Neşe Düzel
“Öcalan, şu anda en güçlü konumunda. Silvan olayıyla Oslo’yu ve Öcalan’ı boşa düşürenler kendileri boşa düştüler. PKK, Öcalansız hiçbir şey yapamayacağını gördü. Şimdi BDP, KCK, PKK hep birlikte yeni baştan Öcalan diyorlar.”
“PKK bir yıldır sadece top çeviriyor, şiddet uyguluyor. Oysa her örgütün ve her eylemin bir hedefi vardır. PKK’nin ise bir hedefi yok. PKK’nin içindeki hiçbir kanat örgüte hedef koyamıyor. Bu örgüt, sadece Öcalan’ın hedef koymasına alışmış.”
“Kürtler, hiçbir iktidara olmadıkları kadar AK Parti’ye kızgınlar! Kürtlere haklarının veriliş tarzı hatalıydı. Bu haklar sistematik verilmedi. Bir şeyi verirken, ‘daha ne...’ denmemesi gerekir. Barış için önce siyasetin dili yumuşamalı.”
***
NEDEN GALİP ENSARİOĞLU
AK Parti yeni bir döneme başlarken, Kürtler de bu yeni dönemde AK Parti’den neler beklediklerini tartışıyorlar. Acaba AK Parti için başlayan yeni dönem, Türkiye toplumu için de yeni bir dönem olacak mı? AK Parti, Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorunuyla ilgili yeni bir başlangıç yapabilecek mi? Bir yıldır her gün can alan bu savaşı durduracak adımlar atabilecek mi? Başbakan Erdoğan’ın “Oslo süreci yeniden başlayabilir. Öcalan’la görüşülebilir” açıklamalarıyla yeni bir barış sürecinin başlayabileceğinin işaretini verdi. AK Parti’nin savaşı durdurabilmek ve barışı sağlamak için hangi hamleleri yapması gerekiyor? AK Parti somut adımlar atmazsa nasıl sonuçlarla karşılaşır? Abdullah Öcalan bu barış sürecinde nasıl bir rol alır? Barışa yardımcı olabilir mi? Eski gücü var mı? AK Parti’nin Suriye politikaları Kürt halkını ve PKK’yı nasıl etkiledi? PKK’nın önümüzdeki bir yıl içinde neler yapar? Oslo süreci tek başına barışı sağlamaya yeter mi? Oslo süreci Kürt sorununu çözer mi? bütün bu can alıcı konuları Kürt siyasetinin en güvenilir ve cesur isimlerinden biri olan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ile konuştuk. Bugüne ve geleceğe dönük çok ufuk açıcı, aydınlatıcı değerlendirmeler ve cevaplar aldık.
***
NEŞE DÜZEL: Bu son kongrede AKP için yeni bir dönem başlıyor. Ne bekliyorsunuz bu dönemden?
GALİP ENSARİOĞLU: Türkiye’nin bozulan iç barışını sağlamasını bekliyorum. Çünkü AK Parti’nin varoluş sebebi neydi? AK Parti, Türkiye’nin bugüne dek çözülemeyen sorunlarını çözmeye talip oldu. Türkiye’nin çözülemeyen sorunları nedir? Kıbrıs’tır, Ermeni sorunudur, Alevi sorunudur, Kürt sorunudur ve Türkiye’nin ekonomik olarak hak ettiği yerdir. Ekonomide yapılması gerekenler ciddi olarak başarıldı. Sosyal ve ekonomik çok ciddi reformlar yapıldı ve Türkiye dünyanın gıptayla izlediği bir ülke oldu.
Ekonomi dışında saydığınız hiçbir sorun, buna demokrasi sorunu da dâhil, çözülemedi. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Kökten retçi ve kökten kabulcü olmamak lazım. Türkiye’de demokraside ve sivilleşmede devrim yaşandı. MGK’nın ve YAŞ’ın yapısında, asker-sivil ilişkilerinde devrim oldu. Yüksek yargının ve askerin bu ülkedeki bürokratik oligarşik yapısı bitti, hâkimiyet siyaset mekanizmasına geçti. Aslında Türkiye’de rejim değişti.
Demokratik bir rejim mi kuruldu?
