Merve Şebnem Oruç
Musul Operasyonu'nun kilit konusu kimlerin katılacağı. Erbil'deyim ve burada bu konuda gizliden açığa dönen bir yarış olduğu gözlemleniyor. ABD liderliğindeki Daiş karşıtı koalisyonun kağıt üzerindeki kara operasyonu planında başrolde Irak Ordusu ve Peşmerge güçleri var. Ama esas soru ABD'nin Haşdi Şaabi (Şii güçler) ve PKK'yı nasıl konumlandıracağı; diğer yandan Haşdi Vatani'nin (Sünni güçler) rolünün ne olacağı.
Gerçekte iş Musul'u Daiş'ten temizlemek olsaydı bu tartışılmaz, herkes katılırdı; ama operasyonda kimin olacağı, aynı zamanda, sonrasında kent merkezinde kontrolü kimin sağlayacağı sorusuna da yanıt olacak. Yani dert Daiş'le mücadele değil, Musul'un sonunda kimin olacağı.
Tarafların diplomatik maskelerini dahi takmadan bu konuda kavgaya tutuşmaları, Daiş'in bir 'havuç' olduğunun bariz göstergesi. Daiş'e karşı bir tiyatro sergileniyor, propaganda savaşı bunun üzerinden yürüyor; arkada Musul'un kimde kalacağı hesaplanıyor.
Eski Musul Valisi ve Haşdi Vatani ya da yeni adıyla 'Ninova Bekçisi' Komutanı Esil Nuceyfi, geçenlerde Musul halkının Fırat Kalkanı Harekatı modelinin Musul'a da uygulanmasını istediğinin altını çizmişti. Yerinde bir talepti bu; zira geçmiş ve bölgesel tecrübelerden hareketle, kenti Daiş'ten kurtarmak isteniyorsa, kentin en yoğun nüfusunu oluşturan Sünniler, bu operasyonun ayrılmaz bir parçası olmalı. Ancak gerek geçtiğimiz günlerde Bağdat ve Ankara arasında baş gösteren Başika krizi gerek ABD'nin artık komikleşen tavrı gösteriyor ki, niyet başka.
Lafı dolandırmaya gerek yok. Türkiye'de konuyu anlatırken 'aman mezhepleri işin içine sokmayalım' diye uğraşsak da Irak'ta durum bir mezhep meselesi; üstelik sadece tarihi ve bölgesel kökleri olan bir çatışma değil bu. İran ve ABD eliyle, Daiş gibi katalizörler vasıtasıyla ivmelendiriliyor, şiddetlendiriliyor. Erbil'de her sohbet, Suriye'nin kuzeyindeki gibi şuraya varıyor: Musul Sünnilerin mi yoksa Şiilerin mi olacak? Musul'u Musul halkı mı yoksa ABD ve İran mı yönetecek? Çünkü, Musul'un kimin olacağı, Süleymaniye'nin, Kerkük'ün, Erbil'in, yani Kuzey Irak'ın geleceğini de doğrudan etkileyecek.
ABD'nin oyun planını anlamak için, Sincar-Telafer-Habur hattında kurmaya çalıştığı PKK koridorunu gözden kaçırmamalı. Buradaki kritik gelişmeler, Amerikalıların Irak'ta Kürt aktör olarak Peşmerge'yi sadece geçici olarak ön planda tuttuğunu ve plan başarılı olursa ileride, mevcut Irak içi Kürt siyasi çekişmelerinin fiili çatışmalara döneceğini işaret etmesi bakımından önemli. Yani Amerikan oyunu tutarsa gün gelecek, Peşmerge ayrışacak; Barzani'ye bağlı Peşmerge güçleri, PKK ve destekçileriyle, Irak'ın kuzeyi için kanlı bir iç savaşa girecek.
