Sezin ÖNEY
“Erdoğan’ın Putinleştiğiteşhisi yetersiz, hatta yanıltıcı. Putin’den farklı olarak Erdoğan vaatleri olan, sözü olan bir lider. Erdoğan birçoklarının gözünde 21. Yüzyıl’ın en önemli liderlerinden biri olacak iken... farklı gönüllere girmişken, umut olmuşken kaybediyor... O kaybediyor, sıradan bir despot olan Putin, dünya üzerindeki nüfuzunu gasp yoluyla artırıyor. Kırım bunun son örneği...”
Sosyolog Nilüfer Göle’nin bu sözleri, başkalarının “tiranlarının” hep ne kadar daha “ürkütücü ve kabul edilemez”; kendi “tiranlarımızın” ise, hep ne kadar “anlaşılabilir, izah edilebilir” ve dolayısıyla “kabul edilebilir” olduğunu düşündürdü bana.
Rusya tarihini, Osmanlı’dan Türkiye’ye uzanan süreçle karşılaştırmalı okuyan biri, ilk şunu gözler; Rusya’ya ilişkin hiçbir şey basit değildir. Hele, Osmanlı ve Türkiye ile karşılaştırılınca...
Putin de, “sıradan bir despot” değil.
“Sanatının” ustası.
Erdoğan’ın yeni “Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır” açıklamasını ele alalım.
Putin’in uluslararası “göz yummaya” ihtiyacı olduğu zaman, Soçi Olimpiyatları arifesi, 11 yıldır hapiste tutulmasına sebep olduğu eski oligark Mihail Hodorkovski’yi serbest bırakmasın “insani değerinden” ne farkı var, Erdoğan’ın bu açıklamasının?
İki lider de, “yastık altı” ziynetler gibi sakladıkları kozları, dünyaya karşı oynamak için kritik zamanları bekliyorlar.
Ancak, onların yüce kişiliği “barış yapar, affeder, savaşır”...
Ancak, onlar “karar verir”.
Çünkü, “tek güç” onlardır.
Söyleyecek söze gelince...
Sorun şu ki, Putin’in söyleyecek fazla sözü; bu sözlerin de çok fazla alıcısı var.
Kırım’ın işgali öncesi, Rusya kamuoyunda, Putin’e destek oranları, ilk kez yüzde 55 civarına düşmüştü. Kırım sonrasında, bu oran yüzde 80’leri aştı. Her iki oran da, şu an Türkiye’de Erdoğan’ın ancak rüyasında göreceği seviyeler...
Henüz...
Rusya halkının, “söyleyecek sözü olmayan sıradan bir despota” destek olduğunu öne sürmek, Putin’in Rusya halkının algıları ve zihinleri üzerinde, nasıl bir tahakküm kurduğunu anlamamaktır.
Putin’in 18 Mart’ta Rusya parlamentosunda Kırım ile ilgili yaptığı şu konuşmayı ele alalım: “Kırım’da, ortak tarihimiz ve ulusal gururumuzla işlenmiş her türlü unsur vardır. Prens Vladimir burada vaftiz edilmiştir. Onun, Ortodokslukla bütünleşirken yaşadığı ruhani şölen, Rusya, Ukrayna ve Belarus halklarını birleştiren kültürel, ahlaki ve medeniyet değerlerini de şekillendirmiştir. 1783’te bu toprakları resmen Rusya’nın yapan kahraman askerler de Kırım’da, mezarlarında uyumaktadır. Kırım, aynı zamanda Sevastopol’dür; efsanelerin, muazzam kaderlerin şehri ve Rusya’nın Karadeniz donanmasının doğum yeridir burası. Kırım; Balaklava, Kerç, Malakov Kurganı, Sapun Uçurumu’dur. [2. Dünya Savaşı’nda Rusya askerlerinin en sert çatışmaları yaşadığı yerler]. Tüm bu mekânlar, bizim için kutsaldır; Rusya’nın askeri kudreti ve eşi bulunmaz değerinin sembolleridir.”
Şimdi, bu konuşmanın, Türk ve Osmanlı tarihi, Cumhuriyet tarihine referanslarla, Sünni-Müslüman motiflerle işlenerek, TBMM kürsüsünden yapıldığını düşünün.
Kırım yerine, mesela, Suriye veya Irak’ın parçalarını yerleştirin.
O zaman, Erdoğan’ın, nasıl ilk kez gerçekten “sözü olan bir lidere” dönüştüğünü görürüz.
Putinizm’in Türkiye hâline dönüşen bir liderin, ilk kez sadece ve sadece “kendine has” sözleri var.
Ancak o söz de, samimiyetle, demokrasi ve insan haklarının yanında olanların duymak isteyeceği “söz” değil.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024