Bütün sorunlar çözüldü demiyoruz biz. Bunu Başbakan da demiyor. Ama biz çözüm iradesi gösteriyoruz. Çözmek için birçok reform yaptık. Bizim sorunları çözme niyetimiz var ve çözme yolunda da ilerliyoruz. Mesela Kürt sorununda çok önemli mesafeler kat edildi. Kürdoloji enstitülerinin kurulması, Kürtçe propagandanın serbest bırakılması, cezaevinde Kürtçe yasağının kalkması Kürtler için çok önemliydi. Bugün devletin okullarında Kürtçe seçmeli dersin veriliyor olması devrim niteliğinde bir değişikliktir.
Devlet bunları yapmakta çok gecikmedi mi? Kürtlerin talepleri bu yapılanların çok ötesine geçmedi mi? Artık bugün Kürtlerin olmazsa olmaz şartı anadilde eğitim değil mi?
Maalesef devlet gecikiyor. Ama Kürtlerin taleplerinin daha ileride olması, yapılanları görmezden gelmemize neden olmamalı. Yapılanlar var, yapılmayanlar var. Kürtlerin talepleri ne dediğimizde beş yıl önce biz 20 madde sıralıyorduysak, bugün bu listenin 15 maddesi çözüldü aslında. AK Parti, Kürt sorununun çözümü için şiddet dışında bütün yöntemleri denedi. Kültürel haklar çerçevesinde sorunu çözmeye çalıştı ama... Kürtler, bu ülkede bugüne kadar hiçbir siyasi iktidarın yapmadığını yapan, tanımadığı hakları tanıyan AK Parti’ye çok kızgınlar. Kürtler, hiçbir iktidara olmadıkları kadar AK Parti’ye kızgınlar!
Niye?
Çünkü bu hakların veriliş biçimi ve tarzı hatalıydı. Bir çözüm planı çerçevesinde sistematik bir biçimde verilmedi bu haklar. Bir şeyi verirken, “daha ne...” denilmemeli.
Sözünüzü ben tamamlayayım. “Her şeyi verdik, daha ne istiyorsunuz denmemesi” lazım. Öyle mi? Peki, Kürtler haksız mı AK Parti’ye kızmakta?
Halka haksız diyemezsiniz. AK Parti yaptığı reformları halka anlatamadı. Bizim iktidarımız batıdaki kamuoyunu da rahatsız etmemek, bir sorunu çözerken yeni sorunlar, hassasiyetler yaratmamak, yaptıklarıyla batıda tahribata yol açmamak ve Türk algısını da doğru yönetmek adına belki hem reformları yavaş yavaş yaptı hem de bu reformları yaparken batıdaki insanı da tatmin eden, onun endişesini gideren bir dil kullandı.
Milliyetçi bir dil kullandı...
Çünkü bu reformları yapabilmeniz için toplumsal desteği kaybetmememiz gerekiyor. Zira bu reformları ancak güçlü bir iktidar yapabiliyor. Eğer bu reformları yaparken toplumsal desteğinizi yitirirseniz, bu reformları yapamaz hâle gelirsiniz. Neticede AK Parti bir siyasi parti. Ama şu da bir gerçek ki reformlar zamana yayılmaz. Zamana yayıldığı zaman etkisini kaybediyor. Taleplerin gerisinde kalıyorsunuz ve yaptıklarınız hayra geçmiyor. Övgü alacağınıza eleştiri alıyorsunuz. Nitekim öyle oldu.
Peki, AK Parti bu savaşı durduracak adımlar atabilecek mi?
Atacak ama bu işi kolaylaştıracak olan muhalefetin tavrıdır. Muhalefet barış adımlarını ihanet olarak değerlendiriyor. Maalesef bir taraftan PKK’nin şiddeti bir taraftan da muhalefetin tavrı çözüm iradesine ciddi darbe vuruyor. Ama şu var. Başbakan’ın Oslo sürecinin devam edebileceğine ve Öcalan’la görüşülebileceğine ilişkin son beyanları, savaşı durduracak adımlar atılacağının işaretlerini veriyor.
Başbakan PKK ve Öcalan’la görüşülebileceğini söylüyor ama aynı zamanda BDD’li milletvekillerini Meclis’ten atmaya gidecek olan yolu da açıyor. Dokunulmazlıklarının kaldırılmasını destekliyor. İç barışı sağlayan bir adım mı bu?
