Talat ULUSOY
“Mustafa Kemal’in askeriyim” diye bağırmak bir siyasi seçimin ifadesi. Ama Mustafa Kemal’in askeri olmak sadece bir siyasi seçim değil. Adına “okul” dediğimiz “milli eğitim kışlası”nda yediden yetmişe bütün yurttaşlara dayatılan kalıp
Evet, bu satırları okuyan değerli yurttaş, siz de Mustafa Kemal’in askerisiniz, ben de!.. Hiç kendimizi “fasulye gibi nimetten sayıp” bir kenara çekilmeyelim.
“Mustafa Kemal’in askeriyim” diye bağırmak bir siyasi seçimin ifadesi. Ama Mustafa Kemal’in askeri olmak sadece bir siyasi seçim değil. Adına “okul” dediğimiz “milli eğitim kışlası”nda yediden yetmişe bütün yurttaşlara dayatılan kalıp. Düne kadar ilkokulu beş, lisesi altı yıldı. Bugün kesintisiz, dile kolay on iki yıl! Eskiden beş yıldan sonra çıraklığa girip askerlikten “sıyırma” şansı vardı. Bugün o da yok. Eğitim “şart” ve mecburi.
Bu askerî eğitimde her hafta gönderden bayrak indirilir ve “ırk”ının kahramanlığı üstüne övgüler düzülür, derslere öyle başlanır ve her hafta göndere bayrak çekilip marş söylenerek bitirilir.
Askerî kışlada her er her sabah “her Türk asker doğar” diye bağırarak sabah koşusu yapar. İlkokulda her çocuk, her sabah Atatürk büstü karşısında “varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye “yemin” ederek sınıfa girer. Sınıfta 50x70 Atatürk ve aynı boyutta“Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi” karşılar onu. Büyüklerinin “gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde” olabileceği ısrarla kazınır kafasına.
“On yılda on beş milyon genç yaratmak” ne demek, ne var bunun altında diye en ufak bir kuşkunun akla gireceği en ufak bir delik bırakmadan marşlar, şiirler ezberletilir, söyletilir ve sevdirilir! Aşka, sevmeye, sevilmeye dair, insanlığa ve güzelliğe dair bir dize zor bulunur. Böyle şeyler askerliğe terstir.
İlkokuldan başlayıp liseyi bitiresiye törenlerde asker gibi yürümek şarttır; göğüsler ileride, karınlar içeride, bir hizada “rap rap” yürüme talimi yaptırılır. Bütün dersleri kötü olsa bile,“Askerlik Dersi”nden tam not alır. Dersin adı değişip “Milli Güvenlik Bilgisi” olsa da bu başarı devam eder. Boylu poslu “erkek” asker “öğretmen”i kızlar beğenir, erkekler özenir, “sivil” öğretmenler gözlerden düşer. Askerin sivilden akıllı, çevik ve her bakımdan üstün olduğunu gözleriyle görür, inanır.
Bütün eğitim hayatı boyunca duvarlarda “Bir Türk dünyaya bedeldir” vecizesini(!) okur, ama Mustafa Kemal’in Çanakkale’de Alman mareşali Liman von Sanders ve Alman kurmaylarının emrinde bir subay olarak çalıştığını öğrenmez, öğretilmez! Bir“cehennemlik” nasıl olur da cennetlik kullara kumanda eder? Bir “cehennemlik”emriyle bir İslam askeri nasıl olur da “Allah, Allah” diyerek hücuma kalkar? Nasıl olur da bir “cehennemlik subay” Müslüman vatanının kurtuluşu için İslam askerinin şehadet şerbeti içmesine vesile olur? Askerî kışladaki eğitim de, milli eğitim kışlasındaki eğitim de böyle soruları asla akla getirmeyecek “vatansever” nesiller yetiştirir.
İlkokul, lise biter, ama askerlik bitmez. Yüksek öğrenim son sınıfında baraj dersi “İnkılap Tarihi”dir. Diyelim ki bütün mimarlık derslerinden tam not aldınız, ama mimar olamazsınız. Çünkü “iyi” asker olamadığınız anlaşılmıştır!
Bütün eğitimi boyunca “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diye beller. Diller öğrenir, başka ülkelerden arkadaşlar edinir, ama eğitimle edindiği ırkçılığı alt etse de,zenofobi’yi aşamaz, yabancı korkusunu “antiemperyalizm” sanır.
Hatırlayın, Cumhuriyet’in ilk ve orta öğretiminde “tek tip kıyafet” dayatması doksan yıl sonra kalktı. Hele bir de kırk yıl süren “subay şapkası” benzeri şapkalı yıllar vardı ki…
İmam-hatip, özel okul, devlet okulu fark etmez. Kışla kışladır. Türkiye’de “tek müfredat, tek tip milli eğitim” vardır. Yüksek öğrenime yurtdışına gitmek de fark etmez. Dış ülke deplasmanları askerî duruşu daha da pekiştirir genellikle.
“Her Türk asker doğar”, “Ordu millet”, “Peygamber Ocağı” dualarını öğrenen“erkek”leri askerlikte yaşadıkları da uyandırmaz: İlk kez yüzüne “sivil” olduğu, bir sivilin bir “asker”den üstün olamayacağı çarpılır, aşağılanır. Terhis olur, teskere alır, yine de“Mustafa Kemal’in askeri” olmaktan vazgeçmez.
Bu kesintisiz askerlik yıllarının ardından her okumuş kadın ve erkek artık kıvama gelmiştir:Tek adama inanan, güce tapan, militarist, irticadan korkan, yabancı düşmanı, modern, laik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Dikkat edin Türkiye’de ana akım partiler her konuda kavga ederler de, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal deyince akan sular durur. Hepsi heykeller karşısında aynı “zarafet”ile eğilir ve aynı eğitimin eseri askerler olarak esas duruş gösterirler.
Aykırı gidenlerin bazıları askerliğin üstüne Marx okur, Lenin okur, az okur, çok okur, hatta okumasa bile olur. Üç marş, otuz üç kelime ve sıkı bir duruşla “kurmay” eğitimini tamamlar, “devrimci” olur. Altyapı sağlamdır, üstyapı da “pasifist, revizyonist, reformist, ütopist” kelimelerini küfür niyetine kullanmakla tamamlanır. Aykırı gidenlerin bazıları da sağlam altyapının üstüne eklediği “iki dua, bir Cuma” ile “kim cennetlik, kim cehennemlik” fetvası verecek kerte ulemaya karışır.
Askerlik açmazından kendini kurtaranlar lütfen alınmasın, gücenmesin. Türkiye’yi sadece çeviri eserlerden okumak, Taksim gençliği ile Wall Street gençliği arasında benzerlikler görmek yetmeyebilir. Nereye gideceğimizi sadece iradelerimiz belirlemiyor. Nereden geldiğimiz ve ne olduğumuzu, yani TC yapımı TM olduğumuzu da her durumda hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor.
Her işimize ister “besmele” ile, ister “besmelesiz” başlayanlardan, bir meclise önce ister sağ adım, ister sol adım atarak girenlerden ya da aldırmayanlardan olalım, ama“YÜZLEŞME” işini mutlaka başa alalım. Çok azalmış da olsa, içimizdeki “Mustafa Kemal’in askeri” ile yüzleşelim.
Taraf
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.01.2020
20.09.2017
18.07.2017
11.01.2017
16.09.2016
10.01.2016
29.10.2015
10.09.2015
21.04.2015
14.04.2015