Hasan Bülent KAHRAMAN
Bir yıl daha bitti diyeceğim. Yıllar bana göre 31 Aralık'ta sona ermiyor. O başka bir şey. İçinde yaşadığım zamanı yıl olarak tamamlayan şey benim için bellidir: iyi kötü elimdeki gündelik işleri toparlayıp, okumak ve yazmak istediklerime yönelmek. Zor bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Annemin ölümü bana hayatın ne kadar kırılgan, dayanıksız olduğunu düşündürdü. Bir daha. Bir insandan geride kalanları ayıklamak, hayatı ondan büsbütün arındırmak daha da zor. Roland Barthes'ın annesinin ölümünden sonra tuttuğu Yas Günlüğü türünden bir şey yaşamadım. Bana göre değil. Ama uzun sürmüş bir günün akşamına eriştim.
Neyse, yıl bitti. Büyük işlerimi tamamladım.
Şimdi yazmakta olduğum kitaplara yoğunlaşmanın çağı. Günler henüz uzun.
Havalar eski temmuzlar kadar sıcak değil.
Deniz gözümde tütüyor. Ona da az kaldı.
Okumak için ayırdığım kitaplar var. Bir büyük bavul dolusu kitapla gideceğim tatile.
Daha doğrusu 'yaz dönemi çalışmalarına'.
Ama bir adetim var. Kendime göre bir döküm çıkarmak istiyorum. Okuduklarımdan, gördüklerimden neler salık verebilirim sorusu bu döküme eşlik ediyor.
Önce edebiyat. Çok yeni bir kitapla başlayayım.
Evet, eski romanları kadar güçlü değildi, roman konusunda görüşlerimizin birbirine çok uyduğu, tarih profesörü ve gazeteci Simon Schama epey sert bir eleştiri de yazdı. Fakat ben Milan Kundera'nın son romanı Kayıtsızlık Şenliği'ni yine de büyük bir zevkle okudum. Zaten kısacık bir şey. Soğuk Savaş dönemi, Stalin ve Stalinizm kapının eşiğinde duruyor. İçeride de, Paris'te, dört arkadaşın öyküsü.
Tabii ki, Orhan Pamuk. Uzun, çetrefil, belki zor. Hiç önemli değil. Son derecede önemli, görkemli bir roman Kafamda Bir Tuhaflık. Tamam, bir 'teorisyen' olarak, kendisine de yazmıştım, bir boza satıcısının geceleri bir kentte dolaşmasının kuramsal yanı üstünde düşünüyorum. Bunun hafıza tartı
şmaları bağlamında bize neler getirdiğini sorguluyorum, bu da 'kafamda bir tuhaflık' yaratıyor ama o bir yana, roman zevki olarak da, müthiş bir kitap.
Onun kim ne derse desin vazgeçemediği, iyi ki de öyle, 19. yüzyıl romanından esinler var. Böylece roman karakterler yaratıyor, olay örgüsü kurguluyor. Fakat dediğim gibi, etkileyici edebi lezzeti bütün bunlarla hem birlikte, hem de onların bütünüyle üstünde bize büyük bir haz veriyor.
Roman olarak bu yılki antolojimi ortaya koyduğuma göre, Reşat Nuri'nin Kavak Yelleri'ni de yeniden okudum ve çok ilginç buldum. Serbest Fırka, Cumhuriyetin 1930'lu yıllarda taşradaki havası, İstanbullu bir doktorun kendisini kaybedip bulması.
Cumhuriyet umutlarıyla o kasabada kaybolan ve gerçeğini gene kasabaya fakat bu defa yenilmiş olarak dönüşünde bulan doktor. Pascal Quignard'a zaafımı okurlarım bilir. Bu sene iki kitabını okudum. The Sexual Night ve Sex and Terror. Quignard'da deneme, felsefe, roman iç içedir.
Romanlarında bile hal böyleyken ve roman okuyup okumadığını insan her an yeniden kendisine sorarken denemelerini neden bir tür roman gibi okumasın? Eşsiz lezzetler alarak okudum bu iki kitabı da. Üstelik resim tarihini söz konusu ettiği için kitaplar ayrıca zevkliydi. Ah bir de biraz daha geniş, büyük basılsalardı.
Bu roman-felsefe-deneme eksenine meraklı olanlar için eski bir kitabın geçen yıl yapılan çevirisini anımsatayım: David Markson'un Wittgenstein'ın Metresi. Kitabın orijinali 1988 tarihlidir. Bizde geçen yıl yayınlandı. Tek kelimeyle eşsizdir. Onun henüz çevrilmemiş kitaplarını da yayıncılara hararetle tavsiye ederim.
ŞİİRLE İLİŞKİ
Şiir bakımından hayli verimli geçti bu yıl. Ömer Erdem'in Pas'ı, hakkında uzun bir yazı da yazdığımdan biliyorum, yılın bence en iyi kitabıydı. Uzun mısralarının nedeni/anlamını o yazımda inceledim.
Belki 'kıyamet' sesine ve tonuna biraz fazla yaslanıyor ama içinden geçtiğimiz hayat da bir kıyamet değil mi? Bejan Matur'un kitabını da beğendim. Son Dağ beklendiği gibi bir kitap. Matur'da da o kıyamet, o mistik ses kendisini duyurur. Bu biraz geldiği kültürün kökleriyle ilgili. Bu kitabındaki şiirlerin tematiği tahmin edilebilir.
