Demiray ORAL
Bu memleket en çok muhalefetsizlik ve gerçek bir medyanın olmayışı nedeniyle çekti.
Her ikisi de darbeleri, Ergenekon’u, Kürt meselesinin silahla çözümünü savunup değişimin önünü tıkamaya çalıştılar senelerce.
Ama Türkiye şimdi radikal bir dönüşümün eşiğinde.
Böyle bir dönemde başta CHP, muhalefetin söyleyecek hiçbir şeyi yok, şu âna kadar bunu gördük.
Medya ise askerî vesayet rejimiyle gönülsüzce vedalaşmasından sonra Başbakan Erdoğan’a gönüllü kölelik yaptığı bir dönemden geçti.
Ve zavallı bir hâle geldi.
Önceki gün bunu da bir kez daha gördük.
Erdoğan’ın, İmralı tutanaklarını yayınlayan Milliyet için söylediği, “Eğer böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin bu gazeteciliğin” sözlerini okurken aklım maziye gitti.
Taraf darbe planlarını yayımladığı zaman, medya bütün enerjisini bu belgeleri yalanlamaya harcamış, neredeyse bütün o planları bizim gazetenin yazdığı bile gündeme getirilmişti.
En ironik olan da aynı planlarla ilgili bilgi sahibi olmalarına rağmen bunları haberleştirmeyip, günlüklerinde hatırat olarak saklayan medya tayfasının “Belgeler niye size geliyor da başka gazetelere gitmiyor” diye feveran etmesiydi.
Bir avuç dürüst ismin köşelerinden verdiği destek dışında, memleket medyası ortaya çıkan darbe planlarını değil, Taraf’ı “araştırmayı” seçmişti.
Sadece vesayet rejimiyle olan mücadelede değil, bu gazeteye Erdoğan meydanlardan seri atışa başladığında da gıkı çıkmadı aynı medyanın ve şürekâsının.
Ve dün İmralı tutanaklarını yayımlayan gazete olan Milliyet, tepesini fena hâlde attırdığı Erdoğan’dan“Böyle bir haberi atamazsınız, atmamanız gerekirdi” diye ayar yedi.
Erdoğan’ın hiddetinden, son yazısında “Devlet yönetmek başka bir şey, gazete yapmak farklı bir şey” dediği için Hasan Cemal de payını aldı.
Senelerin gazetecisine, “bu medyanın bazı uzantıları, kalemşorları” etiketi uygun görüldü.
Bir gün önce de uçakta, “Tayyip Erdoğan hangi sorumluluğu hissediyorsa, başlıklarıyla, köşe yazılarıyla aynı sorumluluğu hissetmesi lazım medyanın” dediğini okumuştuk Başbakan’ın.
Medyanın bu mesajı iyi okuması ve değerlendirmesi lazım
Bilhassa da koltuklarına aşık yayın yönetmenleri ve köşe yazarlarının.
Bakın Başbakan açık açık ne istediğini söylüyor...
Sabahları gazeteleri açınca, Recep Tayyip Erdoğan sorumluluğunda manşet atılmış sayfalar ve köşe yazıları görmek istiyor.
Yani bundan böyle müzakere süreciyle ilgili bir haberi manşet yapacak genel yayın yönetmeni, şöyle iyice yoğunlaşıp kendini Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine koyacak ve o olsaydı hangi sorumluluk hissiyle atardı bu başlığı diye düşünecek.
Aynı ilkeyi köşe yazarları da uygulayacak ve Recep Tayyip Erdoğan nasıl bir sorumluluk hissiyle yazarsa öyle yazacak köşesini.
Aslında en sağlıklısı sanırım haberciliğin kuralını kökünden değiştirip, 5N 1K 1RT olarak formüle etmek.
Böylece haberler en baştan, haber merkezinde yazılırken, muhabir “Recep Tayyip Erdoğan yazsa hangi sorumlulukla yazardı bunu” diyerek kurgulayacağı için yayın yönetmenlerinin işi çok daha kolay olacak.
Köşe yazarları da bu mevzudaki bütün haberleri gazetede 1RT kuralıyla yazılmış olarak okuyacakları için daha “sorumlu” yorumlar yapabilecek.
Misal, Milliyet’in son gazetecilik başarısında olduğu gibi bir belgeye gazeteci ulaştı.
Artık normal bir gazetecinin düşünmesi gerektiği gibi ilk kriteri “Bu belge gerçek mi, sahte mi”,“kişilerin özel hayatıyla ilgili bilgiler var mı” olmayacak.
Gazeteci öncelikle Tayyip Erdoğan ile aynı sorumluluğu hissedecek ve o olsaydı bunu yayınlar mıydı diye kendi için bir beyin fırtınası yaşayacak.
Zamanla gazeteciler arasında “Recep Tayyip Erdoğan ile aynı sorumluluğu hissetmek”mesleki bir kriter hâline geleceği ve son senelerde bu hususta büyük merhaleler zaten kat edildiği için, hiçbir sorun kalmayacak...
Gazeteler acayip sorumlu, tek rakibi Resmî Gazete olacak.
Yumurtaya can veren Allah’ım şahittir ki, bizim “demokratik Türkiye’yi” kurmamız da işte böyle olacak...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013