Melih ALTINOK
Diyarbakır Belediyesi önünde oturan 40’a yakın anne, günlerdir dağa götürülen çocuk yaştaki evlatlarının geri gönderilmesini istiyor. Tıpkı Cumartesi Anneleri gibi, çocuklarının akıbetinin peşine düşen bu annelerin barış direnişi de tüm kamuoyunun dikkatini çekiyor.
Türkiye bu gelişmeyle bağlantılı olarak, bir süredir bölgede yükseltilmeye çalışılan tansiyonu da konuşuyor. Öldürülen, kaçırılan Hüda-Par yöneticilerinden, yine kaçırılan bir uzman çavuştan, yol kesmelerden… bahsediliyor.
Bu hareketlilikler de doğal olarak Çözüm Süreci’nin akıbetine dair tartışmaları beraberinde getiriyor.
Ben bu gelişmelerin “barış için görmezden gelinmesini” savunanlardan değilim.
Dün Radikal’de, bu süreci dağa götürülen çocuk yaştaki evlatları için eylem yapan anneler üzerinden değerlendiren bir yazarsa “asıl” meselesine şöyle “geliyordu”:
“Şimdi asıl meseleye gelelim. PKK’ye ‘Ayıp oluyor artık, çocuk yaştakileri de alma’ diyene kadar ‘Bu çocuklar neden PKK’nin yamacına çıkıyor’ diye düşünüyor musunuz? PKK temelde yasa dışı bir örgüttür ve ‘Ayıptır, yazıktır, günahtır’ feryatlarımızın adresi asla olamaz. Niye olsun? Bize, hepimize, Diyarbakırlı o çocuklara ve o ailelere karşı sorumluluğu ve hesap verme yükümlülüğü olan merci Türkiye devletidir. Kesin bilgi.”
Kuşkusuz, “Pekeke” deyince soruna duyarlı olacağını sanan bu karakterlerin kişisel piar çalışmaları üzerinden hayat memat meselemizi konuşacak değiliz. Bu gezi trolleri 1,5 yılını dolduran Çözüm Süreci’nin başladığı günlerde “Ay ne Çözüm’ü ortada ne var ki” diyerek maksimalist takılırken, bizler barış gazeteciliği adına umut kırıntılarını besliyor, çatışma nedenlerine değil, uzlaşı zemini büyütmeye çalışıyorduk. Ta 2009’da, Hükümetin “bu çocukların niye dağa çıktığını” sorgulayarak başlattığı 'Açılım Süreci’ni destekleyenleri “AKP’ye yalakalık yapıp Kürtleri satmakla” yaftaladıklarını da unutmadık.
Ancak, Kürt halkının enerjisi üzerinden ajitasyonlarla, asıl hedefleri olan AK Parti fobiyi yaygınlaştırmayı hedefleyen bu zihniyetin deşifre edilmesi şart. Zira Bölgedeki hareketliliği, “Kürtlere yüz verdiler, onlar da tepemize çıktı” şeklindeki ırkçı bir zeminde provoke edenlerle aynı işlevi görüyorlar.
Sözcü daha birkaç gün önce, yukarıda sözlerini alıntıladığım hanımefendinin fikri ekürisi Mehmet Altan’ın cümlelerinden yaptığı derlemeyi manşetine çekerek tartışmaya katılmıştı:
“Doğu’da sabır küpü, batıda sinir küpü!”
Cemaat gazetelerinin bu Çözüm Süreci karşıtı puzzle’ı tamamlamak için yine aynı cepheden Şahin Alpay gibi yazarların “AKP PKK ile pazarlık yapıyor” türünden “eleştirel” cümlelerini de tepe tepe kullandığını biliyoruz işte.
Bu noktada demokratların, yukarıda örneklerini verdiğim gibi “PKK terör örgütü, muhatap devlettir” diyerek topu taca atma lüksleri olamaz. Gözümüzden sakındığımız Çözüm Süreci’nin selameti için, nasıl daha önce hükümete çağrılar yaptıysak, şimdi bu olayların sorumlusu olan PKK’ye seslenmek gerektiğini düşünüyorum.
Türk ve Kürt halkının geleceği Çözüm Süreci’ni, Öcalan’ın tabiriyle “gerillacılık oyunlarına” feda etmeyin. Egemen Kürt siyasal hareketinin yasal temsilcileri de barış için bu kez olsun risk almalılar.
Ama enseyi karartmayın. Diyarbakır Belediyesi önünde nöbet tutan annelerimizin de gösterdiği gibi, Çözüm Süreci artık geri döndürülemeyecek bir aşamada içselleştirildi. Ne var ki çözüme giden yoldaki her gecikme, umudumuza zarar veriyor işte.
Yapmayın!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019