Hidayet Şefkatli TUKSAL
Medyaya düşen son çocuk istismarı haberiyle tarikatlar meselesi bir kez daha gündeme geldi ve tarikatların yol açtığı sorunlar çeşitli mecralarda tartışıldı. Cemaatlerin, tarikatların amaçları dışında faaliyette bulunması ve şirketler kurarak ihaleler yoluyla iktidar tarafından kollanması güçlendirilmesi eleştirildi. Kimileri bu yapıların çok sıkı denetlenmesi gerektiğini söylerken, kimileri denetimin de kar etmeyeceğini, bu yüzden tamamen yasaklanması gerektiğini savundu. İktidar partisinden resmi açıklamadan önce eylem geldi, istismarcı şahıs alelacele tutuklandı. Süleyman Soylu müdahaleyi kolluk kuvvetlerinin yaptığını belirtti. Kısa bir süre içinde şeyhin, çocuğun babasına yönelik ikna amaçlı ama suçunu da itiraf eden bir telefon konuşması medyaya düştü. Nasıl düştü meselesi de bir soru işareti olmakla birlikte, hükümete yakın medyada yer alan haberlerde, şeyhin aslında bir başkası için yazılan icazeti ele geçirerek şeyh olduğu, Almanya ile şüpheli bağlantılarının bulunduğu, diyalog taraftarlarıyla ve dolayısıyla Fetö grubuyla ilişkili olduğu ve 15 Temmuzda müritlerine sokağa çıkmama emri verdiği gibi bilgiler servis edildi. Böylece bu olayın bir sahte şeyh marifeti olduğu algısı üzerinden, konunun diğer tarikatları da kapsayacak şekilde tartışılmasının önü kesilmeye çalışıldı ama tabii ki etkili olmadı.
Ortada çok ciddi bir durum var ama bir takım grupların yaptığı gibi meseleye ideolojik bir karşıtlık üzerinden yaklaşarak, ‘kapatılsın bu şer yuvaları!’ demek çok kolay da, gerçekçi değil… Gerçekçi olsaydı, 30 Kasım 1925’te çıkarılan kanunla tekke, türbe ve zaviyelerin toptan kapatıldığı dönemden itibaren geçen 20-30 yıl içinde tarikatların ortadan kalkmış olması gerekirdi. Ancak bunun gerçekleşmediğini, üstelik zaman içinde daha da çoğalıp güçlendiklerini hep beraber yaşayıp gördük. Üstelik sadece Türkiye’de değil, ABD başta olmak üzere bütün dünyada bu tür oluşumlar belli kesimler tarafından ilgi görüyor, destekleniyor. Bu yüzden Din Sosyolojisinin önemli konu başlıklarından biri ‘Yeni Dini Hareketler’ adıyla bu oluşumları anlamaya, analiz etmeye ayrılmıştır.
Sayentoloji, Hare Krişna, Moon, Godianizm, Osho, Reiki ve Transandantal Meditasyon, Mormonluk, Bahailik gibi Türkiye’de de üyeleri bulunan çok bilinen grupların yanı sıra daha az bilinen gruplar da mevcuttur. Konuyla ilgili bir kaynakta ‘İngiltere’de 1945-1985 yılları arasında 400 yeni dini grubun ortaya çıktığı, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise sadece 1987-1988 yıllarında 400 yeni grubun kayıtlara geçtiği’ bilgisi verilmektedir. Genellikle karizmatik lider eksenli gruplar olan bu oluşumlara çoğu eğitimli, zengin, başarılı insanların da katılmış olması, konunun bizde olduğu gibi ‘gericilik/cahillik/yobazlık’ sığlığında tartışılamayacağını net olarak göstermektedir. Hatta şimdi tartıştığımız çocuk istismarı konusuna benzer durumun ABD’ de ‘Tanrının Çocukları’ grubunda sıkça yaşanmış olduğu kayıtlara geçmiştir.
Literatüre ‘flörtle balık avlamak’ deyimini kazandıran bu grup, Hıristiyan evanjelik vaiz David Berg tarafından 1960’lı yıllarda Kaliforniya’da kurulmuştur. Başlangıçta gayet muhafazakar karakterli, tipik bir İncil’e dönüş söylemine sahip olan Berg, 1970’lerin sonuna doğru harekete taraftar kazandırma yöntemlerinde cinselliği etkin bir araç olarak kullanmaya başlamıştır. Önceleri gizli tutulan bu yöntem, daha sonra mektuplar aracılığıyla taraftarlara ulaştırılmış ve özellikle kadınlardan ‘kutsal fahişelik’ yoluyla harekete taraftar kazandırmaları talep edilmiştir. Berg bu yaklaşımını Hristiyanlığa ters görmemekte, aksine İncil’in ‘komşunu kendin gibi seveceksin!’ buyruğuna dayandırmaktadır. Bu buyruk kapsamında yemeğe ihtiyacı olanlara yemek vermek gibi, sevgiye ve cinselliğe ihtiyacı olan erkeklere de bu hizmetleri vererek onları gruba kazandırmak ilahi bir görev olarak tanımlanmıştır. Harekete kazandırılmak istenen erkeklerin bir kısmının, çeşitli ülkelerde harekete kapıları açacak etkin pozisyonlarda bulunmaları da önemli bir ayrıntıdır.
