Oya BAYDAR
26 Şubat günü İMC televizyonu ekranı, Banu Güven canlı yayında Can Dündar ve Erdem Gül’le konuşurken birden karardı. Olur a, teknik arıza falandır derken anlaşıldı ki Türk-Sat, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi üzerine kanalı yayın portalinden çıkarmış.
İMC korsan televizyon falan değil, Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) bağlı, uydu üzerinden yayın yapan ulusal bir kanal. İMC’nin yöneticisi, zaman zaman bütün televizyonlara olduğu gibi RTÜK’ten kendilerine de uyarı ya da ceza geldiğini, Türk-Sat’ın böyle bir kararı ancak RTÜK’ün talebiyle, belli prosedürler sonucunda alabileceğini, savcılığın Türk-Sat’a doğrudan müdahalesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığını bildiriyor.
Basın kuruluşları, medya hukuku uzmanları, hatta “bizim bu konudan haberimiz yok” diyerek topu Türk-Sat’a atan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bile İMC’nin bu şekilde karartılmasının yasal olmadığını belirtiyorlar. Ama ne gam! 2016 Türkiye’sinde iktidarın ve Saray’ın hoşuna gitmeyen, işine gelmeyen yayınlara, haberlere, gerçeklere geçit verilmemesi; düşünce ve ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, her türlü muhalefetin “ihanet, casusluk, terörizm” olarak damgalanması artık gündelik hayatımızın parçası. Fetva yükseklerden geliyor ve devletin bütün kurumları, en başta da yargı, fetvaya hemen uyuyor. Hukuk sınırları içinde kalıp adil karar vermeye çalışanların vay haline; en hafifinden “paralelci” ya da “hain” ilan ediliyorlar.
İMC’nin karartılması basit bir olay değil. İMC, devletin ve Saray’ın Güneydoğu’da sürdürmekte olduğu kanlı savaşın, ana akım medyanın ve yandaş medyanın bize göstermediği gerçek yüzünü becerebildiği ölçüde yansıtmaya çalışan bir kanal. Bunca insanımızı, askerimizi, polisimizi, gencecik çocuklarımızı o savaşa sürüp sonra “şehitlerimiz” diye timsah gözyaşları dökenlerin, şehitler üzerinden oy ve iktidar hesabı yapanların ürktükler gerçekleri, tablonun öteki yüzünü göstermeye çalışıyor. Kuşkusuz bir çok eksiği var ama İMC, haber kanalları arasında halkın haber alma özgürlüğünü korumaya gayret eden bir yayın kuruluşu.
Zaman zaman PKK- KCK komutanlarıyla, Kürt siyasî hareketinin önde gelen adlarıyla yapılmış röportajları ekrana getiriyor. Sanırım bu da kanalın “yargısız infaz”ının nedenlerinden biri. Oysa bence yaptığı iş aslında devlet kanallarının yapması gerek bir medya hizmeti. Bir savaş varsa, onun taraflarının, hasmınızın ne düşündüğünü öğrenmeniz gerekmez mi? “Düşman”ı tanımadan, niyetini bilmeden, farklı düşüncelerle karşılaşmadan nasıl karar verebilirsiniz? Teröristle röportaj yayınlanamaz deniyorsa, uluslararası medya tarihinin en fazla önemsenen haber ve röportajlarının tam da bu türden olduğunu hatırlatmak gerek.
İMC, zon zamanlarda karartılan ilk kanal değil. Daha önce “paralel” denerek de bazı TV kanalları Digitürk’ten, Türk-Sat’tan atıldı. Şimdi soruyorum: Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü sadece Can Dündar ve Erdem Gül’ün özgürlüğü müdür? Bu konuda çok hassas olan demokrat kamuoyu, başta CHP olmak üzere muhalefet, Silivri’de nöbet tutan aydınlar, sanatçılar, basın mensupları, örgütler aynı dayanışmayı İMC televizyonuna ve diğer kanallara da göstermek zorunda değiller mi? Demokratik özgürlükleri, basın özgürlüğünü (hiç desteklemesek, görüşlerine, yayın politikalarına karşı olsak da) herkes için savunmak zorunda değil miyiz?
