Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Devlete ve baraja sığınmak
22.09.2015
1818

 Başbakan Davutoğlu “Teröre karşı tek ses” mitinginde yaptığı konuşmayla “partiler üstü” olması gereken etkinliği adeta AK Parti mitingine dönüştürdü. Böylece seçim kampanyasına da başlamış oldu.

Mitinge diğer partilerden gelenlerin nasıl hissettiklerini merak ediyorum. İstismar edildiklerini düşünmüşler midir acaba?

Bu türden mitinglere ne kadar “sivil” deseniz de güneş gözlüklerinin ardına sığınan protokol sevimsizliği kendisini belli eder. Bir türlü coşku yaratılamaz. Her şeyin ardında tek tip bir mühendisliğin etkisi hissedilir.

Bir zamanlar devletimiz “kızıl ve kara irticaya karşı” “makbul vatandaşlarını” harekete geçirirdi. Komünizm “kızıl irticaydı”. İslamcılık da “kara irtica”.

Derelerden çok sular aktı. “Kızıl irtica” adeta bukalemun gibi renk ve kabuk değiştirdi ve oldu mu “bölücülük”. “Kara irtica” İslamcılık ise hâlâ milli tehditti.

Derken Çiller, “Bölücülüğe ve kara irticaya” karşı birlik ve beraberlik mitingleri yaptı. Kara gözlüklü zevat elbette arkasına dizilmişti. Gülme yetileri ameliyatla alınmış bir ciddiyetle mitingin bitmesini bekliyorlardı.

Yine derelerden çok sular aktı. “Kara irtica” yani İslamcılar iktidar oldu. Bir zamanlar kendilerini kovalayan devletin koltuğuna güzelce yerleştiler.

Bir zamanlar devletin dövdüğü haylaz çocuklardan biriydiler ama devlet olmayı başardılar.

Şimdi “bölücülüğe” karşı sözde sivil özdeyse buram buram devletçi mitingler düzenlemek sırası onlara gelmişti. Elbette kara gözlüklerin ardından.

Davutoğlu buyurmuş: “1 Kasım’a kadar çok çalışacaksınız. Onları baraj altında bırakacaksınız.” Kimleri? Onları. Şimdiki bir numaralı tehdidimiz, HDP’yi.

Yalnız Sayın Davutoğlu, benim anlamadığım bir şey var: Bu ülkede “bir veya iki numaralı” tehdit ilan edilenler ne yapıp edip seçimlerde yüksek oy alıyorlar ve iktidar oluyorlar? Neden acaba?

Bunun nedeni, partinizin de isminde geçen “adalet” kavramında saklı olmasın?

Sayın Davutoğlu, neden anlamıyorsunuz? Yüzde on barajı çok büyük bir adaletsizliktir. Bir halkı meşru ve yasal siyasetten dışlamanın mekanizması olmuştur.

Bu baraj sayesinde hak etmediğiniz onlarca milletvekiline kavuştunuz. Ama tıpkı 28 Şubat’ta sizlerin önüne konulan haksız barajları toplum nasıl yıktıysa, şimdi de HDP’ye oy verenler aynısını yapıyorlar.

Matematiksel olarak saf bir nispi temsil sistemi olsaydı, yüzde 41 oyla sadece 226 vekil çıkarabilecektiniz. Buna rağmen 258 vekil çıkardınız. Yani seçim sistemi yine size çalıştı.

Ama siz sonuna kadar haksız olduğunuz hâlde size haksızlık yapıldığına inanıyorsunuz. Bu partinizde bir alışkanlığa dönüşmüş durumda.

Bu söylemleri kullanırken hiç durup düşündünüz mü? Evren’in getirdiği barajla HDP’yi sistem dışına itmek hırsından adalet duygunuzu tamamen yitirmiş durumdasınız.

Eğer devlet adamlığınız, siyasi hırslarınıza bir nebze galebe çalabilseydi, HDP’yi sistem içerisinde tutmanın ne kadar önemli olduğunu anlardınız.

Bu ülkede Çözüm Süreci’nin yaşamsal önemde olduğunu kavramamış olamazsınız. Bunun yolunun da HDP gibi yapıları oyunda tutmaktan geçtiğini de gayet iyi biliyorsunuz.

Şimdiki durumunuz şöyle: Adalet hissiyle hareket edemiyorsunuz. Her kesimin Meclis’te iyi kötü temsiliyle hak ettiğiniz sandalye sayısına doğru gerilemeyi hazmedemiyorsunuz.

Tam da bu nedenle adil seçimlerde HDP’nin oyu gerilemeyeceği gibi artmaya da devam edecek.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar