Taha Akyol
Tuğrul Türkeş’in Kavala davasında hukukun üstünlüğünü savunmasını son derece önemli görüyorum. Çünkü Tuğrul Bey’in soyadının ve şimdi AK Parti milletvekili olmasının özelliği vardır.
Kavala ve arkadaşlarının ağırlaştırılmış müebbet ve 18’er yıl ağır hapis cezasına mahkûm edilmesi, Türkiye’de yaşanmış “Dreyfus Davası” örneklerinden biridir, yani hukuka aykırı siyasi mahkûmiyet…
Pek çok hukukçu, bırakın “kesin delil”i, ortada bir “delil başlangıcı” bile olmadığı halde bu mahkumiyetlerin verilmesinin tamamen siyasi olduğunu yazdı, söyledi…
Tuğrul Türkeş, belirttiğim siyasi özelliklerinin yanında, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde AK Parti milletvekili olarak Türk Delegasyonu Başkanı’dır. Böylece, odasına kapanıp dünyayı önyargılarla tasavvur etmek yerine, çağımızda uluslararası ilişkilerin niteliğini ve bu alanda hukukun önemini ‘içeriden’ ve tecrübeyle görmektedir. Kavala davasına dikkati buradan kaynaklanıyor.
ÇAĞIMIZDA MİLLİ MENFAAT
Türkeş açıklamasında Avrupa Konseyi ve AİHM’nin önemini hatırlatarak, çağımızda “iç hukukun” yeterli olmayacağını, bu kurumlara üyeliğin Türkiye için son derece önemli olduğunu belirtiyor. İşte, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AİHM kararları bizi bağlamaz” diyor ama Konsey’den ayrılmayı ağzına almıyor. Halbuki Konsey Üyeliği AİHM kararlarını bağlayıcı kılıyor.
Üstelik bizim Anayasamızın 90. Maddesine göre de AİHM kararları bağlayıcıdır.
Haklarında hiçbir mahkûmiyet sebebi olmadığı halde Kavala ve arkadaşlarını mahkûm ettirmek, Türkiye’nin bu ilişkilerdeki milli menfaatlerine zarar veriyor. Türkeş’in dediği de bu:
“Ekonomimiz iyi değil. Mehmet Şimşek bakanımız sağolsun debeleniyor, çalışıyor ama hukuk doğrudan işlemediği için ekonominin iyileşmesi konusunda zorluklar yaşıyoruz... Niye? Çünkü birtakım inceleme kuruluşları, Türkiye'deki hukukun durumuna bakıyor, daha fazla faizle karşına geliyor. Bu fazla faiz milli bütçene yüktür. Bundan kurtulmamız lazım. Yargılamaları makul seviyeye getirip, hukuku düzeltirseniz ekonomi de düzelir.”
ADALET BAKANI’NIN SÖZLERİ
Osman Kavala’ya Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından “İnsan Hakları Vaclav Havel Ödülü” verilmesini üzerine, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç şu tepkiyi göstermişti:
“İstanbul'da sokakları ateşe verip ve bu ateşi bütün Türkiye'ye yaymaya çalışan kişiler değilmiş gibi sözde bir insan hakları ödülü töreni yapılıyor. Avrupa Parlamentosu maalesef alet oluyor." (10 Ekim)
Demek ki, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku “İstanbul'da sokakları ateşe verip ve bu ateşi bütün Türkiye'ye yaymaya çalışan kişiler” imiş…
Okurlarım içinde de böyle düşünenler olabilir. Dreyfus’un “Alman casusu” olduğunu düşünenler de az değildi.
Fakat bu sütunda “Adalet Bakanına bir soru” başlıklı yazımda, Sayın Bakanı kamuoyu önünde açıklamaya davet etmiştim:
“İstanbul sokaklarının ateşe verilmesini isteyenlerin bu kişiler olduğunu gösteren bir delil var mı?!”
Yazımda böyle bir delil olmadığını anlattım. Hatta Kavala, “bankalardan para çekilmesi” teklifini reddederek hükümeti sarsacak ve ülkeye zarar verecek bu eylemi önlemişti. Tayfun Kahraman, gösterilere son verilmesi için bizzat Başbakan’la görüşmeler yapmıştı. Bütün sanıkların böyle barışçıl çabaları vardı. İmaen bile şiddet unsuru yoktu.
GELİŞMİŞ ÜLKE OLMAK
Böyle bir dosyadan “darbeye teşebbüs” suçu icad edilebilmiştir!.. Başka davalarda da böyle nice mahkûmiyet var.
Sayın Bakan bir gazetecinin sorusuna cevap vermeye tenezzül etmemiş olabilir. Ne de olsa bizde “devletlû” geleneği tarihte kalmış değildir. Fakat kamu sorumluluğu olan Bakan, ta Konsey’e, AİHM’ye ve Türk ekonomisindeki yatırım güvenliği sorununa kadar uzanan bir meselede “işte deliller” diyerek hükümlülerin hangi fiillerle “İstanbul sokaklarının ateşe verilmesi” suçunu işlediğini açıklaması gerekmez miydi?
Bizde sağ ve sol hiçbir ana siyasi akımda “hukukun üstünlüğü” felsefesi yoktur. Ya “devrim” ya “dava” yani siyaset hukuktan üstündür! Ama buraya kadar… Hukuk devleti olmadan gelişmiş toplum olamayacağımızı hepimiz görmeliyiz artık.
Son sözü Tuğrul Türkeş’e bırakıyorum:
“Geçmiş, sadece laboratuvar olarak bize yarar. Bizim yarına bakmamız lazım. Yarına bakarken de ne yaparsak Türkiye daha gelişmiş, çağdaş bir ülke olur diye sormamız lazım...”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025