Ama güçlü, kalıcı bir tınısı var şiirlerinin.
Şiirle ilişkimi bilenler bilir. Zor şiir severim.
Şiirin deneysel olanına ayrı bir dikkatim vardır. Tam manasıyla öyledir diyemem ama 160. Kilometre yayınlarının öne çıkardığı isimleri izliyorum. Bu sene Ali Özgür Özkarcı'nın Bir Müddet Aranızda Olmayacağım ve Fırat Demir'in Öte Geçeler kitaplarını çok beğenerek okudum.
Bir de çeviri şiir kitabına değineyim ama Fransızca'dan İngilizce'ye. Buradan duyurmuş da olayım. Amerikan şiirinin benim için gelmiş geçmiş en büyük adlarından John Ashbery,Rimbaud'yu çevirdi.
Kitap 2012'de yayınlandı. Ashbery bir de Fransızca şiir ve düzyazı antoloji çıkardı, çevirerek. Bir büyük ozanın tarihin en büyük ozanlarından birini çevirmesi beni heyecanlandırır. Rimbaud'yu bizde de İlhan Berk ve Özdemir İnce çevirdi. Dileyenler şimdi bu İngilizce çevirinin çevirisi üstünde de çalışabilir.
DENEME VE GÜNLÜKLER
Deneme alanında yılın en iyi çalışmalarından biri Handan İnci'nin Orpheus'un şarkısı: Tanpınar Romanlarında Aşk ve Kadın kitabıydı. Tanpınar'ın kadın kahramanlarını teker teker irdelediği bölüm de ilginç olmakla birlikte özellikle kitabın Giriş bölümü önemli.Tanpınaroloji dediğim alanda yeni ama çok daha içeriden yazılmış, kavranmış bir kitap. Bizim bitmeyen derdimiz olan modernite bağlamında kitabın tartışmasının ele alınması gerekir.
Deneme midir tam bilemem. Ama Türkiye, benim çocukluk yazarım Refik Halid'in yazı lezzetini artık tanıyor. Bu yıl yayınlanan Mutfak Zevkinin Son Günleri, bence gereksiz yere melankolik adıyla, eşsiz bir kitap. Her niyete okunabilir. Ama en üzücü yanı bize bir zamanlar Türkçe diye bir dil olduğunu hatırlatması.
Öteden beri günlük okumayı severim.
Belki kendim de bir günlükçü olduğumdandır. Christopher Isherwood'un Günlük'ünün son cildini (1970-1983) bu yıl okudum. Her günlük gibi zevkle. Biraz fazla gereksiz şey var ama büyük yazarların günlükleri daima ilhamlarla doludur.
TARİHİ AYDINLATMAK
Tarih kitabı olarak, The Fall of the Ottomans'ı (Osmanlıların Düşüşü) anımsıyorum.
Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yılında başka ne okuyalım? Daha önce Arabs isimli kitabını da ilginç bulduğum Eugene Rogers'ın kitabı zayıf ve tartışmaya açık yanları olsa da iyi bir araştırma.
Ermeni katliamının 100. Yılı. Çok kitap yayınlandı. Elime geçenlerin hepsine iyi kötü baktım. Kızalım kızmayalım ortada bir gerçek var. Onun üstünde düşünmek gerek.
Grigor Suny'nin kitabı çok önemli: They Can Live in the Desert but Nowhere Else:
A History of the Armenian Genocide. Fatma Müge Göçek'in Denial of Denial of Violence: Ottoman Past, Turkish Present, and Collective Violence against the Armenians, 1789-2009 isimli kitabı da müthiş bir çalışmanın sonucu. Çok etkileyici bulgular içeridiği muhakkak.
Çok tartışıldı ve bence yanlış tartışıldı ama Ahmet Sever'in Abdullah Gül ile 12 Yıl isimli kitabı da bugünkü tarihi aydınlatmak bakımından çok önemli bilgiler içeriyor.
Bakmayın siz meseleyi Erdoğan-Gül çatışmasına indirgeyenlere, kitap çok ciddi konuları ele alıyor.
Son kitap bir teori yapıtı ve benim için bir iftihar vesilesi. Manevi oğlum Hamid Akın Ünver'in Routledge'dan yayınlanan The Kurdish Question eşsiz bir kitap. Tabii ki, çok ileri düzeyde bir bilimsel eser. Zaten bence iç içe üç kitap. Ama bu derecede önemli ve hassas bir konuyu bu derecede üst düzeyde ele alan bir yapıt zaten eşi bulunacak bir şey değil. Kürt sorununun bizde, AB Parlamentosu'nda ve Amerikan Senatosu'nda nasıl görüldüğünü, sorun dediğimiz şeyin ne olduğunu irdeliyor. Hele böyle bir zamanda ilgili herkesin enine boyuna irdelemesi gereken bir yapıt. Onu aynı zamanda bir armağan olarak kabul ediyorum ama öyle olmasaydı da önerirdim.
Siz bakmayın öldü, bitti denmesine.
Kitaplara bir şey olmaz. Herkese iyi yazlar, iyi okumalar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024