Hüseyin ÇAKIR
14 Haziran 2015 seçimlerine giderken Tarihsel Blok ve Kimlikler Üstünden Politika…
Çok partili hayata geçişten 2011 seçimlerine kadar seçmenlerin CHP ve Demokrat Parti geleneği partilere oy verme tercihleri neredeyse hiç değişmemiş.
Sosyolojik ve sınıfsal olarak sol- sağ tanımı, tarihsel blok’laşmayı anlatmıyor. (Bunu bilerek, sağ-sol kavramlarını kullanıyorum)
Dini vecibeleri yerine getirenler, getirmeyenler, kalkınmacı, devletçi, elitist kentli, Anadolulu: Kasabalı ve köylü sosyolojik ayrışması Türkiye gerçekliğini gösteriyor.
Birincisi: Muhafazakâr, milliyetçi-İslamcı, Osmanlıcı… başlığı altında toplayabileceğimiz Muhafazakâr “sağ” blok: Oy oranı ortalama yüzde 60- 65’tir.
İkincisi: Cumhuriyetçi, Laik, Kemalist, devletçi, ortanın sol blok veya sosyal demokrat blok (CHP, Güven Partisi, DSP, HP-SHP-DSP ve Sosyalist Partiler dâhil) ortalama oy oranı yüzde 28- 30 dur.
Nüfus artışı, kent, kır yaşamındaki değişim, askeri darbeler, kapatılan ve yeniden kurulan siyasi partiler, AB süreci, küreselleşme… gibi birçok faktör değişiyor, ancak Türkiye’nin yurttaşlarının tarihsel, politik bloklaşması oy verme tercihleri değişmiyor.
Bu oran, kır ve kent nüfusunun tersi yüz olmasına rağmen değişmiyor.
1927’de cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımında Türkiye’de kentlerde yaşayanların oranı yüzde 24 kırlarda yaşan yüzde 66’dır bu oran 1955’ kadar değişmemiştir. 1955’de kırlarda yüzde 71,2 kentler yüzde 8,8 olmuştur.
Kent ve kır da nüfus oranları:
-1960’da, Kent yüzde 31,9 ve Kır yüzde 68,1
-1970’de Kent yüzde 38,5 ve Kır yüzde 61,5
- 1980’de Kent yüzde 43,7 ve Kır yüzde 56,1
-1990’da Kent yüzde 59,0 ve Kır yüzde 41,0
- 2012’ve Kent yüzde 77,2 ve Kır yüzde 27-7
Demokrat Parti (DP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eksenli siyasi bloklaşması ve politik tercih 60 yıl boyunca değişmiyor. 1950’de sekiz milyon geçerli oy kullanılmış, 2011’de 43 milyon. 1950’de kentlerde yaşayanlar yüzde 30, kırlarda yaşayan yüzde 70 ve 2012 yılında kentlerde yaşayan yüzde 76, kırlarda yaşayan yüzde 24 olmasına karşın iki blok tercihi değişmiyor.
1946- 2011 genel seçim sonuçları Tarihsel Blok’un oyları
Muhafazakâr Sağ blok’un oyları:
- 1950: DP % 52.2 ( Millet Partisi 4,6)Toplam: 56,8
- 1961: AP- 34,8 ( CMKP 14.0, Yeni Türkiye Partisi 13,7) Toplam: 62,5
- 965: AP, 52,9 (CKMP 2,2) Toplam: 53,1
-1965: AP, 52,9 (CMKP 2,2, Millet Partisi 6,3, Yeni Türkiye Partisi, 3,7) Toplam: 65,1
-1977: AP 36,9 (Demokrat Parti, 1,8, MHP 6,4, MSP, 8,6) Toplam: 53,7
-1983: ANAP 45,1 (MDP, 23,3) –
- 1987, ANAP, 36,3 ( DYP 19,2 MÇP, 2.9, RP 7.2) Toplam: 65,9
-1999: ANAP 13,2 (DYP 12,0, FP 15,5, MHP 18,2) 59,1
- 2002: AKP 34,3 (ANAP 5,1, BBP 1,0, DYP 9,5, Genç Parti, 7,2) Toplam: 57,1
- 2007: AKP 46,6 ( ATP 0,3, BBP 0,3, DP, 5,4, Genç Parti 3,0, MHP 14,3; Saadet partisi 2,3 ) Toplam: 71,6
- 2011: AKP 49,8 (MHP 13,0 Saadet Partisi 1,3, BBP 0,8, DP 0,7, DYP 0,2) Toplam: 4,2
Cumhuriyetçi, laik, Kemalist, ortanın sol’u, sol blok’un oy oyları:
- 1950: CHP yüzde 39,6
- 1961:Toplam: 7,7
- 1965: CHP 28,7 (TİP, 3,0) Toplam:31,7
-1977: CHP, 41,4 ( Cumhuriyetçi Güven Partisi, 1,9, TİP, 0,1) Toplam: 43,4
-1981: Halkçı Parti 30,4
-1987: SHP 24,8 ( DSP, 8,5) Toplam: 33,3
- 1999: DSP 22,2 (CHP,7) %30,9, 2002 CHP 19,4 (DSP 1,2,İP 0,2 ÖDP 0,3, SİP 0,1 EMEP 0,2) Toplam: 20,5
- 2007: CHP 20,9 ( DSP 5,4, Yeni Parti 0,1,İ, P 0,5, ÖDP 0,8, SİP 0,1 TKP 0,2, EMEP 0,1 ) Toplam: 28,5
- 2011:CHP, 26,0 (EMEP 0,1, TKP 0,1) Toplam: 26,2.
Kür partileri be bağımsız olarak aldıkları oy:
1999 HADEP, 4,7 2002 DEHAP, 6,2, 2007 Bağımsızlar ( Kürtler 6,6)
Kimlikler üstünden politika ile de tarihsel blok devam ediyor
İktidar partisi mevcut kutuplaşma ve blok’laşmanın sürekliliğini sağlayacak “yaratıcı” yöntemler buluyor, uyguluyor. Hakkını vermek lazım: Partiyi şirket yönetir gibi profesyonelce /profesyonellerle, baş patronun talimatlarıyla yönetiyorlar. Post-modern olanakları politikanın bütün alanlarına uyguluyorlar. Oy almayı, tüketiciye sürekli yeni üren sunarak, müşterisi koruyan PİAR çalışması yapıyor. Toplumu, ekonomik, sosyal sorunlardan uzaklaştıracak, sınıfsal farklılaşmanın üstünü örtecek oyalayacak ve kutuplaşmayı derinleştirecek, muhalefeti de bu alana hapsederek, makro sorunlardan uzaklaştırıyor, mikro alanlara sıkıştırıyor, mikro sorunlarla boğuşturuyor.
Mevcut bloklaşma ve kimlik üstünden oy isteme sarmalı çözülmediği sürece tarihsel blok’un dağılması pek kolay görünmüyor.
Benim yukarıdaki tablodan çıkarttığım sonuçlar:
1- Muhafazakâr- mütedeyyin veya sağ kesim, oy verirken: Kalkınmacılığa, büyümeye, refahın yükselmesine daha modern yaşamaya oy veriyor. Tamamen duygusal.
2- Modernist, laik, cumhuriyetçi, Kemalist, devletçi, sosyolojik olarak Cumhuriyet orta sınıfı, 1970 -1980’in ‘yerli’ kentli yurttaşlar oy tercihinde ideolojik, modern yaşam biçiminin korunması, seçkinci ve devletin yanında olma zihniyetiyle CHP veya türevlerine o veriyorlar. Sosyalist sol oy verenlerde aşağı yukarı aynı gerekçelerle oy veriyorlar.
3-Ekonomik, siyasal kriz dönemlerinde her iki blok’un ana partilerinin dağılıyor. Yeni taşıyıcı partiler kuruluyor ve tarihsel blok devam ediyor.
Yeni bir BİZ duygusu
KÜYEREL’in Kasım 2014 ‘de düzenlediği “Başka Bir Türkiye İçin İktidar Alternatifi” konferansın konuşmacılarından, HDP Parti Meclisi Üyesi Erol Katırcıoğlu “kimlik siyaseti” konusunda şunları söylemişti:
“Türkiye’de zaten başından beri kimlikler vardı ve kimlikler kendilerini siyaseten ifade etmekte zorlanıyorlardı.”
“İslamcıların kendi taleplerini kendi kimlikleri içinden ifade etmeleri doğal bir şey. Aynı şekilde Kürtlerin kendi kimlik taleplerini ifade etmeleri doğal bir şey, Alevilerin öyle, başka unsurların da, başka toplum kesimlerinin de kendi kimliklerini ifade etmelerini ve bunun etrafında siyasallaşmalarını normal ve sağlıklı olarak görmek lazım. Fakat bu kimlik taleplerini kendilerini ifade eder halde olmuş olmaları gerçeğinin -bir yerde bir anlamda bir ulus devlet biçiminde yaşayan bir topluluk olduğumuzu düşünürseniz- “BİZ” duygusu altına evrilmesi gerekir. Aksi takdirde kimlik siyasetleri, çatışmacı nitelikte siyasetlerdir ve birbirlerini yok etmek üzerine davranırlar.
Oysa Türkiye’nin geldiği yerde kimlik siyasetlerinin çatışmacı ikliminden uzaklaşabilmesi, ancak ve ancak yeni bir zihniyet, siyaset perspektifini gerektiriyor. Ben bu zihniyete kısacası demokratikleşme veya radikal demokrasi kelimesini uygun buluyorum. Bütün kimliklerin talepleri üzerinden bir yeni kimlik siyaseti belki –illa böyle ifade etmem gerekirse önermeyi-. Bir anlamda kimlik siyasetlerinin çatışmacı karakterini giderebilecek ve böylelikle en azından toplumun kendi sahici sorunlarını konuşabileceği daha demokrat bir siyasi iklimin ortaya çıkmasına yarayacak diye düşünüyorum.”
Son olarak: 24 Ocak “Peygamber Sevdalıları Platformu” nun (HÜD-PAR) Diyarbakır’ “Peygambere Saygı Mitingi” tarihsel önem taşıdığı gibi, bir başka açıdan tarihsel kırılmanın başlangıcı da olabilir.
Mitingine çevre il ve ilçelerden gelenlerle yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Hz. Muhammed'e dua eden kalabalık Kürtçe 'Yaşasın Hizbullah' diye slogan attı.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018