Levent Gültekin
Görünen o ki yoksulluktan, baskıdan, haksızlıklardan yani yaşam şartlarının kötülüğünden bunalan halk sokağa inmiş.
“Bu berbat yaşamı kabul etmiyoruz” diye haykırıyorlar.
Benimsediği yönetim anlayışı ile toplumu on yıllardır süren ambargoya, neticesinde yoksulluğa mecbur eden, özgürlükleri kısıtlayan, kendi kafasındaki inanç anlayışını bütün topluma dayatan bir zümre “hayır biz bu yaşam şartlarını kabul etmiyoruz” diye haykıran halka “ama düşmanlarımızın eline koz veriyorsunuz, bu yaptığınız vatan hainliğidir” diyerek sokağa çıkan halkı suçluyor.
Ama ABD ve İsrail ellerini ovuşturuyor?
Acaba dış güçlerin ajanları İran halkını kışkırtmış olabilir mi?
Acaba Irak, Libya, Suriye’den sonra İran’ı mı karıştırmak istiyorlar?
Birçok kimsenin aklında bu tür sorular var.
Diyelim ki böyle.
Ortadoğu’daki her kıpırtıyı, itirazı kendi bölgesel çıkarları için kullanmaktan çekinmeyen bu bu tür ülkeler, böyle gösterilerden medet umuyorlar ve İran’ı karıştırmak istiyorlar.
Muhtemeldir ki yapıyorlar da.
Peki iktidar mensuplarının tabiri ile vatan hainliğini yapan yani dış güçlerin değirmenine su taşıyan kim?
Topluma bir gömlek dayatan mı dış güçlerin ekmeğine yağ sürüyor yoksa hayır ben bu gömleği giymek istemiyorum diyen halk mı?
Dünyadan kopuk, baskıcı, yoksulluktan başka hiçbir şey getirmeyen rejimi koruyoruz diyerek halkı yoksulluğa mahkum eden mi daha büyük vatan hainliği yapıyor yoksa “ben böyle berbat bir yaşam sürmek istemiyorum” deyip sokağa inen halk mı?
Sokaktaki kadının başörtüsü takmamasına bile karışma hakkını kendinde gören, kendini ülkenin sahibi, tek akıllısı sanan o çağdışı kafa mı ülkeye daha büyük kötülük yapıyor yoksa “benim giyimime, yaşamıma karışamazsın” diyen halk mı?
Ne yapacaklar?
“İtirazlarımız, isyanlarımız dış güçlerin işine yarıyor” deyip berbat bir yaşama razı mı olacaklar?
ABD ve İsrail ellerini ovuşturuyor diye bütün ülkeyi sömüren bir zümreye sessiz mi kalacaklar?
Dış güçler seviniyor diye yoksulluğa, köle gibi yaşamaya mahkum mu olacaklar?
Dış güçlerin halkı kışkırtmasından korkuyorsan niye halkı mutsuz ediyorsun?
Giyimine, yaşamına niye karışıyorsun?
Kendini onlardan akıllı görüp onlar tarzı bir yaşam tarzı niye tasarlıyorsun?
Derdin ülkenin bütünlüğüyse niye özgürlükleri kısıtlıyor, yoksulluğa mahkum ediyorsun?
Dış güçlerin kaşımasını istemiyorsan toplumda niçin yara açıyorsun?
Rejimi koruyorum diye eşitliği, özgürlüğü, adaleti ortadan kaldır, bütün gücü de yetkiyi de bir zümrenin, bir kişinin elinde topla sonra da “buna sesini çıkarma yoksa ülkemiz bölünür” de.
Yer altı kaynaklarını, çevreyi, insanların huzurunu… bütün bir ülkeyi rejimi ayakta tutmak için yok ediyorlar.
Rejimler, devletler niçin var?
Topluma bir yararı yok, yoksulluktan başka bir getirisi de yok, bütün insanlara hayatı zehir ediyor ama bizim çok güzel rejimimiz var.
Başka?
Topluma insan gibi yaşam sağlamayan, o ülkenin vatandaşlarını mutlu etmeyen rejimler niye var?
Devlet topluma insan gibi bir yaşam sunamıyorsa niye kutsal?
Halkını mutlu edemeyen devletler ne işe yarar?
Devletler de rejimler de topluma daha iyi bir yaşam sağlamak için vardır.
Esas olan toplumun hayatıdır.
İnsanların huzurudur, refahıdır, mutluluğudur.
Dış güçlerin, halkı kışkırtmasını istemiyorsan ülkende insan gibi bir yaşam kurmak zorundasın.
Bölgedeki karışıklıklardan medet uman ABD ve İsrail gibi ülkeleri sevindirmek istemiyorsan kendi toplumunu memnun etmek zorundasın.
Ülke kaynaklarını, insanların yaşamını tüketerek korumaya çalıştığın rejim yerine toplumu yücelten, huzur getiren, refahı artıran yönetim anlayışına geçmelisin.
Hem toplumu berbat bir yaşama mahkum et hem de “sesinizi çıkarırsanız düşmanlarımız buna sevinir” demek “sesini çıkarma ben bu berbat iktidarımı sürdüreyim” demektir.
Eğer mesele ülkeyse sen niye haksızlıklarında, yaptığın aptallıklardan vazgeçmiyorsun da ben toplum olarak hak talebimden vazgeçiyorum?
Sıklıkla vurgulamaya çalışıyorum: Ülkeleri dış güçler değil o ülkeyi yöneten baskıcı, çıkarcı, akılsız yöneticiler böler.
Ülkeleri dış güçler değil, halkı mutsuz eden yönetim anlayışları yıkıma götürür.
Halkı kışkırtan dış güçlerin ajanları değil kendini ülkenin sahibi, toplumun patronu gören çağdışı anlayışlardır.
“Kışkırtılan”, “karıştırılan” toplumlar hep baskıcı, otoriter, özgürlükten, adaletten, eşitlikten yoksun rejimlerle yönetilen ülkelerin halkları.
Neden acaba? Hiç düşünüyor musunuz?
Üç beş ajan senin halkını sokağa dökmeyi, ülkeni karıştırmayı başarıyorsa bundan utanman gerekir.
Demek istediğim ABD ve İsrail gibi vampir yönetim anlayışına sahip ülkelerin değirmenine su taşıyan halk değil, halkın hayatını çekilmez hale getiren baskıcı, akılsız, kendini herkesten daha akıllı sanan ülke yöneticilerdir.
Toplumun huzurunu, mutluluğunu, refahını değil, bir zümreden başka kimseye yararı olmayan rejimi kutsal gören kafadır.
Halkın huzurunu esas almayan devlet anlayışıdır.
Eğer ortada bir vatan hainliği varsa kuşkusuz bu, halkın değil toplumu mutsuz yaşama mecbur eden o ülke yöneticilerinin yaptığı şeydir.
Bilmem anlatabildim mi?
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023