Melih ALTINOK
Size de oluyordur, bazen somut bir nedeni olmadığı halde günü gergin geçiriyorum. Yazdığım cümlelere karşı hassasiyetim, mukayeselerimdeki titizliğim, hakkaniyet sınırlarında kalmak için gösterdiğim çaba, her şey her şey anlamsız geliyor.
O zamanlarda çok da manidar gelmemişti, hatta aydın kibri olarak yorumladığımı da anımsıyorum; ama şimdi daha iyi anlıyorum “mürekkebim tükendi” diyerek çekilen Gökhan Özgün’ün ruh halini.
Dün sabah gazetede Ayşenur Arslan’ın medya mahallesi isimli dedikodu programını izlerken bu konuyu bir kere daha düşündüm.
Arslan’ın, YGS olayında Taraf’ın tavrıyla ilgili olarak hazırladığı VTR’nin ardından gazeteyi göstererek sinirle “Ay inanamıyorum, bugün konuyla ilgili tek satır yazmamışlar ayol” türünden yakınışını dinledikten sonra, karından konuşmanın, muhatap kabul etmemenin manipülasyona ortak olmak anlamına geleceğine karar verdim.
Zira akıl ve izan sahibi demokratlar büyük resme dair yapısal analizlerle konuşurken, müesses nizamın embedded’ları, kahvehanelere, altın günlerindeki “hanımlara” hitap eden bir dille yalanın dibine vuruyorlar.
Arslan’ın, “İlk günden itibaren YGS yi manşetlerine taşıyan Taraf, bugün konuyu görmüyor bile” diyerek kameranın gözüne soktuğu gazetenin sür manşetinde Neşe Düzel’in söz konusu sınavla ilgili röportajının olduğu, içeride de konuya koca bir tam sayfa ayrıldığı kayıtlara geçmiyor.
Genç bir kadının bir tiyatro oyununda yaşadıkları üzerinden babasına muhalefet ettiğini düşünerek pornografik entryler giren bazı ekşi sözlük yazarları ve bilumum zinde güçler de Arslan’ın bu yalanını internette yayıyor.
Ülkenin içinde bulunduğu dönüşüm sürecinin sembollerinden olan bir gazete hakkındaki bu iftira, günü gelince Ergenekon ya da Balyoz davaları içinde geçerli olabilecek bir tavrın göstergesi olarak statükocu cephenin cephaneliğine, diğerlerinin yanına kaldırılıyor.
Merkez medyanın yalancılarının, kabadayılarının, zenginlerinin hâkimiyetindeki bu mahallede yalnız olsak da lafı dolandırmadan, eğip bükmeden “Yalan söylüyorsunuz” demek gerekiyor.
Elbette bu olay ne ilk ne de en önemli yalanları.
Ama her birini atlamadan söylemeli ki;
Leyla Zana Meclis’te Kürtçe yemin ettiğinde hoplayanların, bugün onun Kürt-kadın- mağdur kimliğini siyasal iktidarın “muhafazakârlığıyla” ilişkilendirerek hatırlamalarındaki, BDP’yi cilalamalarındaki riyakârlık gözden kaçmasın.
AKP öncesinde, solcuların hayaletinin bile uğrayamadığı ekranlarında gencecik bir talebeden azılı terörist yaratıp hedef gösteren medyanın karanlığının bugün öğrenci derneklerine olan ilgisinin, eylem alanlarında dalgalanan anarşizmin siyah bayrağı değil, felaket tellallarının gölgesi olduğu görülsün.
Arslan’ın ilkokullarda okutulan faşist andımız metnine karşı tepkilerden bahsettikten hemen sonra, İzmirli hassas bir vatandaşın “Evimin karşısındaki okulda bir öğretmen öğrencilere İstiklal Marşı okumak zorunda değilsiniz dedi” şeklindeki neyidüğü belirsiz ihbarını tehlikenin farkında mısınız edasıyla okumasının, AKP’ye değil, demokratik taleplere ve onları dillendiren her kesimden demokratlara karşı olduğu anlaşılsın.
Fırat nehri akacağım diyor sayın başbakan
Hafta sonu küçük Millet Meclisi nisan toplantısına moderatörlük yapmak üzere Adıyaman’a gittim.
Toplantıdaki tartışmalar genel olarak iki grup arasında cereyan etti.
“Solcu ve CHP’li” Alevi Kürtlerin “Diyanet Aleviliği de sahiplensin” önerisini “sağcı ve AKP’li” Kürtlerin “Bizce Diyanet tümden lağvedilsin” şeklinde karşıladığına, bunun üzerine de öneriyi yapan solcuların “Yok daha neler” diye tepki gösterdiklerine şahit oldum.
“Soldan” gelen “İşsizlik, yoksulluk gırla, fabrika lazım, yol lazım” yakınmalarının, karşı tarafta “demokratikleşme her derde devadır. Ekonomik kalkınma özgürlüklerimizle birlikte sağlanabilir” şeklinde karşılık bulduğunu gördüm.
Hibe programlarıyla sosyal hayatın enikonu canlandığı kentte sağ-muhafazakâr seçmenin hükümetin AB konusunda vites küçültülmesine, seçim döneminde milliyetçi söylemelere sarılmasına, Ergenekon davasında tehlikeli bir sessizliğe bürünmesine verdiği tepkiyi sevinerek kaydettim.
İdris Küçükömer’in “Türkiye’de sağ soldur sol sağdır” önermesinin gerçekliğine bir taşra kentinde şahitlik etmek eşi bulunmaz bir deneyimdi.
Acep bu “sağ” seçmenin teveccüh gösterdiği Başbakan Erdoğan, grup toplantılarında merhaba dese kendisini gözyaşlarıyla alkışlayan vekillerden bölgedeki bu tabloya dair tasvirler dinliyor mudur? Reflekslerini şaşırtıcı şekilde dönüştürdüğü ve artık partisinin de önüne geçen bu kitlenin hızına yetişmek gibi bir kaygısı var mıdır, merak ediyorum doğrusu.
Bu arada uçakla üzerinden geçerken gördüm, Atatürk barajının üzerinde kurulduğu Fırat nehri birikmiş de birikmiş. Göletin kıyısında tarlaları olan köylülerse ekinleri sulayamadıklarından yakınıyorlar. Anlaşılması güç bir durum. Şaka gibi.
Kapakları zaman zaman açmayı, suyun bir kısmını da yeşermek için damla bekleyen tarlalara aktarmayı ihmal etmemek lazım sanırım. Yoksa suyu biriktirip muazzam bir potansiyel güç yaratan o baraj kapakları, bir süre sonra bizzat Fırat’ın gözüne yük görünür. Aman dikkat sayın baraj yöneticileri, mühendisler falan filan.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
























































































Arslan Yilmaz
"Bugüne dek ne “gönderilmemiş yazının sansür edildiğini” söyleyen bir iddia, ne böyle bir iddiayı ciddiye alacak gazeteciler, ne de ayrıldığı gazetenin yöneticisini açıkça hedef gösteren bir“yazar” gördüm. " Peki Taraftan ayrilan eski meslektasiniz neden böyle söylüyor? (A.Altan 7.9.12/Taraf) http://arsivlemesemolmazdi.blogspot.de/2012/09/elif-cakir-sen-utanabilir-misin-ahmet.html Siz de cok, hem de cok degistiniz Ahmet Altan ! Arslan Yilmaz
Kürşad
Ahmet Altanın olgun ve sorumlu yaklaşımlarını takdir ederim . Kaygılarını aynı derecede paylaşıyorum. Bence tek kusuru, tahripkarlığı şehvet seviyesinde karakter edinmiş PKKnın ve onun arkasındaki uluslararası efendilerinin şiddet ritüellerini "savaş" olarak niteleyip Kürtlerin hak arama çabası gibi sunması, PKK ile Kürt sorununu "net" olarak ayırmamasıdır... Bu yaklaşım, takipçilerini incitirken partizan bir kısmının da kendisi hakkında haksız genellemelerde bulunmalarını netice veriyor.
Ad Soyad Giriniz...
Başbakana akıl vereceğine, teröre destek vermekten vazgeç. onur önemli birşey, son pkk saldırılarıyla onu, böyle çarçabuk berheva etmekle yazık ettin altan, paniklemesi gerken biri de sensin.
Fitil Fitil
“Annus horribilis.” 1914 te selanik dönmesi jön türklerin almanlarla bir olup rusya ya savaş açması ve 300-400 bin ermeni erkeğinin osmanlı da askere alınması ile başladı. Sonra 1938 de Ermeni Soykırımı zenginlerinden Atatürk ün 5 eylülde muhteşem servetinin vasiyetini yazması ile devam etti.
adsiz
Ahmet altana hayran olmamak mümkün degil!!!