Elif ÇAKIR
Bugün AK Parti 7. Olağan Kongresi var. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal dün AK Parti kongresinin arifesinde Hürriyet gazetesinin magazin eki Kelebek’e bir röportaj verdi.
Kelebek’ten Tülay Demir Oktay Mahir Ünal’a soruyor:
“Neredeyse 20 yılı geride bıraktı partiniz. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Sayın Ünal’ın cevabı şöyle:
“AK Parti 20 yaşında ve 19 yılını iktidarda geçirmiş bir parti. Böyle bir hikaye yok. Bu anlamda baktığımızda, AK Parti aslında Türkiye’de güven ve istikrarın adı.”
Eğer yanılmıyorsam Sayın Ünal’ın siyasi tecrübesi partisiyle yaşıt olmalı. Kendisi 19 yıllık AK Parti iktidarında varlığını sürdüren nadir isimler arasında.
Tülay Demir Oktay’ın “2002 öncesinin tümüyle istikrarsız olduğunu mu söylüyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtlıyor Ünal:
“1960 ile 2002 arasında, yani 42 yılda 39 tane hükümet değiştiğini hatırlarsak, Anavatanlı yıllar istisna tabii, bunun ne anlama geldiği daha net ortaya çıkar. Düşünün, 42 yılda 39 hükümet… Bu ne demek; istikrarsızlık demek… Bu bir ülkenin sonunu görememesi demek… Gençlerin ve yatırımcıların geleceğe dair plan kuramaması demek… İnsanların kendi ülkesine güvenememesi demek. 1960 ile 2002 arası daha çok koalisyon yıllarıdır.” (23 Mart 2021)
42 yılda 39 hükümet değiştiği ülkemizin bir gerçeğidir. Neredeyse ortalama 13 ayda bir iktidar değişikliğinin olduğu bir ülkede istikrardan bahsetmek mümkün mü?
Siyasi istikrasızlığın, ekonomik gelişmeyi olumsuz yönde etkilediği, dolayısıyla ekonomik yolsuzlukları artırdığı, bunun da siyasete ve kurumlara olan güveni azalttığı muhakkaktır.
Ne kadar iktidarda kalacağı belli olmayan hükümetler döneminde ne yatırımcılar ne de sıradan vatandaşlar geleceğe dair plan yapmazlar, kendi ülkelerine güven duymazlar.
Çünkü her yeni gelen iktidar partisiyle birlikte ülkenin ekonomi, sağlık, eğitim, iç ve dış politikaları değişir. Bürokrasisi değişir. Çünkü bürokrasi daha çok siyasi kararları uygulayan ve yanı zamanda siyasi formüle eden aygıttır.
90’lı yıllarda merhum Levent Kırca “Olacak O Kadar” programında her yeni değişen hükümetle birlikte eğitim sisteminde yapılan akıl almaz değişiklikleri hicvetmişti. Bölümün sonunda vatandaşlar kafayı yiyordu. Örnek olarak yeterli olur diye düşünüyorum.
***
Peki bir ülkede istikrarsızlık sadece hükümetler sıkça değiştiğinde mi oluşur?
Devlet kurumlarının çökmesi, yozlaşması, aynı siyasi iktidar partisi döneminde politikaların, kanunların sürekli değişmesi, böylece kuralların belirsizleşmesi, kurumların yıpranması da istikrarsızlık göstergeleri değil midir?
Kuralları ihlal etmek ve kuralsızlıklar istikrarsızlığı oluşturmaz mı? Kurallar belirsizliği azaltarak bir ülkede öngörülebilirliği ve istikrarı sağlayan temel kaideler değil midir?
İstikrar sadece iktidarın devamlılığıyla yani siyasi istikrarla ilgili değildir, daha da önemlisi kurallar, kurumlar ve izlenen ana politikalarda istikrarın olmasıdır. Kurumların güçlü kuralların etkin olduğu Batı demokrasilerinde işte bu yüzden koalisyonlar zaaf oluşturmuyor. Biz de bu sebeple koalisyon hükümetleri demek zaaf, kaos, kargaşa dönemleri demek.
