Mümtazer TÜRKÖNE
Bugün 28 Şubat’ın yıldönümü. 17 yıl sonra Türkiye benzer bir ‘ara dönem’den geçiyor.
Benzerlikleri göstermeden önce tabiri vuzuha kavuşturalım. ‘Ara dönem’ normal ve doğal olanın dışında bir durumu ifade ediyor. Hukuk düzeni askıya alınıyor. Kanunlar uygulanmıyor. Toplum baskı altına alınıyor, psikolojik operasyonlarla iktidarın algı yönetimine maruz kalıyor; siyasetin meşruiyet alanı daraltılıyor. Otoriter bir yönetim altında devletin altı üstüne getiriliyor. Kamu görevlileri kuru-yaş demeden kıyma makinesinden geçiriliyor, nahak yere insanlar zulme uğruyor. Devletin ana yapısına ve kamu düzenine dair temel kanunlar çok hızlı bir şekilde değişiyor ve iktidardakileri kalıcı kılacak ve güvenceye alacak şekilde yeniden düzenleniyor.
28 Şubat 1997’de, MGK toplantısında alınan kararlarla Türkiye bir ara döneme girdi. “Bin yıl sürecek” denilen bu ara dönem, 2000 ve 2001 krizleri ile yerle-yeksan oldu. Gücü ele geçirenler Devlet’in, halkı nezdinde yitirdiği itibarını ve meşruiyetini yeniden kazanabilmesi için AK Parti iktidarına yol vermek zorunda kaldı. Uzun iktidar yıllarından sonra bu sefer Erdoğan, devlet rantı ile paralel bir ekonomi oluşturdu, onun üzerine kalıcı bir otokrasi inşa etmeye girişti. 17 Aralık’ta bu paralel ekonomi, yolsuzluk soruşturmaları ile dağılınca, hemen sahip olduğu yürütme ve yasama araçlarını kullanarak fiilen bir ‘ara dönem’ ilan etti. Hukuk düzenini askıya aldı, yargıyı iptal etti ve yolsuzluk soruşturmalarını engelleyecek yasalar çıkarmaya girişti. İnternet, HSYK ve MİT yasaları elde etmekte biraz geç kaldığı araçları vererek bu ‘ara dönem’i kalıcı kılmayı amaçlıyor. Yargının yürütmeye bağlandığı, sosyal medyanın fişinin istendiği anda çekildiği ve her tarafa ‘dokunulmazlar’ yani MİT aracılığıyla nizam verildiği bir Türkiye özlemi, içinden geçtiğimiz ‘ara dönem’in ayırt edici vasıfları.
17 yıl önce İmam-Hatipler ve Kur’an Kursları hedefteydi. Eğitimde reform adı altında sekiz yıllık eğitimle adeta yok edildiler. Bugün onların yerine dershaneleri koyunca, her şey yerli yerine ve bire bir oranında oturmuyor mu? Dershaneleri kapatarak bir toplumsal kesimin hayat damarlarını koparma hesabı ile, sekiz yıllık eğitim ve katsayı uygulaması ile İmam-Hatiplerin önünü kapatmak arasında gözetilen iktidar aracı açısından ne fark var? Sürülen savcılar, yargıçlar, emniyet mensupları, tek bir kanun maddesi ile hepsi görevlerinden alınacak eğitim yöneticileri 28 Şubat’ın uygulamalarını hatırlatmıyor mu? Ve tabii 28 Şubat süreci boyunca çıkartılan kanunları, 17 Aralık’tan bu yana bütün dünyanın ayağa kalkmasına rağmen Meclis’e sevk edilen kanunlarla mukayese edebilirsiniz.
Hükümet’in devlet rantı ile finanse ettiği medya organları ve bu rant ile geçimini temin eden gazeteciler eliyle, yatsıyı bırakın akşama kadar bile ömrü olmayan haberler üzerinden psikolojik harekatlar veya algı operasyonları yürütülmüyor mu? Çevik Bir’in tehditleri ile Başbakan’ın gazetecileri hedef alan tehditleri arasında ne fark var? Tıpkı 28 Şubat’ın “yeşil sermayesi” gibi, bugün de devlet gücü ile batırılmaya çalışılan müteşebbisler ve bankalar var. Eksiği yok fazlasıyla: Bir bankanın batırılması için devlet gücünün hiç bu kadar organize bir şekilde ayağa kalktığına ve her şeyi yaptığına şahit oldunuz mu?
Devleti var eden hukuk 17 yıl önce mi, yoksa bugün mü daha çok yara almıştı? O dönemi yaşayanlar, ellerini vicdanlarına koyup bu soruya cevap versinler.
Kaçınılmaz olarak soracağımız soru belli: İçinden geçtiğimiz ara dönem ne kadar sürecek? 28 Şubat’ın yargılanmaması sizleri yanıltmasın; bu ara dönemin kanun tanımazları mutlaka yargılanacak. Anlı şanlı generalleri yargılayan bu ülke, teslim ettiği emaneti istismar edenleri yargı önüne çıkartmaz mı?
Her ara dönem gibi, bugünler de geçici; kimse dokunulmaz değil.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025