Fehmi KORU
Pep Guardiola, elinde keçe kalem, beyaz tahta önünde, oturmalı düzende kendisini dinleyen oyuncularına, kim bilir kaçıncı kez, “Rakip sizin bir hata yapmanızı bekliyor, ona bu fırsatı asla vermeyin” dediğinde bende jeton düştü.
Futbol ile siyaset arasında benzeşen yönler benzeşmeyenlerden çok fazla.
Dün akşam futbolseverler sahada veya ekran başında takımlarının maçlarını izlediler. Bir gece önce Galatasaray kazanılması kolay saydığı Kayserispor‘a 3-0 yenilmişti. Ondan bir gece önce Trabzonspor da Yeni Malatya önünde ezici bir mağlubiyet tattı: 0-5… Dün gece de Beşiktaş, hem de kendi sahasında, Sivasspor karşısında yenildi: 1-2… Sezona yenilgilerle başlayan Fenerbahçe ise Alanyaspor karşısında haftanın tek galibiydi: 2-0…
Bu büyük sayılan takımların maçlarını izleyen futbolseverler arasında ben de varım.
Guardiola gelse durum farklı olur mu? Cocu geldi işte…
O sebeple, hiçbir ânını kaçırmamak için yerime mıhlanıp kaldığım bir başka maçı izlerken, aklımdan hep aynı soru geçti: Acaba bizim büyük bilinen takımların birinin başına Pep Guardiola gelse, takımın oyuncuları da tıpa tıp onun oluşturduğu Manchester City‘nin kadrosu olsa, sonuç ne olurdu?
[Benzer bir soru bizdeki siyaset ve siyasetçilerle ilgili olarak da bazen aklımdan geçer.]
Dün gece Manchester’in iki ezeli rakibi, başlarında birbirlerine İspanya’da, Almanya’da, şimdilerde de İngiltere’de hep rakiplik yapmış iki hoca, sahaya çıktılar ve City rakibi United‘ı birini İlker Gündoğan‘ın attığı üç golle dize getirdi: 3-1…
Sonuç çok daha faklı olsaydı da gerçek değişmeyecekti: Muhteşem bir maç oldu ve müthiş keyif verdi.
Keyif veren yönü, iki takımın hocalarının verdiği taktiklerin çarpışmasıydı. Yaptığını ‘otobüsü park etmek’ olarak açıklamış olan United‘ın hocası Jose Mourinho‘nun savunmacı anlayışı, rakip ne yaparsa yapsın oyuncularını hep ileriye koşup topu filelerle buluşmaya zorlayan Guardiola‘nın saldırı taktiği karşısında işe yaramadı.
City taraftarları tribünlerden “Mourinho otobüsü park et” diye topluca dalga da geçtiler.
Savunmada kalan taraf, futbolda da siyasette de, gözünü hep ileriye -rakip sahaya- dikmiş olanlar karşısında daha başarısız kalıyor.
Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor bu hafta bunu yaşayarak gördüler.
Ama gerçeği öğrendiler mi, ondan çok kuşkuluyum.
CHP de her seçimden yenik çıkıyor, o da savunmada kalmanın işe yaramadığını her seferinde görüyor, fakat gördüğünden ders çıkarmasını bilmiyor.
“İngilizdir, Batılıdır, yapar” diyenleri uyarırım: Mourinho Portekizli, Guardiola İspanyol… Bir şirket olan Manchester City‘nin patronu Birleşik Arap Emirlikleri kral ailesinden Şeyh Mansour bin Zayed al-Nahyan; şirketi onun adına yöneten de yine onun ülkesinden profesyonel bir idareci: Khaldoon al-Mubarak…
Birleşik Arap Emirlikleri City‘nin sahibi ve idarecisi…
Ciddi başarının arkasındakiler Araplar yani.
Amazon‘un Netflix‘e rakip başlattığı ‘Prime’ adlı platformda ‘All or Nothing’ adlı bir spor serisi var. Onlardan biri de sekiz bölümlük ‘Manchester City’ dizisi. Amazon, City’e, 10 milyon Pound ödemiş ve karşılığında takımın maç öncesi-sonrası yaşadıklarını, yönetim odasında transfer hakkında yapılan konuşmaları, takıma verilen taktikleri kaydetme hakkını satın almış. ‘All or Nothing: Manchester City’ göz açıcı bir belgesel.
Belgeselden birkaçıyla birlikte top koşturduğu bazılarını başarılarını gözleyerek yanına aldığını ve ilk günden beri nereye giderse yanında götürdüğünü öğreniyoruz Guardiola‘nın.
Kadrosunun en önemli özelliğinin kendisinin gözünden kaçan bazısı kendisine ait olan hataları yüzüne karşı söylemek olduğunu da… En çok sevdiği, kendisini en sert eleştiren arkadaşı imiş…
“Rakip sizin hata yapmanızı bekliyor” tembihini o belgeseli izlerken Pep Guardiola‘nın ağzından en az beş kez işittim.
Guardiola, belgeselde, oyuncularına, “Ben hata yapabilirim, beni burada kıyasıya eleştirin, arkamdan konuşabilirsiniz, hatta benden nefret de edebilirsiniz; ancak dediklerimi harfiyen uygulamanızı bekliyorum” uyarısında bulunuyor.
Bence bazılarının ‘Üst Akıl’ adını taktıkları güç -artık kimse o veya kimlerse- aynı şeyi bekliyor: Karşısındakinin hata yapmasını…
Hata. Bir hata daha. Bir de bakıyorsunuz, karşınızdakinin herhangi bir hamle yapması bile gerekmeden devre dışı kalıvermişsiniz.
Tabelaya bakınca durum görülüyor: City Premier Lig’te 32 puanla ve namağlup olarak ilk sırada, United ise 4 yenilgi ile 20 puanla 8. sırada.
Sir Alex Ferguson‘un takımı ligde Bournemouth ve Watford’un bile ardında.
Alex Ferguson 2013’te kendisini emekli edene kadar M. United’ın tam 26 yıl teknik direktörlüğünü yapan isimdir.
Ferguson kimsenin yüz vermediği M. United‘ı ligin tepesine oturtmadaki başarısını Harvardöğrencilerinin karşısına geçerek anlattığında, o da şunları söylemişti: “Bağır, çağır, ne yaparsan yap, işe yaramaz. Soyunma odasında oyuncuların yaptığı hataları hemen dile getirmelisiniz, pazartesiyi beklemeden… Eleştiririm ve orada bırakırım. Gözümü bir sonraki maça dikerim.”
Onun öğrenciler önünde anlattığı başarı sırlarını fırsat bulursanız izlemenizi isterim (Siyasetçiyseniz mutlaka izleyin derim):
Keşke bulsanız da Amazon Prime‘ın Manchester City belgeselini de izleseniz:
Eminim, içinizden futbol ile siyaset arasındaki benzerlikleri benden daha kolay kuracaklar çıkacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025