Hakan AKSAY
“Sayın Putin’e ‘Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın; biz de AB’ye allahaısmarladık diyelim' dedim. Şanghay Beşlisi daha iyi, çok daha güçlü.” (24 Temmuz 2012, 24 TV. Benzer söylem birkaç yıl içinde birkaç defa daha tekrarlanmıştı.)
“Değerli dostum Putin’e özellikle teşekkür ediyorum.” (23 Eylül 2015, Moskova’da cami açılışı.)
“Sevgili dostum, trajik kazayı öğrendiğimde derin üzüntü hissettim.” (31 Ekim 2015, Sina Yarımadası’nda düşürülen Rus uçağıyla ilgili taziye.)
Sözlerin sahibi – tahmin ettiğiniz gibi – Erdoğan.
Bütün bu “sayın”, “değerli”, “sevgili” dostlar tarihe karıştı, dostluklar çoook gerilerde kaldı.
Diyebilirsiniz ki “Ne demek çok gerilerde kaldı? 24 Kasım’dan bu yana sadece 3,5 ay geçti.”
Evet, ama “gün uzar yüzyıl olur” bazen, Aytmatov’un dediği gibi.
24 Kasım, inanılmaz derecede uzun bir gün, bir anlamda “milat” oldu.
Tarihte onca tehlikeli gerginlik yaşadık Moskova ile... Mesela, 40’lı yıllarda... Ya da 90’lı yıllarda...
Eller silaha uzanmamıştı hiç...
24 Kasım 2015’de “bir el” silaha uzandı...
Ve ateş etti...
(Neden? Nasıl olabildi? Amaç neydi? Kim kışkırttı? Bu soruların cevapları hâlâ verilmedi.)
Ardından birçok silah yığınağı yapıldı; şu anda binlerce el silah hizasında bekliyor.
“Değerli dostlar” Putin ve Erdoğan bugün birbirleriyle savaşa hazırlanıyor.
Aranızda aşırı iyimserliğin ve/veya kaygısızlığın yürek ferahlatıcı etkisiyle benim bu iddiama gülüp geçenler olabilir:
“Adam sen de, alt tarafı bir uçak! Biraz daha kızar bağırırlar. Yakında her şey geçer, unutulur gider...”
Böylelerinin mutluluğunu hiç bozmayalım. Ama diğer okurlar için durumun ciddiyetini vurgulayalım.

Birdenbire ‘baş düşman’ oluvermek...
İki ülkenin gazetelerini, internet sitelerini ve televizyonlarını dikkatle izlemeye çalışıyorum.
Şunu rahatlıkla öne sürebilirim:
Rusya’nın bir numaralı düşmanı artık Türkiye oldu. Türkiye açısından ise Rusya aynı duruma geldi.
Rusya’da yapılan bir anket, yazılı medyada Türkiye’nin, Ukrayna ve ABD’yi geride bırakarak “1 numaralı düşman ülke” olduğunu ortaya koydu. Türkiye’de de toplumun yüzde 64.7’sinin “Rusya’nın Türkiye için tehdit oluşturduğunu” düşündüğü açıklandı. (2014’te bu oran yüzde 28.2’ydi.)
İki tarafın gazetecileri ve siyasetçileri birbirine savaş açmış gibi.
Başkan Putin ve Başbakan Medvedev son zamanlarda Türkiye üzerine daha az konuşuyor, ama eleştiriler aynı sertlikte.
Cumhurbaşkanı Erdoğan onlara göre biraz daha sık demeç veriyor; bazen “Rusya sabrımızı taşırmasın” düzeyinde...
Ama “zirvenin en konuşkanı” kesinlikle Başbakanımız. Daha Rusya ile dost sayıldığımız dönemlerde bile “Moskova izole edilmeli” türü açıklamalarını hatırladığımız Davutoğlu, şimdi Rusya'yı ABD’ye, AB’ye, İran’a, Arap ülkelerine sürekli şikâyet ediyor; zaman zaman da “terörist” olmakla suçluyor.
Daha alt düzeylerde her iki ülkede de, geçmişin Rus-Türk savaşlarını aratmayacak üsluplara sahip “yiğitler” az değil tabii.
Rus milliyetçiliğinin artık iyice yaşlanan temsilcisi Jirinovski, ilgi toplamak için direkt olarak “Türkiye’yi bombalamak","Ayasofya’yı ele geçirmek” gibi hedefler belirliyor, mesela.
Bizdeki en “neşeli” haberlerden biri ise, geçenlerde “Emret, akşam namazını Rusya'da kılalım” başlığıyla yayımlandı. Rahvan At Binicilik Kültür ve Spor Kulübü üyeleri, Rusların füzeli şovuna tepki göstererek “Devletin başı emir verirse akşam namazını Rusya'da kılmak için yola çıkacağız” demişler.
Bence Ruslar çok korkmuştur. Özellikle de “devletin başı”nın binicilik konusundaki yeteneklerinden haberdarlarsa...
