İbrahim Kahveci
Vatanseverlik nedir? Milliyetçilik nedir?
Üzerinde derin düşünmemiz gereken konular. Mesela ayrımcılık milliyetçilikle ve vatanseverlikle ifade edilebilir mi?
Ülkenin tümünü kucaklamak yerine ülkemizin yarısını terörist ve teröre destek vermekle itham etmek vatanseverlikle ve milliyetçilikle izah edilebilir mi?
Ya da ırkçılık.
Önce genelden başlarsınız. Sonra alt ırklar gelir, sonra yöresel ayrımcılık gelir ve ardından aşiret veya sülale gelir ve de en sonunda aile arasındaki sen-bencilik… Yani ülkede ayrımcılığa başladığınızda bunun sınırı nerede duracak?
Tek hedef olmalı. Güçlü ve kardeşlik bağı ile sarılmış bir ülke. Yani Türkiye’miz.
Bugün ABD ırkçılık üzerinden mi milliyetçi yoksa vatanseverlik üzerinden mi milliyetçi? Ya da İngiltere veya İskoçya. Her ikisinin de Başbakanı İngiliz ve İskoç değil.
***
BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi nedir? Rahmetli Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu BOP için “Türkiye’yi yıkım projesi” olarak tanımlıyordu.
Dışarıdan değil, içeriden yıkım projesi. Veya Büyük İsrail Projesi de diyorlardı.
O zaman Türkiye’ye biraz yakından bakalım. Uçuyor, şahlanıyor oyun kuran ülke mi oluyoruz; yoksa yıkıma maruz kalmış bir ülke miyiz?
Rakamları vereceğim ve kararı size bırakacağım.
Buyurun başlayalım.
TEKNOLOJİSİ DURAN ÜLKE
Türkiye büyüyor mu yoksa aynı zamanda kalkınıyor mu?
Büyüme şudur: Bugün 10 hıyar satarak geliriniz 100 liradır; yarın 12 hıyar satarak geliriniz 120 liraya çıkıyor. İşte buna büyüme deniliyor.
Oysa 10 hıyar satışının yanına bir de televizyon, buzdolabı gibi yeni ve teknolojik ürünler satmaya başladınız. İşte buna kalkınma deniliyor. Yani teknolojik gelişmeyle sağlanan bir değer artışı.
Ülkeler orta-uzun vadede teknolojik gelişmeyi emsal ülkelerin ilerisine taşıdığında iki şey olur?
1-Ülkede refah artar.
2-Ülke parası istikrarlı bir değere oturur.
Bu iki şey olmuyorsa anlayın ki ülkeniz kalkınmıyor; sadece büyüyor ve şişiyor.
Grafikte 3 şey görüyoruz.
1-) Türkiye’nin ihracatında “Yüksek teknolojik ürün payı” 2000’li yıllarda yüzde 6,0-7,0 aralığında seyrediyordu. AK Parti ile beraber Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracat payı hızla düştü ve yüzde 3,0-4,0 bandına geriledi.
2-) Teknolojiyi ikiye ayırdığımızda, yani yüksek teknoloji ve düşük teknoloji diye baktığımızda yüksek teknoloji ürün ihracat oranımız 2007 yılına kadar bir yükseliş yaşıyor. Ve Türkiye’nin teknoloji seviyesi 2007 yılında adeta stop ederek duraksıyor.
3-) Burada önemli bir noktada şudur: Türkiye hem teknoloji seviyesi durmuş bir ülkedir hem de düşük teknoloji ülkesidir. Çünkü düşük teknoloji ürün ihracat oranı halen yüzde 63,1 ile yüksek teknolojinin üzerindedir. Yani bizim teknoloji seviyemiz yüzde 60’lara gelip durmamıştır, tersine yüzde 40’ın altında stop etmiştir.
Teknolojik seviyemizin durmasının ücretler ve fakirlik üzerindeki etkilerini ilerleyen satılarda grafiklerle vereceğiz ama bunun ana göstergesi yerli ve milli paramız olan Türk Lirasıdır. Bugün 1 doların 31 lira olmasının bir başka göstergesi değer üretemeyen ekonomimizin durumu olarak görebiliriz.
