Melih ALTINOK
Fazıl Say’ı hukuki argümanlarla savunmaya çalışanlar genel olarak konuya teknik bir boyuttan yaklaşıyorlar. “Say mesajın sahibi değil, yalnızca çoğaltıcısı” diyorlar. Sanki hakaret fiilinin oluşması için kullanılan cümlenin “özgün” olması şartmış gibi.
İçlerinde “AİHM içtihatları örnek olamaz çünkü Say azınlığa değil çoğunluğa hakaret etti”diyenler de var. Bu arkadaşların da “çoğunlukta olmak hakaret uğramama hakkını elimizden mi alıyor” sorusuna yanıt vermeleri gerek.
Zamanında şiir okuduğu için ceza alan Erdoğan’ın mağduriyetiyle Say’ın başına gelenler arasında kurulan analoji ise baştan sakat.
Zira Erdoğan TCK’nın 312. maddesinden ceza aldı. “Halkı kin düşmanlığa teşvik vs.” gibi ifadeler içeren bu maddenin faşizan bir içerikte olduğuna sanırım artık aklı başında kimsenin itirazı yok. Say’ı cezalandıran “hakaret” ile ilgili 216. Madde’nin muadilleri ise gelişmiş demokrasiye sahip ülkelerde de mevcut.
Ancak belki şaşıracaksınız, tüm söylediklerime karşın ben Say’ın sözkonusu fiilinden ötürü hapis cezasıyla karşı karşıya kalmasını tasvip etmiyorum.
Entelektüel pespayelik
Birincisi özgürlükler konusu elbette ki yalnızca yasal mevzuatın meşruiyetinde tartışılacak bir konu değil.
Öyle olsaydı, örneğin idam cezası kanunlarımızda mevcutken verilen kararlar karşısında gıkımızı çıkartmamamız gerekirdi.
İkicisi, “Nefret suçu” kavramı son dönemde çok fazla kullanılıyor.
Ne var ki kavramın içini boşaltıp, çocukça bir hassasiyetle otu boku nefret suçu olarak değerlendirme kolaycılığı bu hızla yaygınlaşırsa yakında konuşamayacağız, yazamayacağız.
Ki bence insanı otosansüre, makulün ve hâliyle klişenin sınırlarına hapseden “linç” hâli, devletin sansüründen katbekat tehlikeli. Yazıyı çiziyi, sanatı, sinemayı, hayatın gerçeklerinden kopartıp, steril bir alana kapatıyor. En cesurumuzu, marjinalimizi bile yutkunarak konuşan sıkıcı bir sahtekâra yakınlaştırıyor.
Ve daha da fenası bu bonkörlük, “nefret suçu”nun tüyler ürpertici etkisini de hafifletmeye başlıyor. Onu, gerçekten ihtiyaç duyduğumuzda bile kullanamayacağımız “klişe” bir yakınma hâline döndürüyor.
Dolayısıyla Say’ı özgürlükler bağlamında savunanlar da, onun aldığı cezayı yerinde bulanlar da tartışmaya konu olan “söylemin” sefaleti ve onu doğuran entelektüel pespayeliğin üzerinde durmalılar.
Öyle ya, Sav’ın yanında saf tutanların savunmalarındaki temel argümana bir bakın.
“O dünyaca ünlü bir piyanist. Bir aydınlanmacı, kallavi bir çağdaş” vs.
Hatta dün bir internet sitesinde Say’la ilgili şu cümleyi bile okudum: “ Fazıl Say gibi akli yapısı itibariyle suç işleme ehliyeti olmayan birinin...”
Halkı hakir, güvenilmez gören bu aydınlanmacı- pozitivist engizisyon zihniyeti tüm çocukluğuyla önümüzde dururken ve bize bunca malzeme verirken, onu ceza kanunlarıyla terbiye etmeyi savunmanın âlemi var mı?
Tek başına “o dünyaca ünlü, zeki çağdaş piyanist, fikrini küfre, hakarete başvurmadan ifade edemeyecek kadar zavallı mı” diye sormak, bu düzlemde tartışmalar yürütmek, onu entelektüel olarak mahkûm etmek 216’dan katbekat etkili değil mi?
Hem hâlâ tanımadınız mı bunları. Yıllar yıllar önce bakın Mises neler yazmış: “Onlar muhaliflerini hor gördüler, alaya aldılar, onlarla eğlendiler ve onlara iftira ve çamur attılar... Onların polemiği, hiçbir zaman muhaliflerinin iddiasına yöneltilmez; aksine her zaman muhalifin kişiliğine yöneltilir.”
Bu yozluk ve kin karşısında ceza kanunları dışında entelektüellerin sığınılacağı ne limanlar var deryada.
Tamam bir Yozdil değilsin Ahmet ama...
Dün tartışmaya katılan Ahmet Hakan beni çok şaşırttı.
Say’a verilen cezayı savunan Gülay Göktürk’ün daha önce “çocuk pornosunu savunduğunu”iddia eden Hakan şöyle diyordu:
“Çocuk pornosunda liberal, Fazıl konusunda haşin.”
Hani “İsa değil Musa, sopa değil asa, dere değil Kızıldeniz” fıkrası vardır ya, o misal işte.
Yahu Ahmet birincisi Gülay Hanım çocuk pornosunu değil, animelerin serbest kalmasını savundu. Nisan 2002’de de ABD’de muhafazakârların çoğunluğunu oluşturduğu Yüksek Mahkeme bu önerinin“fikir özgürlüğü” olduğuna hükmetti.
İkincisi Gülay Hanım bunu savunurken bir fikir ileri sürdü ve özgürlüğü savundu. Yani ne kimseye hakaret etti, ne de istismarı savundu. Aksine bunu çocuk kurbanları korumak için özgün bir fikir olarak cesurca dile getirdi.
Gülay Hanım’ın Say hakkındaki şimdiki sözlerini eleştirmek için, bu alakasız örnekle yola çıkıp hassasiyet avcılığı yaparak köşe komşun Yozdil’e adım adım yaklaştığının farkında değil misin?
Bunu sıfatı hak etmiyorsun, yapma hocam.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019