İki devlet Suriye’de çatışabilir
2004-2011 yılları arasında siyasi alanda yakın ilişki kurmuş, daha geçen yıla kadar birbiri açısından en önemli birkaç ticari ortaktan biri olan Türkiye ile Rusya’nın arasını açan temel neden, Suriye politikası (buna, kendi içinde radikal İslamcılarla başı dertte olan Rusya’nın, Türkiye’nin IŞİD ve benzeri örgütlerle ilişkilerinden duyduğu rahatsızlığı da dâhil edelim).
Suriye’de beşinci yılını doldurmak üzere olan savaşta son dönemde çok şey değişti.
Diplomatik çabalarla Esad yönetimini uzun süredir destekleyen Kremlin, ABD’yi adım adım kendine yakın bir çizgiye çekmeyi başardı.
30 Eylül 2015’te ise kendi hava kuvvetleriyle savaşa bizzat girdi. Hem de – belki de uzun süre orada kalırsa başına gelebileceklerden korktuğu için – epeyce aktif biçimde.
Başlangıçta “Esad mutlaka gitmeli” diyen kalabalık bir grup giderek seyreldi ve sayıları birkaç devlete kadar düştü; onların da en önünde Türkiye duruyor şimdi.
Suudi Arabistan ve Katar bile Rusya ile “iletişim halinde”.
Moskova, yalnızca Ankara ile “temassızlık” içinde.
Ürkütücü bir durum.
Ürkütücü derken, yalnızca – “Rahvan Biniciler”den farklı olarak – Rusya’nın Türkiye ile çatışmaya girme doğrultusunda izlediği tavırdan duyduğum kaygıyı dile getirmiyorum.
Aynı zamanda Erdoğan-Davutoğlu yönetiminin 3,5 aydır Moskova ile ilişkileri düzeltmek için hiçbir ciddi çaba harcamamasından, özellikle de son zamanlarda Suriye’deki savaşa karışmaya çok istekli görünmesinden duyduğum korkuyu da dile getirmeye çalışıyorum.
Ankara ateşkesten rahatsız
Suriye’de bugün iyi-kötü bir ateşkes süreci yürürlükte.
Ateşkes barış anlamına gelmiyor elbette. Zaten herkes ateşkesin bir “nefes alma fırsatı” ve savaşın sonraki aşamasına hazırlık dönemi olacağını düşünüyor.
Ama yine de ateşkes kararı önemli. Barışa giden yolda ateşkesler önemli bir aşama olabilir.
Ateşkes anlaşması, görünüşte herkes tarafından memnuniyetle karşılandı.
Rusya (süreçte en çok etkili olan o), ABD (her ne kadar “ateşkes tutmazsa B planı var” gibi farklı yorumlara kapı aralayan açıklamalar yapsa da anlaşmanın “iki ana mimarından biri” o), resmî Şam yönetimi, onun yanında savaşan İran ve Hizbullah güçleri, Avrupalı ülkeler ve öteki birçok devlet (bu arada “bizimkiler”in umut bağladığı Suudiler de dâhil), bazı Suriyeli muhalif güçler...
Anlaşma uyarınca “ateşkes uygulamasının dışında tutulacağı”belirtilen IŞİD ve El Nusra hariç, neredeyse herkes memnun gibi...
Pardon, bir devleti mutlu olmayanların yanına eklemek gerek:
Türkiye'yi, daha doğrusu Erdoğan-Davutoğlu yönetimini...
Gerçi Ankara’da da ateşkes anlaşmasının “olumlu karşılandığı” yolunda bir şeyler söylendi. Ancak çok sayıda “ama” ile birlikte...
Cumhurbaşkanı, bir “muhtar sohbeti” sırasında yine bütün dünyaya haddini bildirirken “El Nusra’ya niye kötü diyorsunuz?”diyerek büyük bir skandala imza attı.
Ayrıca “PYG ve JPG ateşkes kapsamı dışında tutulmalı” talebini öne sürdü.
Başbakan ise, “güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz” dedi.
Yani?
Yani Ankara “duruma göre” farklı davranabileceğinin işaretini veriyor; “altında bütün dünyanın imzası bile olsa, biz takmayız”mesajını veriyor.
AKP iktidarı, beş yıldır izlediği yanlış Suriye politikasından vazgeçmemekte inat ediyor.
Dahası “oyunun sonu yaklaşıyor” hissiyle mutlaka bir şeyler yapıp dengeleri değiştirme planları yapıyor.
Bu arada Türkiye-Suriye sınırındaki karşılıklı top atışları endişe verici bir potansiyel taşıyor.
Acaba Türkiye, “kendisine yönelik saldırılarda bulunan IŞİD’e karşı” bir harekâta mı hazırlanıyor?
Bu gerekçeyle atılabilecek askerî adımları en çok “bekleyen” taraf, Rusya!..
Konuyu tam bu heyecanlı yerinde kesmek iyi olmayabilir, ama merak etmeyin, devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları





























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025