Bugün İMC’nin karartılmasına karşı çıkmayan, susan, kem küm edenlerin, yarın sıra kendilerine geldiğinde, (ki bir gün gelecektir) ne söyleyecek sözleri ne de imdat çağrılarına koşanı olur.
“Ortalık çalkalanabilir” ne demek Sayın Cumhurbaşkanı?
İMC ekranının karartılmasıyla ne alakası var diye düşünmeyin, çok alakası var, çünkü fetva mercii aynı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika gezisi öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplarken, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyelerine ilişkin soruya tam tamına şu cevabı verdi: “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı duymuyorum. Mahkeme (tutuklu yargılama) kararında direnebilirdi.” Sonra da ekledi: “Ben şimdi gidiyorum, ortalık çalkalanabilir.”
Kendisinin yokluğunda ortalığın neden, nasıl çalkalanacağını anlayamadım ama gerçekten de ürperdim, çünkü bu bir korkutmaca, bir tehdit. Ne ile tehdit ediliyoruz? Kendisinin özel bilgisi, istihbaratı varsa, biz zavallı yurttaşları uyarma adına açıklama yapması gerekmez mi? Ama ben başka bir şeyden korkuyorum: AYM’nin, Saray’ın A planını bozmasından sonra devreye B planın sokulması ve Can Dündar’ın yeniden tutuklanmasından. Olmaz demeyin, vardığımız vahim hukuksuzluk ortamında olmaz, olmaz. O zaman gerçekten de ortalık çalkalanır.
Peki ülkede çatışma ortamı varsa, ortalık çalkalanacaksa bir cumhurbaşkanı ülkesini nasıl terk eder? Anayasal görevlerinden biri de çalkantılı ortamda toplumsal uzlaşmayı sağlamak değil midir?
Gelelim asıl konuya: Bir cumhurbaşkanının, beğenelim beğenmeyelim bu ülkenin en üst yargı kurumu olan Anayasa Mahkemesi’ne uymayacağını, saygı duymadığını söylemesi anayasal suçtur. Ancak Erdoğan bu kadarla da yetinmiyor, “Mahkeme (tutukluluk kararında) direnebilirdi” diyor. Yani mahkemenin kararına doğrudan müdahale ediyor. Olaya kılıf bulmaya çalışan AKP’lilerin, bu bir eleştiridir demeleri de bir o kadar sorunlu. Sen, ben kararı beğenmeyip eleştirebiliriz. Kimsenin umurunda olmaz çünkü ne yaptırım gücümüz ne de kararı veren hakimlerin kaderiyle oynama yetkimiz vardır. Ama yetkili bir kişi, bir cumhurbaşkanı, hele de artık huyunu suyunu, kindarlığını ve inadını iyi bildiğimiz Tayyip Erdoğan “mahkeme direnebilirdi” diyorsa, bu mahkemeye bir emirdir. Ayrıca Hükümet’e, AKP kadrolarına da bir uyarıdır. Netekim, AYM kararı açıklanıp da tahliyeler gerçekleştiğinde, kararı memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden AKP grup başkanvekili zat ve benzerleri, iki gün sonra kararın yetki gaspı olduğunu söyleyecek kadar ipotek altındadırlar.
Can Dündar ve Erdem Gül, (basın yasasına göre zaman aşımına uğradığından soruşturma konusu olamayacak) dört ay önceki bir haber yüzünden bizzat Tayyip Erdoğan’ın “Bunu yanlarına bırakmam, hesabını verecekler” demesi üzerine tutuklandılar. Davada Cumhurbaşkanı’nın şikâyetçi sıfatıyla yer alması da Erdoğan için bu davanın kişisel bir hesaplaşma olduğunun kanıtıdır. Ortalık çalkalanır sözü gelişigüzel sarf edilmemiştir. Türkiye’nin özgürlüklerden, demokrasiden, barıştan, hukuktan yana güçleri yeterli tepki ve direnişi gösteremezlerse, hiç kuşkunuz olmasın, ortalığı karıştıracak hamle gelecektir.
İMC’ye sahip çıkmakla, Can Dündar’a ve gazetesine sahip çıkmak o zihniyete karşı aynı mücadelenin parçasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları




































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024