Musul operasyonunun nasıl gerçekleşeceği az çok tahmin edilebiliyor. Kenti üç cepheden çevreleyerek, sivillerin çıkışı için açılacak koridordan yoğun nüfus çıkışı olacak; ve kaçınılmaz olarak Daiş unsurları da bu kalabalığın arasına karışacak. Irak-Türkiye sınırı yeni bir mülteci akımıyla ve dolayısıyla aralarına sızan Daiş tehdidiyle doğrudan karşı karşıya kalacak. Bu nedenle, hatalı bir operasyon, oluşturacağı domino etkisi sayesinde yeni bir felaketler zincirini başlatacak. Aynı zamanda Daiş'le mücadele adı altında bölgenin demografisiyle kanlı bir şekilde oynanacak.
Oysa aslında, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde başlattığı harekat ve temeline oturttuğu Azez-Cerablus hattında güvenli bölge inşasına benzer bir plan, Irak'ta da uygulanmalı. Sünni unsurlar, Musul operasyonunun içinde yer almalı ve sivillerin arasına sızacak Daiş unsurları bu sayede elimine edilmeli. Gel gör ki, ABD bu fikre asla yanaşmıyor; hatta bunların dillendirilmesinden müthiş şekilde rahatsız oluyor. Bunun yerine, yarın öbür gün Kuzey Irak'ta Kürt İç Savaşı çıkaracak şekilde PKK'yı oyuna sokmaya çalışıyor; vahşilikte Daiş'in yanında amatör kalacağı Bedir Tugayları gibi, Haşdi Şaabi'nin içerisindeki 40'ın üzerinde Şii milis grubunu, Musul operasyonunun baş aktörü olarak konumlandırmaya çalışıyor. Sünnileri kent merkezlerinde vücutlarından asıp benzin dökerek yakıp sergileyen bu katiller, bugün Irak Ordusu üniforması verilerek, operasyonun görünürde meşru parçası haline getiriliyor. Ayrıca Haşdi Şaabi'nin üzerindeki İran etkisi ve İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu Komutanı Kasım Süleymani'nin bu gruplara doğrudan emin veren konumda olması, vekillerin ardındaki asillerden diğerinin de İran olduğunu gösteriyor.
Hani çok yaygın bir söylem var ya, “Sadece Daiş'le değil, Daiş zihniyetiyle de mücadele ediyoruz” diye. İşte maalesef en büyük tuzak da burada yatıyor. Zira mücadele planı Daiş'in tekfirci ve harici zihniyetiyle sınırlı değil, 'seküler güç' diyerek pop ikon haline getirilen PKK bir yandan, Sünni düşmanlığını gururla apaçık bir söylem haline getiren Şii milisler, hedef tahtasına konulanın Daiş zihniyeti değil, Sünni İslam olduğunu söylemekten çekinmiyor. Irak ve Suriye'den sonra güneye Mekke'ye ve kuzeye Türkiye'ye yönelik bir dizi hayalle dolu sloganlar, 'Daiş'le mücadele' kalkanı ardına saklanan bu iki yapının ve destekçilerinin uzun vadeli planlarını gözler önüne seriyor.
İşte bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Musul'un geleceğinin önemine, yanlış adımların tolere edilemeyeceğine ve Türkiye'nin tüm baskılara rağmen masada olacağına vurgu yapması, Reuters gibi güya çok profesyonel ve tarafsız ajanslarda bile, ne alakaysa, Basra'da Erdoğan posterlerini yakan bir grup Şii'nin çarşaf çarşaf fotoğraflarıyla manipulatif bir şekilde haberleştiriliyor. Dünyaya verilmeye çalışılan mesaj, Irak halkı Erdoğan'a karşı; işte gerçekler böyle ters düz ediliyor ve haritalar, demografiler böyle değiştiriliyor.
Propaganda savaşında başarısız olmuş, gerçekleri dünyaya anlatamamış olabilirim ama bu artık önemli değil, çünkü şimdi icraat vakti. Suriye'deki gibi İrak'ta da artık duruma el koymamız gerekiyor, çünkü mesele aynı zamanda bizim de geleceğimiz.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018