Yıllardır CHP'de çalkantı bitmediği için o çok klasik "Ne olacak şu CHP'nin hali?" sorusuna da cevap verilemiyor.

Ortada birden çok CHP var. Ulusalcı-Kemalistlerin CHP'si... Sosyal demokrat ve Liberallerin CHP'si, az da olsa Kürt kimlikli solcuların CHP'si ve Ergenekon'la ilişkili "laik- sağcı- devletçi" sağcıların CHP'si...
Aslında bu grupların Türkiye'ye ilişkin ortak hayalleri de yok. Birbiriyle asgari müştereklerde buluşmayan, birbirine "düşman" gözüyle bakan kesimler söz konusu... Zaten CHP'nin siyaseten durduğu yer de yanlış. Baykal döneminde eski dev- letle aynı yerde durduğu için ulusalcı- milliyetçi söylem gidiyordu. Şimdi ise Türkiye ve devlet değiştiği için o söylemler çok sırıtıyor.
Kuşkusuz bir kez daha CHP'nin bu noktaya gelmesinde Kemal Kılıçdaoğlu'nun tercihleri etkili oldu. MYK'da ve grupta parti adına konuşanların "ulusalcı" ağırlıklı olması bunu gösteriyor.
Birgül Ayman Güler, bu tercihin verdiği güçle o çıkışı yaptı ve yapmaya devam ediyor. Ve öylesine pervasızca yapıyor ki, dün dili, kültürü yasaklanan Kürtlerden özür dilemesi gerekirken çıkıp, Batı sömürgecilerini hatırlatan "Beyaz Türk" mantığıyla "benden özür dilenmesi gerekiyor" diyebiliyor.
Ve tahrik edici bir dil kullanıyor: "Meşru müdafaa için saldırıdayız. Ben Türk olduğumu söylemekten sıkılır hale geldim sıkıntısı var."
Bir "solcu" olarak Türkiye vatandaşlığı kimliğinin büyük oranda kabul gördüğü bir dönemde "Türk kimliği baskı altında" diyerek kışkırtıcı- milliyetçi bir yaklaşım sergilemekten çekinmiyor.
Bu durum hem yönetim kademesinde hem de CHP tabanında ciddi gerginlik yarattı. Adını vermek istemediğim bir CHP yöneticisi şöyle diyor:
"MYK'da ve grupta kendine ulusalcı diyenler bu ara biraz yüreklendi. Süreçten nemalanmak ve 12'nci katı tamamen ele geçirmek istiyorlar. Güler, son çıkışıyla MHP'de bile hayat bulmayan ırkçı bir söylemle partimizi kirletmiştir. Saçmaladı ve gitmek istiyorsa gitsin ama ondan önce genel başkanın sürece el koyması gerekiyor. Bunun için yarın (bugün) ne söyleyeceği çok önemli. Bir ayar vermek zorunda." CHP tabanı da benzer sıkıntı içinde. Bu açıdan İstanbul önemli... İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Özgen Nama ile konuştum. Nama, rahmetliErdal İnönü'nün SHP'sinde gençlik kolları başkanlığı, Baykal döneminde ise ilçe yöneticiliği yapan genç ve deneyimli bir siyasetçi...
Aynı zamanda İstanbul CHP kurultay delegesi de olan Nama, Birgül Ayman Güler'in çıkışını elitist olarak niteliyor ve şöyle diyor:
"Sosyal demokratların harekete geçmesi gerekiyor. Dünya ve Türkiye değişiyor. Bu değişimi görmezsek CHP ne kendini yenileyebilir ne de Türkiye'yi... Bunun için genel başkanımız, bir an önce ulusalcılık adı altında örgütlenen hiziple partimizin bağını kopartmalı."
CHP içinde ulusalcı fikirler yeni dile getirilmiyor ve ilk kez de ırkçı yüzünü göstermiyor. Bu kadar pervasız ortaya çıkmasının nedeni CHP yönetimini kuşatmaları ve Türkiye'nin Kürt meselesi gibi derin bir meseleyi çözme iradesini ortaya koyması. 
Bunu sosyal demokratlar fark ederse çok şey değişir...