Yasemin ÇONGAR
PKK da, devlet de ölüme endeksli strateji izliyor. PKK, devlete kayıplar verdirip “elini daha güçlü kılarak” müzakere masasına oturacağı hayaliyle yapıyor bunu; devlet ise örgütün “önce bileğini bükmek, sonra zayıflamış haliyle konuşmak” istiyor. Sözümona, iki “rakip” strateji var ortada, oysa gencecik insanların ölümleri üzerinden prim yapmanın yolunu arıyor ikisi de.
PKK’nın, yaz ortasından itibaren, “siyaseti, sözü, çözümü” ötelemek pahasına ahlaksız bir tercihle tırmandırmaya başladığı şiddetin karşısına, “vur-vur” temposuna ayak uyduran devlet gücü çıkarıldı ve örgüt ciddi kayıplar vermeye başladı. Bir yandan da, her kayıp bir kazanca dönüşüyor PKK için… Başbakan Erdoğan her ne kadar dünkü grup toplantısında, “1990’lara dönülmez… Demokrasiden ayrılınmaz… Vatandaşımızın günlük hayatını zorlaştıracak hiçbir şey yapılmaz”kabilinden cümlelerle, “olağanüstü hal günlerinin olağan zulmünün” Kürt halkına bir daha yaşatılmayacağının güvencesini verse de, gerilla ölümleri PKK’nın tabanındaki milliyetçi öfkeyi azaltmıyor, arttırıyor. Son operasyonda öldürülen PKK’lıların parçalanmış bedenleri konuşuluyor Kürt kahvelerinde; tek başına, bu bile örgüte yeni katılım getirebiliyor.
Devletin pervasız operasyonları, PKK’nın ahlaksız saldırılarını sorgulamayı en azından bir kesim için güçleştiriyor. Devlet, hepimiz adına öldürdükçe, PKK’ya “Benim adıma öldürme” diyenlerin sesi de cılızlaşıyor ister istemez.
Hararetle, birbirlerine karşı yazıp çizen arkadaşlara bakıp şaşırıyorum; giderek birbirlerine benziyorlar… PKK’ya “Aslanım, koçum” ya da Yıldıray Oğur’un dünkü güzel deyişiyle “cici”muamelesi yapanları, dağa çıkmış çocukların kanı üzerinden, “Sen yenilmezsin, tabii ki silah bırakmazsın, yürü, kim tutar seni” diyenleri ne kadar abes buluyorsam, “zorunlu asker”çocukların kanı üzerinden, devlete PKK’nın “belini kırması” için alkış tutanların tavrını da o kadar abes buluyorum. Ya da hadi “abes” gibi konforlu bir kelime kullanmak yerine açıkça yazayım. Her iki telkini de “ahlaksız ve akılsız” buluyorum. Bingöl’ün ortasında bir kadın militanı canlı bomba yapan, sonra da “münferit olay” diyen zihniyetin çürümüşlüğü ile PKK’lılara karşı bir “linç” kampanyasını körüklercesine kullanılan “Sonunuz Kaddafi gibi olur” ifadesinin çirkinliği arasında çok fark göremiyorum.
Bu kan denizinin ortasında, Diyarbakır’da “Kürt meselesinin demokratik çözümü için sözümüz var” adlı çalıştayda toplanan 715 sivil toplum örgütünden yeni bir ortak adım geldi dün. Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Derneği (GÜNSİAD) Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, “Hedef, çatışmasızlık sürecinin oluşturulması” diyerek, aralarında İnsan Hakları Derneği’nden MAZLUMDER’e, Tabipler Odası’ndan Diyarbakır Barosu’na çok çeşitli seslerin olduğu kalabalık platformun planını açıkladı: 715 örgütün temsilcileri, Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil tüm siyasilerle, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve Kürdistan Bölge Hükümeti Başkanı Barzani’yle, ayrıca Kandil’deki PKK liderleri ve Abdullah Öcalan’la görüşmek istiyorlar. Yaptıkları, özü itibariyle “çift taraflı ateşkes” çağrısı. Meali şu: Örgüt saldırıları kesecek; çatışmasız alana, tercihan Irak’a çekilecek. Devlet de operasyonları durduracak. Başbakan’ın sık sık kullandığı o cümleye uyacak ve “durup dururken operasyon yapmayacak.”
Bedirhanoğlu’nun şahsında, aralarında PKK’ya yakın olanlar kadar geçmişte PKK’nın hedefi olmuş kişi ve kuruluşların da bulunduğu bu platformun “ateşkes” çağrısını selamlıyorum. Devletin ve merkezî siyasetin yetkililerinin bu platformla görüşmelerini, “ateşkes” çağrısına bir şans vermelerini diliyorum.
Dün Bedirhanoğlu’nun açıklamasından önce, KCK tutuklamalarının haberi geldi: 44 kişi tutuklandı. Doğrusu, ben böyle büyük polisiye operasyonlarda sık sık işittiğimiz “Tanırım iyi çocuktur”nevinden kefalet girişimlerini “insani” bulsam bile, yadırgıyorum. Tanışıklık ya da tanınırlık üzerinden, kolayca “O, bunu yapmamıştır” diyebileceğimi hissettiğim her şahıs, tanımadığım, tanınmamış, dolayısıyla da hakkında sustuğum her şahıs adına utandırıyor beni. Ergenekon için yapmadım, KCK için de bunu yapamam. Dolayısıyla kimsenin adını özel olarak sarf etmeden söyleyeceğim sözümü:
PKK, şehirlerde BDP’nin yanına, daha doğrusu üzerine KCK örgütlenmesini kurarak, Kürtlerin meşru siyasi mücadelesinin önüne devasa bir set çekti bence; Meclis’teki Kürt vekillerin ellerini kollarını bağladı, seslerinin kısılmasına yol açtı; seçilmiş belediye başkanlarını kamuoyu önünde küçük düşürdü, bir bölümünü tamamen marjinalleştirdi. Hâsılı, Türkiye’deki varlığı ve faaliyetleriyle KCK, iddia edilenin aksine siyasallaşmayı, normalleşmeyi kolaylaştırmayan, aksine “siyasi çözümü öteleyip, şiddetin lojistiğini sağlayan” bir işlev üstlendi. Hal böyleyken, devletin giriştiği KCK operasyonu da, farklı istikametten gelerek, tam da aynı işlevi üstlenen yanlış bir hamle bence. Dünkü Radikal’de, Ahmet İnsel şöyle yazmıştı:
“Başbakan’ı KCK operasyonuna ikna edenler veya emrivakiyle kucağına bu zehirli hediyeyi bırakanlar, PKK’nın nesnel müttefiki olarak çalışıyorlar… Başlattıkları fiili olağanüstü halle PKK’nın giderek daha fazla beslendiği Kürt milliyetçiliği ateşini var güçleriyle büyütmeyi marifet sanıyorlar. PKK’nın örgüt olarak belini bükmenin yegâne hedef olduğu bir stratejinin, amacına ulaşsa bile, Kürt dünyasını çok daha büyük bir eziklik hissi içinde bırakacağı olgusunu ciddiye almıyorlar. Cemaat olarak PKK ile girdikleri ölüm-kalım savaşında, sadece hükümeti değil, Türkiye toplumunu rehin alıyorlar.”
Hâlihazırdaki KCK operasyonunun hukukî zaafları var ama aynı zamanda, PKK’yı beslemek, güçlendirmek, İnsel’in deyişiyle PKK ile “nesnel ittifak” yapmak gibi akılsızca bir sonucu da var. Hükümetin içinde bile bu gerçeği görenler olduğunu biliyorum. KCK’da bunca pervasız tutuklamalara cevaz veren hukukî altyapının reformu için, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın hazırladığı yeni Terörle Mücadele Kanunu taslağının “fare doğurmamasını” diliyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012