Aslında sadece kadınlar değil, erkekler de bu işle görevlendirilmiş, ancak onlar kadınlar kadar başarılı olamadıkları için, bu uygulamadan çıkartılmıştır. Kadınlar ise, 1974-1987 yılları arasında, önceleri gruba erkek üye kazandırmak için kutsal fahişeliğe teşvik edilirken, giderek bu iş harekete bağış toplama aracına dönüşmüş, daha sonraki safhalarda zengin ve seçkin kişilerle uzun süreli ilişkiler kurdukları eskort hizmeti sunmaya varan bir boyut kazanmıştır. 1987 yılında, kutsal fahişelerin kaptığı hastalıklar ve AIDS salgını sebebiyle harekette flörtle balık avlama yasaklanır. Ancak Tanrı’nın Çocukları hareketinin, ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra yüze yakın ülkede teşkilatlandığı ve yayıldığı dikkate alındığında, kutsal fahişelik stratejisinin harekete finansal ve politik destek sağlama açısından ne derece etkin bir işlev gördüğü anlaşılabilir.
Harekete çocuklarını kaptıran ailelerin çabaları ve hareketten ayrılan üyelerin beyanlarıyla grupta çocuk istsimarının da söz konusu olduğu ortaya çıkmıştır. 4.0 lık başarı notuyla üniversiteyi bitiren MiriamWilliams, bu hareketin içinde geçirdiği 15 yılını anlattığı ve Türkçeye de çevrilen ‘Kutsal Fahişeler: Tanrı’nın Çocukları Tarikatında Fahişelikle Geçen On Beş Yılım’ isimli kitabında hareketten ayrılmaya karar verişinde çocuk istismarının rolünü şöyle dile getirir:
“Büyük bir çoğunluğumuz yirmi yaşın altındaydı. Hepimiz son derece idealisttik – bir anlamda, son derece saftık – ayrıca birçoğumuz çocukluğunda cinsel, duygusal ya da fiziksel olarak tacize uğramıştı. Daha çocukken mağdur edilmiştik ve yetişkinliğimizde de, bilinçsizce mağduriyetimizi devam ettirmeyi seçmiştik.
“Bununla beraber, erkekleri kullandığımı, oğlumun duygusal ve fiziksel olarak suiistimal edilmesine izin verdiğimi ve çok küçük yaşlarda cinsel konulara maruz kalmasına yol açtığımı kabul ediyorum.
“Mo mektuplarında yazılanlara karşı tavır almayarak, gruptaki sapkınlıkların devam etmesine izin verme sorumluluğunu üstleniyorum. Ancak, sapkınlıkların kendi evimde uygulanması üzerine, bunların kendi kızıma da yapılabileceğini gördüğümde, sorumluluğun ne anlama geldiğini nihayet anladım. Kendi evimde çocuklara cinsel taciz yapılmasının sorumluluğunu taşımak istemiyordum ve bu yüzden de ayrıldım. Bu olay benim için bir dönüm noktası oldu. Taciz kurbanları, sık sık okuduğumuz gibi, kendileri de birer tacizci olarak döngüyü sürdürürler. Hareketlerinin sorumluluğunu üstlenirlerse, ancak o zaman döngü bozulabilir…”
Grupta kutsal fahişelik stratejisi sonucunda dünyaya gelen ilk çocuk olan Roriguez’in, Berg tarafından özel olarak yetiştirilmiş olmasına rağmen, çocukken hareketin üst yönetimindeki isimlerin cinsel istismarlarına maruz kalması sebebiyle, 2005 yılında henüz 30 yaşındayken önce bakıcılarından biri olan Angela Smith’i bıçaklayarak öldürmesi, ardından da bunu intikam ve adalet için yaptığını itiraf eden bir video kaydı çekerek intihar etmesi grupta çocukların maruz kaldığı istismarın bir başka delili olarak görülmüştür. Ancak yeni bir adla faaliyetlerine devam eden grup, ‘thefamilyinternational.org’ sitesinde yer alan bilgilere göre idealist misyonunu sürdürmektedir:
“‘Uluslararası Aile’ kendisini İsa’nın sevgi mesajını dünya etrafındaki insanlarla paylaşmaya adamıştır. Irk, mezhep ve sosyal statü gibi hiçbir sınırın bulunmadığını bilen İsa Mesih’in koşulsuz sevgisi vasıtasıyla ümit ve manevi yenilenme getirmeye çabalıyoruz.”
Yani gördüğünüz gibi, bu sorun sadece bize özgü değil ve çözümü de sanıldığı kadar basit değil. Gelecek yazılarda bu konuda düşünmeye devam edelim.
Not: Bu yazıda aktarılan bilgiler için, Süleyman Turan’ın “Bedenin Din Namına İstismarı: Tanrı’nın (Yaramaz) Çocukları Ve ‘Flörtle Balık Avlama’” makalesinden yararlanılmıştır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2021
28.03.2021
12.12.2020
23.11.2020
2.01.2020
13.10.2020
29.09.2020
21.09.2020
13.09.2020
5.09.2020