Namık ÇINAR
Yanılıyor muyum bilmiyorum, ama Silivri’nin şu bilinen davaları, yola çıkıldığındaki çizgilerinden her geçen gün biraz daha saparak içinden çıkılmaz bir hâl alıyor ve kamuoyunda, sanki orada yargılananlara büyük haksızlıklar yapılıyormuş izlenimi uyandırıyor.
Bu noktalara gelinmesinde, AKP hükümetindeki tavır değişikliklerinin, yargıç ve savcılardaki muhakeme etme becerilerinin, sanıklardaki savunma taktiklerinin, medyadaki olayları aktarma biçimlerinin, diğer siyasi parti tutumlarının ve daha bir sürü başka şeylerin tabii ki payları var. Ama netice olarak, zaman, darbeci unsurların lehine çalışır bir hâl almış gibi görünüyor.
Örneğin, hükümet o değişimci yanını yitirip, tutucu vasfıyla boy göstermeye başladıkça yalpalıyor ve giderek devirdiklerine benzemeye başlıyor. Oysa devirdiklerine benzerlerse, o benzediklerinin, devrilmelerinin hesabını bir gün gelip kendilerinden sormaya başlayabilecekleri eli kulağında aşamaları, besleyip büyütmekte olduklarını yazık ki göremiyorlar.
Bu memlekette Çanakkale Savaşı üzerine bir film bile çekilecek olsa orada dahi askerî uzmanlardan yararlanılırken, binlerce sayfa iddianame yazan savcıların ve o davaları yürüten yargıçların, askerlik mesleğinin kendine has özelliklerini merak dahi etmeden sürdürdükleri bu yargılamalarla vardıkları nokta; örneğin sanıklardan Orgeneral Başbuğ’a yönelttikleri daha ilk soru, bu davaların önemini ortaya koymak bakımından, İsrail gezisi sırasında Ağlama Duvarı önünde çekilmiş turistik bir fotoğraf üzerine oluyorsa, bu iş daha yolun başındayken “bebek davası” ya da “köpek davası” tehlikesiyle karşı karşıya değildir de nedir, Allah’ınızı severseniz?
Bunca senedir sürüp giden davalardan arta kalıp da benim zihnimde yer etmiş tek şey, varsa yoksa falancanın imzası ıslak mıydı değil miydi tarzındaki kayıkçı kavgası ise, valla kimse kusura bakmasın, ama bana göre de bir komedidir bu, gerçekten.
Askerî vesayeti elli senedir asli işleri sayan darbeci generallerin, üst üste koya koya şişirerek teçhiz ettikleri ve atamalar yapıp çalıştırdıkları karargâhlarda, sadece “Batı Çalışma Grubu” veya“Cumhuriyet Çalışma Grubu” kadarlık değil, keyiflerine göre ihdas ettikleri daha nice yasadışı şube, daire ve organlar, şöyle içine bir bakılıp takibe tabî tutulabilse, yani asıl böyle şeylerin üzerine gidilebilse, acaba resmî “Teşkilat, Malzeme, Kadro” standartları bakımından onları nerelere koyarak izah edebilecekleri orada öylece dururken; üstelik bir de buralardaki maaş ve harcamalar yasadışı olarak bütçeye konmuşlarsa, yahut kılıfına uydurup başka yerlerde göstererek, insanlar “ikiz ya da geçici görevler” adı altında buralarda çalıştırılmışlarsa, bunun ayrı bir suç oluşturması da cabası olacakken; hiç enerjiler, kalkıp da bu sıradan işlerde tüketilir mi, yahu!
İmzasının mahiyetiyle oyalanılacağına, o deniz piyade kurmay albaydan, yetkilisi olduğu bilgi destek şubesinin “Teşkilat, Malzeme, Kadro”daki yerine, o şubenin kendi uzmanlık alanıyla ilintisine, atandığından beridir faaliyetlerinin dökümüne, Meriç’in öte yakasındaki muhtemel mütecaviz unsurlar hakkında bilgi toplamak varken, meselâ karşıdaki düşman birlik komutanlarının kimler oldukları, karakterleri, imkân ve kabiliyetleri hakkında mı çalışma yaptığına, yoksa bunun yerine TC vatandaşlarını dinsel inanç ve kanaatlerine göre tertipleyip, niçin onların tasnif ve andıçlanmalarıyla iştigal ettiğine açıklık getirmesini istemek, daha can alıcı bir yaklaşım olmaz mı ki?
Yargılananların rütbeleri ve makamları büyüdükçe, mahkemeleri bir kem-küm’dür sarıyor sanki. Arkasına otuz kırk generali alıp tv’lerde boy gösterirken, parmağını gözümüze soka soka bizi tehdit etmiş olan en büyük general, şimdi sinirlenince ya kendisini yargılayanları haşlıyor, ya da alıp başını salonu terk ediyor. Nerede eski Genelkurmay başkanları diyerek de hayıflanıyor, bir yandan da.
Zira hukukla değil, hâlâ zor ve baskı kurarak sonuç almanın dışa vurumudur, bu bedbince tavır. Nitekim, eski hey gidi hey günlerinde öyleydiler meselâ. Görüşülmekte olan bir yasa eğer onlar bakımından önemliydi veya Cumhurbaşkanlığına kendi aralarından bir generali getireceklerdi ise; maaile Meclis’e doluşup, salona tepeden bakan localarına kurulurlar, baskı ve korkutma amaçlı gövde gösterisi yaparlardı. İşte şimdi de, bir daüssıla duyarlılığıyla yine o günler özleniyor, anlaşılan.
Fakat toparlanıp bu savruluşların önüne geçilmeli ve bu ülkenin Vaka-i Hayriye’den beri tam 186 senelik çilesi olan makûs talihi mutlaka yenilmelidir.
Hâlbuki ulus-devlet projesinde bile ordular, daha önceki talana dayalı başıbozuk ve özerk anlayışlarından temizlenerek, kışlalarda disiplinle kontrol altına alınmışlar ve sivil siyasanın kayıtsız şartsız emrine sokulmuşlardı. Bizdeki ulus-devlet âşığı jakobenler ise, bunu dahi kavrayamamışlardır.
O yüzden de, dünyada darbe artık, geçen hafta Mali’de yapılanı da sayarsak, onlarda ve bir de bizde kalmış, utanç verici ve en ilkel bir siyaset yapma biçimi olarak sırıtıp durmaktadır.
İşte bu kendi başına buyruk, rezil ve müdahaleci ruhtan kurtulmanın tam zamanı gelmiş iken, tutup sendelemek ve ivme kaybetmek, onca emeklere yazık olacak bir durumdur. Bunu anlamayıp darbecileri koruyanlar ve onlara arka çıkanlarsa, bu yaptıklarından utanmalıdırlar.
Pazartesi günü, “Balyoz darbesi”nin nasıl kanıtlanması lâzım geldiğini askerlikten giderek anlatacağım.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016