Taha Akyol
Adalet Akademisi 2003 yılında kanunla kurulmuş, fakat 15 Temmuz hain darbe girişimi üzerine kapatılan kuruluşlar arasında yer almıştı; şimdi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden kuruldu, hayırlı olsun.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e göre, Akademi, “yargının insan kaynağını nicelik ve nitelik olarak yükseltme hedefimize büyük katkı sağlayacaktır.”
Son yıllarda FETÖ’cü suçlamasıyla yargıda çok büyük tasfiyeler yapıldığı için, sınavlarda düşük puanlarla hakim ve savcı alındığını, bunun da kaliteyi düşürdüğünü sayın Gül de söylemişti.
Mülakatlarda siyasi tercihle hakim ve savcı alınması ayrı bir sorundur.
Akademi, mesleki eğitim yoluyla elbette kaliteyi bir ölçüde yükseltebilir, fakat…
‘Evrensel hukuk’ nerede?
Eskiden yargıda mesleki eğitim, Adalet Bakanlığı tarafından yapılırdı ve bu kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıydı.
AB sürecinde, Ak Parti iktidarı 2003 yılında çıkardığı kanunla “bilimsel, idari ve mali özerkliğe” sahip Adalet Akademisi’ni kurdu. Aynı özerklik kavramları yeni Kararname’de de geçiyor ama ‘ruhu’ farklı…
2003 yılındaki kanunda “inceleme, araştırma ve yayın” başlığı atında, evrensel hukuku amaçlayan şöyle bir madde vardı:
“Uluslararası kurum ve kuruluşların hukuk ve adalet alanındaki gelişmelerle ilgili yayınlarını takip etmek, gerekli görülenleri tercüme ettirerek yayımlamak; Türk hukuk ve adalet alanında faydalı olan yabancı eserler için hukuk fakülteleri, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Noterler Birliği ve diğer ilgili kurum, kuruluş ve kurullarla işbirliği yaparak çeviri plânı hazırlamak…” (Madde 3/c)
Ama Adalet Akademisi’ni yeniden kuran kararnamede bu bölüm ve bu madde yok.
Kararnamede sadece, “kurs, seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikleri düzenlemek, bilgi bankası ve kütüphane kurmak” gibi genel bir ifade var.
Türkiye’ye etkileri
Adalet Bakanı Sayın Gül, 19 Mart’taki konuşmasında, Adalet Akademisi’ni “reforme ederek” yeniden açacaklarını söylemişti; işte açıldı… Ama “uluslararası kurum ve kuruluşların hukuk ve adalet alanında” ortaya koydukları felsefi ve içtihadi gelişmeleri Türk yargısının bilgisine sunmayı amaçlayan o maddeyi yeni düzenlemenin dışında bıraktı. Bu “reforme etmek” olabilir mi?!
Tabii Kararname’de yazmasa da bu izleme ve bilgilendirmenin yapılacağı söylenebilir. Ama bunu bir “görev” saymakla tercihe bırakmak aynı şey mi?
Son altı, yedi yılda Türkiye siyasi söylemiyle, hukuk düzeniyle, Merkez Bankası gibi bağımsız kurumsal yapılarıyla ve dış politikalarıyla Batı’dan adım adım uzaklaşma tarzında bir görüntü veriyor.
Adalet Akademisi’yle ilgili yeni düzenleme, böyle bir perspektifte daha bir önem ifade ediyor.
Varsın olsun denilebilir ama bu yöneliş ülke içinde hukuka zarar veriyor. Mahkemelerimizin “yargı kararlarının meşruiyetini” tartışmaya açan kararlar verdiğini bizzat Sayın Gül söylemedi mi?
İki Ağır Ceza Mahkemesi’nin ‘Anayasa Mahkemesi bizi bağlamaz’ anlamında kararlar verdiğini, delilsiz tutuklamalar yapıldığını, bunların siyasi sorunlara yol açtığını… Dahası, bu sorunların uluslararası raporlara yansıdığını hiç akıldan çıkarmamalıyız.
Yatırım sermayesi
Word Economic Forum’un 2018 yargı bağımsızlığı indeksinde Türkiye maalesef 103. sıradadır.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığının zayıfladını hemen bütün uluslararası ekonomik raporlar ve akademik araştırmalar yazıyor.
Biz içeride yargıdan şikayetlere kulak asmayabiliriz, eleştirileri kısabiliriz. Uluslararası raporların bize düşmanlık ettiğine kitleleri inandırabiliriz…
Ama Londra’lara, Washington’lara gidip Türkiye’ye gelmelerini istediğimiz yatırımcı kuruluşlar bu raporlara bakıyor.
AK Parti iktidarı AB sürecinde evrensel hukuk istikametinde reformlar yaparken Türkiye’ye yılda 20 milyar dolar yapıtım geliyordu. İbrahim Kahveci’yle göre o dönemde Türkiye’ye giren toplam yabancı sermaye 650 milyar dolar.
AK Parti bugün övündüğü bütün iktisadi gelişmeleri evrensel hukuka yöneldiği, ekonomiyi de iktisadi rasyonalizmle yönettiği o dönemde, yabancı sermayenin büyük katkısıyla başardı.
Yeniden aynı evrensel hukuk ve iktisadi rasyonalizm yoluna girmeliyiz; hem de iktisadi kriz reel sektörde daha fazla hasar yapmadan.
Bu vatan bizim, hepimizin.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025