Onca asker cenazesinin kaldırıldığı bir günde Şemdinli’de BDP’li milletvekilleriyle PKK’lilerin o karşılaşma görüntüleri, o sarılıp öpüşmeleri batıda çok ciddi tepki yarattı. Neticede bir başbakan olarak bu tepkiyi de yönetmekle mükellefsiniz. Bu tepkileri yönetmediğiniz takdirde halk öfkesini kendi eliyle almaya kalkar ki, işte bu ülkede en büyük tehlike odur. Halkın vicdanı tatmin olmadığı zaman halk gider kendi eliyle vicdanını rahatlatır. Halkın öfkesini dindirmek zorundasınız. Başbakan’ın söylemleri ve tavrı işte biraz da buna yöneliktir. Siyaset yapanlar...
Evet...
Siyaset yapanlar, gönül bağları olsa bile yöntem olarak silahı ve şiddeti seçmiş olan kişilerle hiç olmazsa görüntü anlamında mesafeli durmalılar. Siyasetteki rollerini boşa düşürmemek için de bunu yapmalılar. Kamuoyu önünde o insanlarla temas hiç hoş olmadı.
Dokunulmazlıklarının kaldırılmasını onaylıyor musunuz bu durumda?
Asla. Ben genelde milletvekillerinin suçüstü hâlleri ve fiili şiddet dışında dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karşıyım. BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması PKK’nin argümanlarına güç katar. Çünkü PKK her zaman, “işte bakın devlet, Kürtlere siyaset yapma imkânını vermiyor. O yüzden silah var, o yüzden biz varız” demek ister. Dolayısıyla PKK’nin ekmeğine yağ sürmemek için bugün Kürt mahallesinde siyaset yapanlara karşı daha yumuşak ve hoşgörülü olmamız gerekiyor.
KCK operasyonlarıyla siyasetin eli nasıl güçlendirilecek?
KCK operasyonlarını ikiye ayırıyorum ben. KCK, PKK’nin kendisidir ve yasadışı bir yapılanmadır. Ama KCK tutuklanmalarında hiç seçici olunmadı. Seçilmiş belediye başkanı, insan hakları temsilcisi, belediye encümenleri, il başkanları içeri alınmamalıydı. Ama burada suç sadece iktidarda değil. Yargının sorumlu davranmamasından kaynaklanan sonucun faturası bize kesiliyor. 200-300 siyasetçinin tutuklanması KCK davasını siyasallaştırdı ve farklı bir konuma götürdü.
AK Parti, Uludere’de ciddi bir acıyla ve aşağılanmayla karşılaşan Kürtlerin kalbini kazanabilecek mi yeniden?
Aslında Uludere’nin araştırılması ve soruşturması konusunda yapılması gerekenleri hükümet yaptı, süreç başlatıldı ama sonuçlar henüz alınmadı. Sonuçlar gecikti. Kürt halkı olarak biz bunların sonuçlarını görmek istiyoruz. Uludere’yle ilgili tatmin edici sonuçlar alınırsa hükümet Kürtlerin kalbini kazanır. Kürtler duygusal bir halktır. Bütün bu yaşanan acılara rağmen, samimi iki güzel sözle dahi her şeyi unutmaya hazırlar. Yeter ki çözüm olacağına inansınlar.
Yeni AKP, Kürt sorununda çözüm olacağına Kürtleri inandırabilecek mi?
Bu iş artık söylemde kalmamalı. Kürtlerde çok ciddi bir güven sorunu var. Bundan böyle Kürtlerin güveni ancak pratik adımlar atılarak kazanılır. Bugüne dek çok güzel şeyler söylendi. Sistematik olmasa da çok güzel şeyler de yapıldı. Ama Kürtler artık anadilde eğitim hakkının tanınması ve kimlik, eşitlik, hak ve özgürlüklerin Anayasa’da teminat altına alınması, seçim barajının yüzde 10’un altına çekilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi net şeyler duymak istiyor.
Bunu ne zaman duyacaklar?
Meclis açılınca yerel yönetimlerin güçlendirilmesi tasarısı gelecek. Başbakan’ın emriyle bir yıldır çalıştık ve çok ciddi bir reform hazırladık. Avrupa Konseyi’nin Yerel Yönetimler Şartı’nı tanıyan, bugüne dek Türkiye’nin koyduğu bütün çekinceleri tamamen kaldıran ve hatta onun da ötesine geçen çok ciddi bir yerel yönetimler reformu bu. Bizim tasarımız, yerel yönetimlere tanıdığı yetkilerle BDP’nin demokratik özerklik modelinin de ötesinde. Demokratik Toplum Kongresi’nin ve BDP’nin savunduğu demokratik özerklik zaten öyle köhne ve ucube bir özerklik ki. Bu özerkliğin dünyada uygulanan özerkliklerle ilgisi yok. Bunun yeryüzünde bir örneği ve uygulaması yok.
AKP’yle Kürtler arasındaki kopmayı önlemek için, AKP ne yapmalı sizce?
AK Parti ile Kürtler arasında bir kopma yok. AK Parti şu anda Kürtlerden en fazla oy alan parti. Mesele şu. Ortada bir Kürt sorunu var ve AkK Parti bunu çözmek zorunda. Biz kendi içimizde bunu tartışıyoruz. Ben AK Parti milletvekiliyim ve anadilde eğitim olmalı diyorum. Bizim içimizde bu anadilde eğitimi kökten reddeden insanlar var. Biz böyle bir partiyiz. AK Parti, Türkiye partisi. AK Parti’ye anadilde eğitim hakkını kabul ettirmek için bu tartışmaların olgunlaşması gerekir. Eğer bu durumu görmezden gelerek adım atarsanız, işi kırar, bozarsınız. Bir sorunu çözerken yeni bir sorun yaratırsınız. Üstelik kendi çözüm iradenizi ve çözüm gücünüzü de kaybedersiniz. Biz çözüm irademizi ve gücümüzü kaybetmeden işi yapmaya çalışıyoruz.
Savaşı durdurabilmek ve barışı sağlamak için AKP’nin nasıl hamleler yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Çözümün sadece icraatla olmadığını herkesin bilmesi gerekiyor. En başta siyasetin dilini yumuşatmalı. Halkı kızdıran, halkın sinir uçlarına dokunan ne varsa telafi edilmeli. Şu anda Kürtlerin gönlünü almaya ihtiyaç var. Yumuşayan dil üzerinden Türkiye’de güven verici yeni bir uzlaşı ortamı yaratılmalı. Başbakan’ın konuşmaları bunu yapacak. Çünkü iç barışın olmazsa olmaz ilk koşulu silah bırakma değil, güvendir! Kürtler ve Türkler ikna edilmeli. Kürt sorununun çözüleceğine, şiddetin duracağına, devletin demokratikleşeceğine, Kürtlerin haklarının tanınacağına, bunun Türkiye’yi bölmeyeceğine, Kürtlerin bölünme talebinin olmadığına dair ikna edilmeliler. Bunu yapacak olan AK Parti. Çünkü iktidarda olan biziz. Sorumluluk bizde.
Öcalan, bu barış sürecinde nasıl bir rol oynar sizce?
İyi bir rol oynar; çünkü Abdullah Öcalan’ın PKK üzerindeki hâkimiyeti, gücü ve sembolleşen liderlik konumu devlet için bir şanstır. Niçin şanstır? Devletin elinde olduğu için şanstır. Niçin şanstır? Çözüm olmadığı sürece kendi geleceğine yönelik bir iyileşmenin olmayacağını kendisi de çok iyi bildiği için bir şanstır. Devlet bu şansı doğru kullanmalı.
Doğru kullanmak nedir?
Bu şans, kullanma ve kandırma temelinde kullanılmamalı. Mesela Öcalan Kürtlerin haklarını istemeyen bir çözüm sunsa dahi devlet bunu kabul etmemeli. Kürtlerin demokratik hakları neyse tanınmalı. Bakın... Silvan olayıyla, Oslo süreci ve Öcalan boşa düşürüldü. Ama daha sonra PKK, Öcalansız hiçbir şey yapamayacağını gördü. Neticede PKK örgütü yekpare değil. İçinde çözüm isteyen ve istemeyen farklı kesimler var. Kürt sorununun dışında ideolojik hedefleri olan önemli kesimler de var. Hatta Kürt sorunun çözümünü, uluslararası istihbarat örgütleriyle ilişkilendiren kesimler ve onlar adına çalışanlar da var. Silvan’la Oslo süreci ve Öcalan boşa düşürüldü ama daha sonra süreci boşa düşürenler kendileri boşa düştüler. Öcalansız hiçbir karar alamadıklarını gördüler.
Bir yıldır yaşanan bunca şiddet, Kandil karar veremediği için mi yaşandı?
Tamam... Bunlar Türkiye’nin dengesini bozdular, Türkiye’yi rahatsız ettiler ama kendileri de askerî açıdan başarılı değiller. İşin bir sonuca gitmediğini gördüler. Bir yılda 200 asker, polis ve sivil vatandaş öldü ama bunca şiddet sonucunda PKK de 800 civarında kayıp verdi. Bu, PKK açısından askerî bir başarı mıdır? Türkiye’nin dengesini intihar eylemleriyle bozdular. PKK elemanlarını eyleme değil, ölmeye gönderiyor! Anlayacağınız kendileri de boşa düştüler. Artık bir sonuca gidemiyorlar, karar veremiyorlar, hedef koyamıyorlar. PKK bir yıldır sadece top çeviriyor, şiddet uyguluyor. Oysa her örgütün ve her eylemin bir hedefi vardır. PKK’nin ise bir hedefi yok. PKK hedef koyamıyor.
Tam olarak ne anlatmak istiyorsunuz?
Bu örgüt, Öcalan’ın hedef koymasına alışmış. Hedefi ancak Öcalan koyuyor. “Demokratik özerklik modeli oluşturdum. Gidin çalışın, içini doldurun” diyor. Sonra vazgeçiyor, “Demokratik konfederalizm, gidin bunun içini doldurun” diyor. Sonra “Ekolojik toplum yaratın, gidin bunun içini doldurun” diyor. Yani hedefi sadece Öcalan koyuyor. Bir dönem bağımsız Kürdistan hedefi koydu. Sonra “Vazgeçtim, üniter yapı içinde bir çözüm arıyorum. Demokratik bir ulus oluşturuyorum” dedi. PKK içinde hiçbir kanat örgütün önüne hedef koyamıyor. Böyle olunca da örgüt sadece gücünü ortaya koymaya çalışıyor, eylem yapıyor, top çeviriyor. Şimdi BDP de, KCK da, PKK de hep birlikte yeni baştan Öcalan diyorlar. Silvan olayıyla boşa düşürülen Öcalan, şu anda en güçlü konumunda. Onu boşa düşürenler bir hedef koyamadıkları için boşa düştüler ve Öcalan’ın konumunu güçlendirdiler. Öcalan, bir aydır yeniden güçlendi ve devlet için bir aktör hâline geldi.
AK Parti’nin Suriye politikaları Kürt halkını ve PKK’yı nasıl etkiledi?
Türkiye’nin İran, Irak ve Suriye’deki Kürtlere karşı kullandığı dil ve tavır kendi içimizdeki Kürt sorununu da tetikliyor. Bugün bölgede çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. Türkiye artık daha büyük düşünmeli. Biz geçmişte Kuzey Irak politikamızı Türkmenler üzerine kurduk. Kuzey Irak’ta Kürtlerin güçlenmemesi için Türkmen kartını oynadık. Derin devlet diye tabir ettiğimiz çevreler orada Kürtlere karşı karanlık eylemlere giriştiler. Çuval meselesi içi boş bir mesele değil aslında!
Türk askerlerinin başına Amerikalılar tarafından çuval geçirilmesinden mi söz ediyorsunuz?
Kerkük’teki Kürt valiye bir suikast planı vardı. Bu suikast oradaki JİTEM’ciler tarafından yapılacaktı. Amerika bunu önledi. Ö dönemde Türkiye oradaki Türkmenlere parti ve televizyon kurdurarak, paralarını ve maaşlarını da ödeyerek hiçbir başarı elde edemedi. Bu politika tutmadı, çünkü oradaki Türkmenlerin kimliği mezhepleriydi, ırkları değildi. Türkmenlerin Şii kimlikleri daha öndeydi. Türkiye bununla sadece Irak’taki ve Türkiye’deki Kürtleri gücendirmiş oldu. Son iki, üç yıldır hükümetimizin Kürt federe yönetimiyle ilişkileri normalleşti.
Hükümet niye Irak’ta yapılan hatayı bugün Suriye’de tekrarlıyor? Niye “Kürtler özerk yönetim kurarsa müdahale ederim” diyor?
