olan bu yapılanmanın cemaatin masum ve fedakâr tabanını istismar ettiği kanaatindeyim.
Bununla beraber, otonom yapılanmanın ahlâk, hukuk ve demokrasi dışı bir pozisyonda durduğuna ve hükümetin ona karşı mücadelede tamamen haklı olduğuna inanıyorum. Devlet gücünün kimlerden oluştuğunu, hangi amaçların peşinden koştuğunu, hangi yöntemleri kullandığını bilmediğimiz gizli bürokratik yapılanmalar tarafından değil; seçilmiş, sınırlı süre görevde kalacak, hangi mevzuata bağlı olduğu belli, zamanı gelince halka hesap verecek politikacı kadrolar tarafından kullanılmasını sadece demokrasinin değil uygarlığın da gereği olarak görüyorum. Ordu generallerine olduğu gibi polis şeflerine de seçilmiş siyasîlerin âmir olmasını istiyorum. Ordu generalleri gibi polis şeflerinin de seçilmiş siyasîleri tehdit etmesini, bir polis-yargı zincirinin seçilmiş siyasetçiyi çoğu uyduruk olduğu her hâlinden belli senaryolarla şamar oğlanına çevirmek istemesini kendi irademe yönelik bir saldırı sayıyorum. İnsanların gizlice dinlenmesini, davranışlarının kaydedilmesini, bunlar aracılığıyla tehdit, şantaj ve kumpasa maruz bırakılmasını kınıyorum. Gizli bir yapılanmanın emrindeki devletin tüm hak ve özgürlüklerimizi gasp edeceğini, bizi köleleştireceğini ve sınırlı demokrasimizi adım adım bir totaliter düzene dönüştüreceğini biliyorum. Bu yüzden, hükümetin otonom yapılanmaya karşı açtığı toplumsal, siyasî, idarî ve hukukî mücadeleyi destekliyorum.
Hayatım boyunca hiç partici olmadım. Hiçbir partiyle organik ilişki kurmadım. Partilerin doğrularını da yanlışlarını da görmekten ve dile getirmekten imtina etmedim. Meselelere bakışımı tüm gerçeği tekelimde sanmama yol açacak şişik bir ego ve arsız bir kibirle de, kişilere tapmaya veya kişilerden nefret etmeye varan duygu aşırılıklarıyla da sakatlamadım. Toptancı değerlendirmeler yapmadım, hep vaka vaka, alan alan analiz ve değerlendirmeler yapmaya yöneldim. Geride kalan 12 yılı kapsayan şahsî bilançomun özeti budur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019