YABANCI SERMAYE BAĞIMLILIĞI
Bir ülkenin teknoloji seviyesi neden ve nasıl durdurulur? Yukarıda değindiğimiz gibi bunun ana göstergelerinden biri de paramızın değeridir.
Ama bir başka gösterge daha var: Yabancı sermaye bağımlılığı; yani ŞER güçlere karşı bağımlı oluşumuz.
Bunu nasıl ölçeriz?
Büyüme ve dış açıkla.
Özal öncesi Türkiye’nin iki ana ihracat kalemi vardır: Fındık ve kuru üzüm.
Oysa Özal bu ülkeyi makus talihinden kurtardı. Tekstil-konfeksiyon gibi hafif sanayi ile başlayan sanayileşme ve ihracat hemen rakamlara yansıdır.
1975-1981 dönemi;
Büyüme %17,9 ve cari açık -14.840 (1 birimlik büyümenin cari açığı -831 milyon dolar)
1982-1992 dönemi;
Büyüme %63,7 ve cari açık -8.413 (1 birimlik büyümenin cari açığı -132 milyon dolar)
1992-2002 dönemi;
Büyüme %34,2 ve cari açık -16.927 (1 birimlik büyümenin cari açığı -495 milyon dolar)
2002-2012 dönemi;
Büyüme %72,4 ve cari açık -327.924 (1 birimlik büyümenin cari açığı -4.531 milyon dolar)
2012-2022 dönemi;
Büyüme %66,9 ve cari açık -284.110 (1 birimlik büyümenin cari açığı -4.247 milyon dolar)
Buradan bazı notlar ileteyim: TÜİK büyüme serisini 2016 yılında güncelledi ve artık sanal da olsa yalanda olsa büyüyoruz. Mesela Özal dönemi 10 yılın büyüme oranı %63,7 çıkıyor ama bunu yeni seride hesaplasak büyüme oranı en az yüzde 90lara çıkar.
Buna rağmen Özal dönemi her 1 büyümenin cari açık etkisi sadece ve sadece 132 milyon dolardı. Oysa AK Parti dönemi her 1 büyümenin cari açığı 4,5 milyar dolar seviyesine çıkartarak Türkiye’yi tam bir yabancı sermaye bağımlısı ülke haline getirdi.
Hangi vatansever bir milliyetçi ülkesinin bu derece yabancı sermaye bağımlılığını içine sindirebilir? Her kelimede bağımsızlık ve şer güçlere meydan okuyan hangi ülke bu derece yabancı sermayeye bağımlı ekonomi oluşturur?
Mesela bakınız bu yabancı sermaye bağımlılığı dış politikada Türkiye’yi ne hale getirdi?
-Hani SİSİ’yi davet etmiştik ve geçen yıl Türkiye’ye gelecekti. Ama gelmedi ve gelmediği gibi bizi ayağına getirtti.
-Bir gece ansızın gelebiliriz dediğimiz Yunanistan ve Miçotakis’in de aynı şekilde ayağına gittik.
-Çin para veriyor diye mi acaba Uygur Türkleri’ni görmüyor, yok sayıyor ve hatta sınır dışı ediyoruz?
-Ruslar askerlerimizi katlediyor ama Putin’in kapısında ayakta bekleyen yine bizleriz. Hatta Akkuyu’da Milli Egemenlik ihlali sayılabilecek bir satış mı yaptık? Rusya geçen yıl 15 milyar doları doğrudan ve 25 milyar doları dolaylı şekilde Türkiye’nin döviz açığını kapattı. Neden ve ne karşılığı acaba?
-BAE ve S Arabistan ile ilişkilerimiz ikili para antlaşmaları ile Milli Egemenlik şartlarını zorlayacak şekle nasıl ve neden geldi?
Burada sayamadığım daha nice örnekler… Hepsi ve nerede ise tamamı yukarıda verdiğim yabancı sermaye bağımlılığının sonucu gelişen ilişkiler değil mi?
Hangi Vatansever-Milliyetçi ülkesinin bu derece bağımlı ekonomi ve siyasetinin olmasını benimseyebilir?
BİLİM-TEKNOLOJİ YOKSA FAKİRLİK VAR
Bugün ülkemizin en büyük kuşaksal sorunlarından biri nedir derseniz hemen cevap vereyim: Her ile üniversite.
Adalet sarayları yapıp adaleti nasıl öldürdüysek bilimi ve eğitimi de her ile üniversite ile öldürüyoruz.
Herkes üniversiteli ama herkes işsiz gibi bir durum var.
Mesela yıllık şu kadar edebiyat-tarih öğretmeni ihtiyacımıza karşılık onun 50-100 katı edebiyat-tarih öğretmeni sınıfı açarak aslında bu gençlerin hayatlarını mahvediyoruz.
Bugün ülkemizde mesleksiz ve ömür boyu mesleğini yapamayacak milyonlarca üniversite öğrencimiz oluştu.
Kasiyer veya moto-kuryelik yapan üniversite mezunları sadece bizde olsa gerek.
Ara eleman adeta bitti. “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” demişti Koç Holding bir zamanlar ve sonra MÜSİAD “Ara Eleman Aranan Eleman” diye tekrar etti yıllar sonra. Ama ne çare…
Kadavra görmeden yetişen doktorlar, bilim görmeden yetişen mühendisler, eksi netle üniversiteye giren öğrenciler… Hepsi ülkenin karanlık geleceğinin birer inşası.
İlkokulları camiye, ortaokul ve liseleri kuran kursuna çevirerek ülkeden bilimin silinmesini hangi vatansever milliyetçi benimseyebilir?
Boğaziçi Üniversitesi örneğinde olduğu gibi, nerede bir kalite ve değer varsa onu yok etmek kimin işine yarıyor acaba?
Üniversite mezunlarının eski lise mezunları seviyesine düşmesi kimin işine geliyor olabilir?
BEYİN GÖÇÜ VE ÇÖLLEŞEN TÜRKİYE
2017 yılından beri yazıyorum. Türkiye önce Arjantin ve sonra Venezuela olacak diyordum.
Bugün ekonomi tablolarımız Arjantin ile yarışıyor. Aramızda öyle çok fark kalmadı. Ama Venezuela işi çok daha karmaşık ve yıkıcı.
Venezuela’da olanları hatırlayalım:
ABD karşıtı gibi duran Chavez’e karşı askeri darbe girişimi yapıldı. Venezuela halkı sokağa çıktı ve o askeri darbeyi püskürttüler.
Sonra H. Chavez ne yaptı? Referandumlarla bütün yetkiyi kendinde topladı. Meclisi bile formalite haline getirdi. Adeta “Tek Adam” oldu. Ne denetleme ne dengeleme kaldı. Ve ölünce yerine mirasçısı kamyon şoförü N. Maduro geçti.
Tüm bu süreçte darbeye de tek adamlığa da karşı çıkan orta sınıf dertlerini anlatamadı. Tek adamlık pekiştikçe ve ülkeye yerleştikçe Venezuela Halkının orta sınıfı ülkeyi terk etti. Geriye sürekli fakirleşen ve açlık içinde kıvranan bir ülke kaldı.
Ya Türkiye?
2017’den beri ülkeden kaçış var. Artık iyi eğitimlilerin terk ettiği bir Türkiye var. Ülkesini seven, vatanına sıkı sıkıya bağlı olan herkesin en büyük dert edineceği bir olay bu. “Giderlerse gitsinler” diyerek Türkiye’nin çölleşmesine izin verilmeyecek bir durumdur bu.
Ne iyi doktor, ne iyi mühendis, ne iyi eğitimci bu ülkede artık kalmamaya başlıyor. Bu durum uzun vadede ülkemiz için adeta bir yıkım demektir.
İŞSİZLİK-FAKİRLİK ARTIK KALICI
Büyüme ve yabancı sermaye bağımlılığında görmüştük. Türkiye kalkınmıyor ve sadece şişiyor. Bunun ne gibi etkileri oluşuyor.
1-İlk olarak grafikte görüldüğü gibi büyüme ile istihdam arasında bağ kopuyor. Artık yeterli istihdam üretemiyoruz.
2-İstihdam yetersiz kalınca ne oluyor? Ücretler artmıyor.
Hem değer (teknoloji) üretimi yetersiz kalıyor hem de istihdam yetersiz kalınca karşımıza sürekli eriyen ücretler çıkıyor.
Çalışanların ücretleri eridikçe oradan emeklilerin de ücretleri eriyor. Yani ülke olarak bir bütün kaybediyoruz.
İyi ama bunca erimeye rağmen kazanan yok mu?
İşte tek kazanan. Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’de sadece ve sadece en zengin yüzde 5’lik kesim kazanıyor.
Türkiye’nin tek kazananı en zengin yüzde 5… Tek mutlu olanlar da sanırız onlar olsa gerek.
TÜRKİYE NÜFUS ÜRETEMİYOR
Aslında her şey birbiri ile bağlı gelişiyor. Hiçbiri bir diğerinden kopuk değil.
Mesela fakirlik, yoksulluk, işsizlik ne doğuruyor derseniz tek kelime ile cevap vereyim: Yokluk.
Bu yokluğun en büyüğü ise evlat yokluğu.
Türkiye’de ekonomi ve ekonomik beklentiler iyileşince doğum sayısı da artıyor. Nitekim bunu 2003-2008 arasında; 2011-2015 arasında gördük. Ama ne oldu ise 2015 sonrası büyük bir çöküntüye girdik.
Bir ülkenin nüfusunu koruması için aile başına 2,1 doğum gerekiyor. Bu 2,1 doğumun 1’i anne, 1’i baba ve 0,1’i de erken yaşta ölümler (kaza, cinayet vs) için gerekli nüfustur.
2015 yılında 2,2 olan kadın başına doğum oranı 2022 yılında 1,62’ye düşerek adeta felaketi belgelemiş oldu. Hatta 2023 nüfus verileri doğum oranının çok daha hızla düşmeye devam ettiğini gösteriyor.
Doğumu azalan Türkiye’de ne oluyor derseniz hemen onu da söyleyelim: Yaşlı nüfus hızla artmaya devam ederken çocuk nüfus bırakın artmayı, tersine azalmaya bile başladı.
Nüfus açısından en büyük sıkıntılarımızdan biri de bölgesel nüfus gelişmeleridir. Değer üreten, ülkeye eğitim ve teknoloji açısından değer kazandıran bölgeler olarak mesela Marmara mesela Ege mesela Karadeniz Bölgelerinde doğum oranları felaket ötesi seviyelere gerilemiş durumda.
Bir ülkeyi sevmek, vatanseverlik ve milliyetçilik bu tablolar karşısında ne düşünebilir?
Kısaca Türkiye’mizin sorunları kısa vadeli enflasyon, cari açık vs değildir. Türkiye’nin asıl büyük sorunları yapısal yıkıma giden temel sorunlardır.
Değer üretemeyen bir Türkiye
Nüfus üretemeyen bir Türkiye
Kalıcı fakirliğe mahkum bir Türkiye
İyi eğitimlilerin ülkeden gittiği bir Türkiye
Öylece karşımızda durmaktadır. Böyle bir tablo karşısında sessiz kalmak, uyarıda bulunmamak, dikkat çekmemek vatanseverlik olabilir mi?
Böyle bir tablo karşısında asıl uyarmak ve dikkat çekmek vatanseverliktir. Asıl bu duruş Milliyetçiliktir.
Bilmem anlatabildim mi?
TOPLUM SORUNLARI BİLİYOR MU?
Gelelim son aşamaya.
Büyük sorunlar ve büyük yıkım içine girmiş bir ülkemiz var. Kurumları çöken hatta inanç değerleri bile yıkılan bir Türkiye…
Faiz indirirken Nasss… faiz artırırken Fazilet dediğinizde her ikisini de İslami bir söyleme oturtuyoruz. Acaba İslam birbirinin tam zıttı şeyleri nasıl karşılıyor?