İlk günlerde heyecanla ve panikle bu tepkiler verildi. Ama çabuk toparladık. Suriye’deki Kürtlerin yaşadıkları alanların konumu bir otonom yapıya, federe devlete ya da özerk bölgeye imkân vermez. Kürtler orada ancak çok küçük yönetimler kurabilirler. Bu da Türkiye için tehdit oluşturmaz. Türkiye artık büyük düşünmeli. Eğer dünyada ve Ortadoğu’da bir aktör olacaksa bölünmekten korkmamalı ve büyüme hesapları yapmalı. Özal zamanında bu hesapları yaptı ama dünya ve Türkiye o zaman buna hazır değildi.
Özal, federasyondan söz etmişti. Türkiye büyümeli derken, Türkiye, Irak ve Suriye Kürdistan’ını sınırları içine mi almalı, onlarla bir federasyon mu kurmalı diyorsunuz?
Bakın... Türkiye’nin iki büyük sorunu var. Bir Kürt meselesi, iki cari açık. Cari açık, enerji harcamalarından kaynaklanıyor. Bu iki sorunun çözümü de Türkiye’nin büyümesinden geçiyor. Kürtler hiçbir zaman Araplarla dost olamaz. Suriye özgürleşse bile Kürtlerle Araplar arasında savaş çıkacak. Bugün Türkiye ile Bağdat yönetimi arasında sorun yaşanıyor. Kürtlerin ve Türklerin geleceği ve mutluluğu ikisinin eşitçe birlikteliğinden geçiyor.
PKK’nın önümüzdeki bir yıl içinde neler yapabileceğini düşünüyorsunuz?
Muhataplığın ve müzakerelerin başlamasıyla ateşkes ilan eder. Bizde zaman zaman “silah bırakmadan, müzakere olmaz” deniyor.
Başbakan söylemiyor mu bunu?
Başbakan silah sussun anlamında söylüyor bunu. Dünyanın hiçbir yerinde ön koşul silah bırakma değildir. Ön koşul, silahların susmasıdır. Yani çatışmasızlık ve güven ortamının sağlanmasıdır. Silahlar susar ki, müzakereler ve çözüm için ortam sağlansın. Sonra müzakereler devam ederken, ne zaman ki herkes çözümün olacağına ikna olur, işte o noktada silah bırakılır. Yani silah sonra bırakılır. Genel af ve dağdan inme meselesi ise en sonda olur.
PKK, kendisine yöneteceği bir toplum ya da toprak vermeyen bir çözümü kabul eder mi?
Bunu dayatır ama bunu hiçbir devlet kabul etmez. Yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir modelde PKK seçime girsin ve seçilsin. Seçilerek gelsin. Silahıyla başımıza gelmesin. Yoksa Kürt halkı için 80 yıllık silahlı vesayet biter ama bu kez de PKK’yle yeni bir baskıcı ve silahlı vesayet dönemi başlar. Bunun kabul edilmesi ve olabilmesi mümkün değil.
Oslo sürecinin yeniden başlamasını destekliyor musunuz?
PKK’nin ateşkes ve çatışmasızlık pozisyonuna geçmesinden sonra tabii ki destekliyorum. Ama bu kez süreç kamuoyuna açık olmalı. Tabii ki gizli bazı şeyler görüşülecek ama görüşmeler nerede, nasıl yapılıyor, süreci kim bozuyor halk bilmeli.
Oslo süreci Kürt sorununu çözer mi?
Eğer Oslo’da görüşülenler hayata geçirilirse sorun tabii ki çözülür.
Son bir yılda AKP’nin Kürt politikasıyla ilgili hayal kırıklıklarınız oldu mu?
Başbakan’ın samimiyetine ve iyi niyetine kesinlikle güveniyorum ve hiçbir zaman şüpheye düşmedim. Ama Başbakan da bunu bir ekiple yürütüyor. Bu ekip de yöntemde hatalar yapabiliyor. Bu hatalar bende moral bozukluğu yarattı.
Eğer AKP Kürt sorununda somut adımlar atmazsa ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ben ne yaparım önemli değil, millet ne yapar önemli! Ben siyaset yapmayabilirim. Zaten siyaseti çok hevesli yapmıyorum. Ama AK Parti somut adımlar atmak zorunda. Kürt sorununu çözmezse ciddi sıkıntı yaşar. Türkiye’de yıllardır çözülmeyen sorunların çözülmesini bekleyenlerin, sistemden zarar görenlerin var ettiği ve desteklediği bir parti AK Parti. Dolayısıyla AK Parti ancak çözüm iradesini gösterdikçe büyür, çözümden uzaklaştıkça ise küçülür.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012