Sormaya devam edelim:
Merkez Bankaları niye vardır? Ülkelerinin fiyat istikrarını sağlamak, ülke paralarının kıymetini istikrar içinde tutmak için.
Peki, 20 ayda 4 kez başkan değiştiren bir kurum ülkesinin fiyat istikrarını sağlayabilir, parasının değerini koruyabilir mi?
Nitekim Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrasında döviz aldı başını gitti, borsa kırmızıya boyandı. Kamu bankaları döviz alım satımını durdurdu ama yanan alevin önüne geçemedi.
Naci Ağbal’ın neden görevden alındığına dair mantıklı bir açıklama hala yok..
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Deva Partisi lideri Ali Babacan, her iki lider de iki gündür Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Naci Ağbal Merkez Bankası’ndaki 130 milyar doların nereye gittiğini, nasıl buharlaştığını araştırdığı için mi bir gecede görevden alındı?” diye soruyor. Beştepe’nin ya da AK Parti’nin bu soruya bir cevabı var mı?
Bu durumda Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksiye düştüğü bilgisini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a haber veren ve verdiği bu doğru bilginin ardından Merkez Bankası’na bir gecede başkan yapılan Naci Ağbal, 130 milyar doların nasıl buharlaştığını araştırdığı için mi bir gecede görevden alındı?
***
Türkiye İstatistik Kurumu’nda son 5 yılda 5 başkan değişmiş!
TÜİK eski başkanı Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir “Ben Şubat 2016’da ayrıldım. Benden sonra 5 başkan değişti. Bu süre zarfında en son atanan başkan hariç hiçbir başkan asaleten atanmadı. Yani benden tam 5 yıl sonra bir başkan asaleten atandı. Kurumda başkan dışında asaleten atanan başka bir yönetici de yoktur” diyor. (Taha Akyol 22 Mart 2021)
Beş yılda beş başkan değişiyor ama bu süre zarfında kuruma atanan hiçbir isim de asaleten atanmamış, sürekli vekaleten yönetilmiş… Beş yıl sonra ancak asaleten atama yapılabilmiş!
Vahameti görüyor musunuz?
Türkiye, Merkez Bankası’nı müdahaleler yüzünden para politikaları belirsiz, TÜİK’e müdahaleler yüzünden istatistikleri tartışmalı bir ülke haline geldi!
Parlamenter sistemde değiliz, 1990’lı yılların koalisyonlu dönemlerinde de değiliz.
Beş yılda iktidar değişimleri de yaşanmamış! 19 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin üstelik ülkeye istikrar gelecek, kurumlar güçlenecek diyerek getirdikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde olmuş bunlar!
Koalisyon dönemlerinde bile bu kurumlarda bu kadar yönetim değişimi yaşanmamış!
***
Hatırlarsanız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilirken tartışma konularından biri de Merkez Bankası idi. CB sistemiyle birlikte Merkez Bankası’nın hangi ölçüde bağımsız olacağı konusunda tereddütler oluşmuştu.
Taha Akyol Hürriyet gazetesindeki köşesinde, IMF sözcüsü Gerry Rice’ın “basın brifinginde, Merkez Bankası konusunda ‘Cumhurbaşkanına daha fazla yetki verilmesi’ sorulduğunda şu cevabı verdi: Yeni yönetimin; makroekonomik istikrarı güçlendirecek ve dengesizlikleri azaltacak sağlam ekonomik politikalar uygulayacağı hususunda taahhüdünü ortaya koymasına ve aynı zamanda fiyat istikrarını sağlayabilmesi için Merkez Bankası’nın tam operasyonel bağımsızlığını güvence altına almasına ihtiyaç var” dediğini aktarmıştı. (14 Temmuz 2018)
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bu sistemin kendisine bu yetkiyi verdiğini söylüyor.
Böylesi yetkiler olduğunda, böylesi yetkiler tek elde toplandığında işte ortaya böyle sonuçlar çıkar!
Özetle AK Parti ülkeyi uçuracak diyerek getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kuralları da kurumları da vahim surette sarstığı, zayıflattığı için bir türlü işleri yolunda götüremiyor
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025