Kurtuluş TAYİZ
"Devlet Güneydoğu’da sivilleri, çocukları, masum insanları öldürüyor. Lütfen sessiz kalmayın..."
Ayşe Öğretmen’in (!) duygusal konuşması bittiğinde programın sunucusu, bu duyarlılığından ötürü kendisine defalarca teşekkür ediyor. Konuklar da alkışlarla destek veriyorlar.
Bu sahte gösterinin bir şov programına denk gelmesi yeterince anlamlı zaten. Milli Eğitim Bakanlığı, hızlı bir soruşturma sonucu programa bağlanan kişinin Diyarbakır’da öğretmen olmadığını belirliyor. Yatsıya kalmadan Ayşe Öğretmen’in aslında İstanbul’da yaşadığı ve programa da buradan bağlandığı ortaya çıkıyor.
Elbette bu detayların iddia edilen dehşet tablosunun yanında pek önemi olmayabilir. Konunun özüne odaklanmak daha doğru. Devlet, gerçekten Güneydoğu’da sivilleri, masum insanları, çocukları, yaşlıları mı öldürüyor? 1990’ların Türkiye’sinden kalma kötü hatıralarla buluştuğunda, bu tarz “kara propaganda” haberlerin karşılık bulmadığı söylenemez. Lâkin günümüz Türkiye’si doksanların Türkiye’si değil. Ve zaten öyle olmadığı içindir ki PKK, başlatmak istediği iç savaşta, halktan beklediği desteği bir türlü bulamıyor.
Kamuoyu, neredeyse her gün PKK ve HDP kaynaklı yayınlar üzerinden “Devlet sivilleri öldürüyor” haberlerine maruz kalıyor. PKK’dan bağımsız görünen ancak PKK’nın “halkla ilişkiler” faaliyetini üstlenen bazı gazete, ajans ve internet siteleri, bu haberleri sistematik olarak yayıyor. Kürt halkı, PKK medyası üzerinden yayılan ve gerçeği yansıtmayan bu haberlerin bombardımanı altında. Bu yalan yayınların etkisi altında kalan pek çok insan, devletin elinde silah, önüne çıkan herkesi çocuk, yaşlı, sivil, terörist demeden öldürdüğünü düşünmeye başlıyor.
Güneydoğu’da şehirlerin savaş alanına döndüğü inkar edilemez. PKK kırsal merkezli “savaş” taktiğini, şehir merkezli bir stratejiye çevirdi. Şehirleri, ilçeleri, sokakları, mahalleleri, evleri birer “mevzi” haline getirdi. PKK’nın başlattığı hendek terörünün medyada hakkıyla yer bulduğu söylenemez. Neden?
İnsanların çalıştığı, yaşadığı caddelerde, mahallelerde, her gün bombalar patlatılıyor, roketler atılıyor, kurşunlar sıkılıyor. PKK'nın bu stratejisinin asıl nedeni, sivil kayıpların arttırılmasını sağlamak.
PKK, terörü şehirlere taşıyarak özellikle sivillerin ölümüne yol açmayı, bu ölümlerden devleti sorumlu tutmayı ve böylelikle, olmasını istedikleri iç savaşın meşruluk zeminini yaratmayı amaçlıyor.
Şu ana kadar yaşanan sivil ölümlerde tetiği çeken de, bu kayıplardan sorumlu olan da PKK’nın kendisi. Hendek terörünün başladığı günden bu yana PKK’nın medya ağı, solcu ve ulusalcı gazete ve televizyonlar, paralel yapı ve merkez medya, Kandil’in enformasyon bürosu gibi sivil katliamları devletin üzerine yıkmakla meşgul oldular. PKK ve HDP’li kaynaklara dayandırılan “iddialar”ı dolaşıma sokan medya, suçu tümden devlete yıkmaya çalıştı. Ancak yine de kamuoyundaki hakim algıyı değiştirmeye güçleri yetmedi; Güneydoğu’daki sivil ölümlerin ardında PKK terörünün olduğuna ilişkin toplumun şüphesi yok. Hem Güneydoğu’da hem de batıda PKK’nın kanlı siyasetine karşı büyük bir öfke ve nefret var.
“Ayşe Öğretmen” ve onu destekleyen Beyaz Show zihniyetinin sorunu, sivil ölümler konusunda yanlış adrese öfke duymaları. Bu zihniyet, terör örgütünün neden olduğu fenalıkları bildiği halde sırf devlet, hükümet ve Erdoğan karşıtlığı sebebiyle o fenalıkları örtüyor, dile getirmekten bile imtina ediyor. İş bu halde vicdandan, insaftan, dahası insanlıktan bahsetmeleri namertçe ve ikiyüzlüce.
Bütün ülkenin gözü devletin üzerinde; en ufak bir yanlışta hep birlikte hükümetin tepesine binecek gibi pusuda bekliyorlar. Hükümet, şehirlere taşınan terör karşısında iyi bir sınav verdi. Siviller zarar görmesin diye operasyonlar dahi ağırdan alındı. Fakat AK Parti nefreti sebebiyle olsa gerek Beyaz Türkler, PKK’nın en kanlı yüzünü bile görmezden geldi. 200 binden fazla Kürt vatandaş PKK zulmünden kaçarken merkez medyada hâlâ Kandil güzellemeleri yapılabiliyor. Meşru hükümet hesap verebilir bir pozisyonda duruyorken, bir terör örgütü olan PKK'nın kimseye hesap verecek, kimseye hesap sorduracak bir pozisyonu yok. Kürt halkı PKK ile yüzleşmediği ve kendi temsilciliğine soyunmuş PKK'yı tasfiye etmediği müddetçe, örgüt tarafından fillerin ezdiği çimen muamelesi görmeye devam edecek.
“Teşekkürler Ayşe Öğretmen” diyen Beyazıt Öztürk ve ona alkış tutan zihniyet ise, Türkiye'nin verdiği bu çetin sınavda yönlerini, ülkenin hayrına olanlara sırt çevirerek belirlemişler. Türkiye devleti, bu zihniyetin arzu ettiği biçimde mevcudiyetini devam ettiremez hale getirildiğinde, çevirecekleri bir sırtları dahi kalmayacağından bîhaberler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019