2017 Referandumu için söylemiştim: Bu referandum geçerse 1- ülke yıkılır 2-İslam yıkılır (burada ‘yıkılır’ kelimesi büyük zarar görür anlamındadır)
Şimdi gelelim saadete.
Toplumda fakirlik artıyor, işsizlik büyük sorun ama toplum buna seçimler yoluyla refleks vermiyor. Neden acaba?
Elbette benzer sorunları başka ülkeler de yaşıyor; hatta geçmişte benzer sorunları dünyanın başka ülkeleri de yaşamıştı. Büyük ekonomik buhranlar toplumları otoriter ve radikal partilere sevkediyor.
Nitekim 1. Dünya Savaşı ardından gelen 29 Buhranı ile Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franco ve Portekiz’de Salazar…
Bugün ise İsrail’de Netenyahu, Macaristan’da Orban, Hindistan’da Modi, bir dönem önce ABD’de Trump, Brezilya’da Bolsonaro örnekleri.
Hatta Almanya’da, İtalya’da, Fransa’da seçmenin radikalleşmesi de bunlara benzer örneklerdir.
İngiltere’de Brexit örneği ve Boris J. mesela. “Türkler Avrupa’yı istila edecek” yalanı ile İngiltere’yi AB’den çıkarttı. Olumlu oy verenlerin büyük kısmı ise ileri yaş grubu oldu. Şu anda İngiltere’de gençler yaşlılara çok kızıyor. Çünkü kandırılmışlardı.
Zenci-Beyaz üzerinden kölelik konusunda iç savaş yaşayan ABD bile Obama sonrası Trump’a oy verebilmişti. O nedenle toplumlarında akıl tutulması yaşayabileceği çok uzman tarafından izah ediliyor.
Türkiye’ye bakıyoruz.
AK Parti’nin ilk dönemleri en fazla gençler ve yükseköğretimliler mutlu. Grafikte görüldüğü gibi 2004-2006 (3 yıllık ortalamalar) döneminde yükseköğretimliler yüzde 66,4 mutluluk oranına sahip. Bu oran şimdi 2020-2023 ortalamasına göre sadece yüzde 49,0 mutlu. Hatta mutsuzum diyenlerin oranı da 7,6’dan 14,5’e çıkmış. Toplam karamsarlık artışı 24,2 puan.
Tabloda dikkat ederseniz alt eğitim grubu mesela AK Parti’nin ilk dönemlerinde pek mutlu değil. O kesimlerde de bir mutluluk kaybı var ama çok daha sınırlı.
Eğitim seviyesi arttıkça şu gelişme yaşanıyor: Alt eğitim grubu daha az mutluluktan çok daha sınırlı bir kayıpla bir alta düşüyor. Ama eğitim seviyesi arttıkça AK Parti’nin ilk dönemlerinde daha mutlu olan kesim büyük şok içerisinde mutluluklarını kaybediyor.
Peki buna rağmen neden seçimlere bu tablo yansımıyor: Aslında sorunun cevabı çok basit. Toplum beka sorununa, terör sorununa, vatan-millet söylemine kanıyor. Din istismarı da burada çok önemli. Bir tarafta deistler artıyor ama diğer tarafta ‘din elden gidiyor’ söylemi karşılık buluyor.
Peki, bütün bunlar ne ifade ediyor derseniz hemen izah edeyim: Realiteyi kaybetmiş bir toplum yapısının yansıması yaşanıyor. Eğer ülkenin gerçek temel sorunları gündemde kalsaydı acaba sandıklar ne olurdu? Ya da şöyle söyleyelim: Vatandaş maalesef gerçek sorunları bir türlü göremiyor-gösterilmiyor.
Hiç 1,2 milyar dolarlık köprüye verilen 15 milyar dolarlık Hazine garantisi olur mu? Böyle bir ihaleciler silsilesi vatansever midir? Sizce nereye gidiyor?
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025