Osman CAN

Osman CAN
Osman CAN
Tüm Yazıları
İhanetin başarı şansı yok
29.03.2014
1780

 Dışişleri Bakanı ve Müsteşarı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay İkinci Başkanı'nın katıldığı çok gizli ve ulusal güvenliğe ilişkin konuşmaların yapıldığı bir toplantının dinlenip içeriğinin sosyal medyada paylaşılmasının ardından tablo ciddi bir şekilde netleşti.

Artık “Dini bir yapının 17 Aralık süreciyle birlikte başlattığı siyasal bir operasyon” ibaresini kullanmak gereksiz. Bugünler için hazırlanmış, çalışılmış bir “proje”den bahsetmek daha doğru.

Yüz yıllık düzenin dışladığı %80'lik toplumsal kesitlerin antidemokratik sisteme yönelik meşru muhalefet duygusundan beslenerek, ondan meşruiyet devşirerek polis, milli eğitim, yargı, merkezi bürokrasi, istihbarat ve ordu içinde örgütlenmesini tamamlayan, bugün itibarıyla da kendisi için nihai sorun gördüğü demokratik bir siyasi iradeyi rehin almaya veya yok etmeye çalışan bir ihanet şebekesiyle karşı karşıyayız.

Bu çok açık ve açıklığı ölçüsünde de aslında sevindirici.

Sözü uzatmaya gerek yok.

İster millet, ister halk veya halklar yahut toplum deyin, onun iradesine, özgürlük ve barış beklentisine, demokrasi hedefine, var olma çabasına dönük bir saldırı var.

Devlet kavramına hiç sempati duymadım, ne âşık oldum ne de nefret ettim. Aşık olmanın ya da kutsamanın onu bir tehdide dönüştüreceğine, nefret etmenin de sonuçta bireye ve topluma zarar veren akıl dışı bir tutum olacağına inandım.

Bu yüzden bu saldırıların, ait olduğum toplumun elindeki egemenlik aygıtını çökertmeye dönük, dolayısıyla da toplumun güvenliğine, çıkarlarına ve barış hedefine yönelik olduğunu görmezden gelemem.

Anayasal yapısı itibarıyla halen demokratikleşememiş olsa da, artık toplumun demokratik temsil organlarınca kontrol edilen bu devlete yönelik saldırı da aynen topluma, halklara, halka veya millete, onun var oluşuna karşı bir saldırıdır. Bu saldırı, bu topraklarda bir arada barış içinde var olma ve yaşama amacında olan Türklere, Kürtlere tüm diğer kesitlere, onların özgürlük ve barış hedeflerine yönelmiş bir suikasttır. Bunun karşılığı laf değildir, gazete manşetleri değildir, TV tartışmalarında söz yarışı hiç değildir!

Devletin tüm kurumlarının harekete geçmesidir.

McCarthy'cilik yapmadan, abartılı reaksiyonlarla hareket etmeden, toplumun güven duygusunu tatmin edecek şekilde, idari ve cezai hukuk kurallarını ivedi biçimde ve kararlılıkla işletmesidir.

“Devletin bağımsızlığını ve birliğini zayıflatmaya veya bozmaya dönük”, “Anayasal düzene ve onun işleyişine” yahut “milli savunmaya ve devlet sırlarının korunmasına yönelik” eylemlerin karşılığı çok açık.

Mütareke basınını, zihni kireçlenmişleri, rüya gezginlerini ikna etmeye gerek yok. İkna edemezsiniz. 76 milyonun barışını, huzurunu, bağımsızlığını, özgürlüğünü ve elbette güvenliğini sağlamak, hükümetin ve diğer anayasal organların temel vazifesidir.  Eşzamanlı olarak evrensel standartlarda toplumun tüm kesitlerini kapsayan ve tüm farklılıkları sahip ve kurucu haline getirecek, “toplum sözleşmesi”nin hukuki belgesi mahiyetinde bir anayasa girişimini, “demokratik uluslararası toplumun katkısı ve desteğiyle” başlatın.

Başlatın ki darbeci, tek partici, dışlayıcı ve ideolojik anayasal düzenin ürettiği ve ihanet şebekelerinin de beslendiği siyasal ve toplumsal gerginlikler azalsın. Şebekeler izole edilsin. Türkiye toplumu kendine giydirilmiş deli gömleği mahiyetindeki bu düzene rağmen, sabırla, demokratik mücadele yöntemlerinden taviz vermeden ve demokratik iradesinin arkasında durarak bugünlere geldi.

Ayağında çarıkla 1920 sürecinden başarılı çıktıysa, bugün ulaştığı ekonomik, entelektüel, akademik, kültürel ve bilimsel gücü ve tabii farkındalık bilinciyle elbette başarılı çıkacaktır.

Daha özgür, demokratik, katılımcı, çoğulcu ve daha müreffeh Türkiye inşa edilecektir.

Bunu da ancak demokratik iradeler yapar, ihanet şebekeleri veya demokratik meşruiyeti olmayan başka odaklar değil.

Bu seçim Türkiye'nin seçimidir.

Hayırlı olsun. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar