Yıldıray OĞUR
Tarihî bir andı. Televizyondaki tartışmada MHP’li vekil Oslo sürecinin ve İmralı’yla görüşmelerin başladığında, diye ısrar ediyordu, karşısındaki müzakere yanlısı diye bilinen sol-liberal kanaat önderleri ise “hayır hayır başlamadı, her şey çok kötü” diye.
Yeni çıkan Belediyeler Kanunu günlerdir Yeniçağ’ın, Aydınlık’ın, Yurt gazetesinin manşetlerinde, milliyetçi, müzakere karşıtı köşelerde Oslo sürecinde verilen ve Türkiye’yi bölecek söz olarak yerden yere vurulmakta. Aynı kanun AKP muhalifi sol-Kemalist-liberal gazetelere göre ise Erdoğan’ın bütün yetkileri kendinde toplama hamlesi.
Erdoğan’ın “İmralı’yla yarın bile görüşürüz” açıklaması, Gül’ün ve AKP’nin gizli BDP temaslarının ortaya çıkması sonrası da durum aşağı yukarı aynı. Barış ihtimali yine fena hâlde makasa alınmış durumda.
Gül-BDP görüşmelerinde “gizli kalsın” talebinin BDP’li vekillerden gelmesi bile Türkiye’de müzakere etmenin, barışı konuşmanın pek itibarlı bir şey olmadığı hakkında bir fikir vermeye yeter.
Yeni müzakerelerin ufukta görülmesi karşısında yurtta bir panik havası var.
AKP karşıtlıkları ama müzakere yandaşlıklarına baskın çıkan cephe ışık esprilerinde dibi görüp, erkenden havlu attı. Onlara göre ortada yeni bir durum yok, Gül ve BDP’de yeni bir şey yok diye açıklama yaptı. Zaten Başbakan’ın konuşmaları da hiç barış dili değil. (Gerçekten de değil.) O yüzden bu iş olmaz.
Müzakere karşıtları ise daha atak. Taraf’ta Emre Uslu, Öcalan’ın kardeşiyle yaptığı görüşmenin kayıtlarından parçalar yayımladı. Eğer Emre’nin elinde bu görüşme tutanaklarının daha geniş bir özeti ya da bu resmî belge varsa bunun tamamını yayımlaması yılın gazetecilik başarısı olur. Çünkü bu görüşmeye göre esasen Öcalan yeni bir savaş emri vermiş durumda ve MİT bunu bile bile Başbakan’ı kandırıp müzakereye ikna etti.
Yani neredeyse MİT “Kürdistan kurmak için ant içmiş bir ihanet şebekesi”, Başbakan’ı sürekli oyuna getirmekte (bir rivayete göre tehdit etmekte), her gelen şehit haberinin sebebi yeni başlayan bu müzakereler.
AKP’nin milliyetçi-devletçi kanadının da hareketlendiği görülüyor. Burhan Kuzu’nun içinden çıkan kurt, şeytanın sağdan sağdan yaklaştığını da gösteriyor.
Devrimci Halk Savaşı stratejisi bu sefer de başarısız olan PKK’nın müzakere karşıtı kanadında ise “Öcalan’ın dönüşü” paniği var. Silvan ve Demokratik Özerklik kararıyla çiğnenen Öcalan’ın yeniden devreye girmesi karşısında tasfiyeden korkan kanat bir taraftan Öcalan’a bağlılık için ölüm oruçları başlattı, bir taraftan da sadece Öcalan’la bu iş olmaz mesajları vermeye. Daha geçen nisanda açlık grevlerini sürece zarar veriyor diye bir telgrafla durduran Öcalan değilmiş gibi. Savaşla denenip alınamayanlar, cezaevlerindeki mahkûmların hayatını ortaya koyarak alınmaya çalışılıyor. Baskılara karşı, mahkûm hakları için, son çare olarak başlamış durumda değil bu açlık grevleri, ortada siyasi talepler var. Peki, o hâlde zaten zor şartlardaki tutuklular yerine bu açlık grevine neden 14 temmuz sabahı Demokratik Özerkliği ilan edip akşam uçağıyla Ankara’ya dönen BDP’li vekiller öncülük etmedi?
Türkiye’de barışı savunmanın Kolombiya’da savunmaktan daha zor olduğu kesin.
Geçen hafta Oslo’da Kolombiya- FARC görüşmeleri sürerken FARC beş askeri daha öldürdü. Çünkü Kolombiya hükümeti FARC’ın çok istemesine rağmen geçmiş barış görüşmelerinden ders alıp masaya ateşkes ilan ederek oturmayı reddetti ve operasyonlara devam etti. Geçmiş ateşkesleri FARC yeniden organize olmak için kullanmıştı çünkü.
Bunların herhangi birinin Türkiye’de olduğunu düşünsenize. Yani Oslo’da devlet-PKK açıktan görüşürken PKK beş askeri daha öldürse müzakere karşıtlarını ya da hükümet operasyonlara devam kararı alsa liberal-sol cenahı o masadan barış çıkacağına ikna etmeye herhalde kutup ışıkları bile yetmezdi. Ama ne Kolombiya hükümeti ne de FARC henüz masadan kalktılar.
Sadece yurtta değil, dünyada da bu barış sürecine karşı çelme takan çok.
İlk hamle Suriye ya da dürüst olup açıkça adını koyalım İran’ın, Suriye Kürdistanı’nı PYD’ye bırakmasıyla atılmıştı. Türkiye bu zokayı yutup, Kürt karşıtı bir dile teslim olmaktaydı ki son dönemde bundan neyse ki vazgeçildi. İkinci hamle Maliki’den geldi. Önce Almanya’daki tedavisinden dönenTalabani’yi Süleymaniye’de ziyaret etti. Barzani karşıtı muhalefetin başını çeken Goran’ın liderini Bağdat’ta ağırladı. (Goran lideri Tahran’da da üst düzey bir ziyaret yaptı.) Maliki’nin Türkiye’de az konuşulan esas adımı ise Bağdat’ta PKK liderleriyle yaptığı görüşmeydi. Bu görüşmeye PKK’danMustafa Karasu ve Cemil Bayık’ın katıldığı söyleniyor.
Batı cephesinde de bu müzakerelere karşı çevre hareketlendi. Fransa, Türkiye’de sevinçle karşılanan bir operasyonla Oslo’da Türkiye’nin müzakere ettiği ve çok yakın zamanlara kadar temas içinde olduğu isimlerden KCK yönetim kurulu üyesi Adem Uzun’u garip bir silah ticareti operasyonu kapsamında tutuklayıverdi.
ABD Elçisi Ricciardone’nin Ankara temsilcilerine “Ladin’i yakaladığımız sistemi PKK liderleri için Türkiye’ye önerdik” açıklaması da müzakereleri sekteye uğratacak bir açıklama olarak kayıtlara girebilirdi. Bu mesaj müzakere sürecinin başlamasıyla Devrimci Halk Savaşı pozisyonundan çıkan PKK liderlerine herhalde pek güven verici bir açıklama olmazdı. Ama ABD elçisine ânında tepki veren Başbakan’ın cevabı tam tersi bir sonuç yarattı ve Türkiye PKK liderlerini öldürme üzerine kurulu bir stratejisi olmadığını deklare etmiş oldu.
Ama bütün bunlara rağmen müzakere süreci ilerlemeye devam edecek gibi görünüyor. Bu kez merkez Oslo değil Erbil ya da Süleymaniye olacak. Muhatap ise BDP’nin ve Kandil’in “bizle değil onla” diye işaret ettikleri İmralı. Bayram’da devlet İmralı’da bir sürpriz yapabilir. AKP kongresinde vaat edilen bazı adımlarla ilgili yasa önerileri Meclis’e gelebilir. Kandil’de güç dengeleri müzakereciler lehine değişebilir.
Önümüzde bir yangın var. Birileri kundakçının peşine düşelim diye bağırmakta, birileri de itfaiyeyi bekleyelim diye. Bir kap su dökelim diyenlerle ise iyimser diye dalga geçilmekte.
Bu yazı ateşin üstüne bir kap su daha dökmek için yazıldı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları


















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025