Mehmet TIRAŞ

KUDÜS’ ÜN BAŞKENT İLANI İKTİDARIN İŞTAHINI AÇTI AMA
14.12.2017
1194

 ABD Başkanı Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti İlan etmesi Akp’e iktidarına ve başta Erdoğan’a geçici  derin bir nefes aldırdı..

Kör istedi bir göz Allah verdi iki göz misali tam Erdoğan’ın ilgi alanından gelen beklemediği bir soru oldu Kudüs olayı..

Ülke gündemi birden değişti ve ülkenin can alıcı sorunlarını ve olaylarını  gölgeledi..

Ama ülkenin sorunları ve olayları unutulacak gibi de değil; kar topu gibi hergün büyüyerek ve ağırlaşarak gündemi sarsmaya devam ediyor.

Ülke de yolsuzluk,rüşvet,yoksulluk,yasaklar,hayat pahallılığı,işsizlik ve hepsinden daha önemlisi hukuksuzluk,  Kudüs olayı  ile örtmek mümkün değil hatta imkansız.

Başlayalım sıralamaya:

OHAL ilanı ile demokrasi liğinden düşmüş bir ülkenin sorunları çözmesi,iç barışı sağlaması ve  dış politikada ağırlığının olması ve itibar görmesi mümkün değil..

Yargı tamamen siyasallaşmış ve talimatla çalışıyor..

OHAL’den sonra çıkartılan KHK’larla yapılan hukuksuzluklar diz boyu.

Hiçbir   inandırıcılığı olmayan gazeteciler,yazarlar,akademisyenler,milletvekilleri ve belediye başkanlar hakkında tutuklamalar,açılan davalar,sipariş üzerine hazırlanmış iddialara inanmak için hukukçu olmaya  gerek  yok o kadar sırıtıyor ki, lime lime dökülüyor.

Ülkenin insan hakları  karnesi ise bu hukuksuzluğun tuzu biberi olmuş durumda.

28 milyon çalışanın yüzde 12’si işsiz ve resmi rakama göre  3 milyon 600 bin kişi işsiz durumda,sendikalar işsizlik rakamının 6 milyon seviyelerinde olduğunu iddia ediyorlar, yaptıkları araştırmaları da  bu iddiayı doğrular nitelikte.

İş cinayetlerinin önü alınamıyor hergün 5 işçi ölüyor,7 işçi sakat kalarak iş göremez duruma düşüyor.

28 Milyon çalışanın yüzde doksanı sendikalı değil,çalışan nüfusun yalnızca yüzde 5’i toplu iş sözleşmesinden yararlanıyor.

Peki hayat pahalılığına ne demeli yıllık enflasyon yüzde 13 ‘e fırlamış durumda,kuru fasulyenin kilosu 10 tl,Nohutun kilosu  12 tl’ye çıkmışsa  bir ülkede, kırmızı eti,peyniri ve tereyağının fiyatını düşünün.

Türkiye de 750 bin kişi GSMH’nın yüzde 53’nü alıyor,17 milyon insan günde iki dolarla geçiniyor 35 milyon insan yoksulluğu yaşıyor.

Dövizin ateşi bir türlü düşmüyor.

Ya yolsuzluk ve rüşvet ise gırla gidiyor belgeler havada uçuşuyor.

Yoksulluklara muhatap olanlar bu belgeleri yargıya taşıyıp rüşvet ve yolsuzluğa bulaşanların  yakasından yapışıp  cezalandırılmasını isteyeceği yerde, yolsuzluk belgelerini meclis kürsüsünden yırtıyorlar..Yırtınca bu yolsuzluk  belgelerinin  ortadan kaybolacağını sanıyorlar.

Rüşvet ve yolsuzluk ortaya çıkartacakları yerde, Akp’liler bunları ortaya çıkartan muhalefeti tehdit ediyorlar.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ana muhalefet partisi genel başkanına  ‘sen bittin’ diye mafya vari tehdit ediyor olması hukuk devletinde olacak bir şey değil,söylenmesi şöyle dursun  düşünülmesi bile  kabul edilemez.

Ana muhalefet partisinin çete ve mafya yöntemiyle susturulduğu bir ülkede sıradan bir vatandaşın durumu ne olur?

Demokrasinin kuvvetler ayrılığı ortadan kalkınca  hukuk dışı argümanlar devreye   giriyor.

Medya ve düşünce özgürlüğü yerlerde sürünüyor.

Kürt sorunu Akp’nin kabusu olmaya devam ediyor, Ankara’nın terör örgütü ilan ettiği PYD,ABD ve Rusya tarafından el üstünde tutuluyor.

ABD 2018 yılında PYD’ye 500 milyon dolarlık silah yardımı yapacağını açıkladı.

Rusya’PKK’yı terör örgütü olarak görmediğini ilan etti ve PKK, Moskova’da ofis açtı.

Medya bir ülkenin boy aynasıdır,boy aynası kırılırsa kimse kendine çekidüzen veremez.

11 Aralık 2017 Tarihinde Çağlayan Adliyesinde dördüncü  duruşmasına katıldığım Altan kardeşlerin davasında bir kaç çarpıcı örnek vereyim.. Geçekten yargı öyle bir durumda ki, hiç bir askeri darbelerde dönemde rastlanmayan bir yargılama yapılıyor,savunma hakkı ve mal güvenliği diye bir şey yok.

Altan kardeşler kelepçe takılmasını kabul etmedikleri için  duruşmaya  Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldılar.

Başbakanlık Altan kardeşlerin ve Nazlı Ilıcak’ın mal varlıklarına tedbir konulmasını istemiş ama  mahkeme bu öneriyi reddetti.

Savcı Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak hakkında mütalaasını açıkladı ve  haklarında ağırlaştırılmış müebbet cezası istedi.

Savcının iddiası neymiş efendim; bu gazeteciler darbenin  önceden olacağını ve birde bu darbenin alt yapısını hazırlamışlar.

Sanki Türkiye’de hiç darbe olmamış ve darbenin olacağı üzerine kimse bir şey yazıp, söylememiş gibi komik bir durum yaşanıyor Altan kardeşlerin davasında.

On beş aydır tutukluluğu hükümlülüğe dönüşen  Altan kardeşlerin duruşması 12 Şubat 2018 yılına ertelendi.

Erdoğan ve Akp ABD başkanının Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi kendileri için, içe ve dışa dönük sorunlardan geçici bir nefes aldırabilir ama sorunların ülkenin üzerine bir heyelan gibi kaymasını önleyemezler.

Yukarıda sıraladığımız bir felaket telalığı değil sıkıntıların görünen yüzüne  dikkat çektik.

Türkiye’nin insan Hakları karnesinin  hangi kırığını sayalım başlı başına bir yazı konusu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CHP Genel Başkanı Kemal  Kılıçdaroğlu için söylediği “ Sen Bittin” sözü herşeyi özetlemiyor mu?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar