Serdar KAYA
Adam Przeworski, Michael E. Alvarez, Jose Antonio Cheibub ve Fernando Limongi tarafından yazılan ve dünyanın belki de en prestijli akademik yayınevi olan Cambridge University Press tarafından 2000 yılında yayımlanan “Demokrasi ve Kalkınma” (Democracy and Development) adlı kitap, günümüzde siyaset bilimi alanında şimdiden klasikleşmiş olan bir çalışma durumunda. Dünyanın farklı yerlerindeki çok sayıda saygın siyaset bilimi programının okuma listesinde bulunan kitap, ekonomi eksenli bir perspektife sahip. Kitap, bu çerçevede, kişi başına düşen milli gelir ile demokrasi arasındaki ilişkiyi inceliyor.
Kitabın analiz etmeye çalıştığı ilişki, bir yandan hızlı bir şekilde kalkınmaya çalışırken diğer yandan da demokrasisini sağlamlaştırmaya çalışan Türkiye için de önemli ipuçları içeriyor. Zira çok partili hayata geçtiği 1945 yılından bu yana demokrasisi bir türlü istikrara kavuşmayan Türkiye’de yeni bir askerî müdahale yaşanıp yaşanmayacağı sorusu, daha düne kadar sıklıkla (ve korkuyla) soruluyordu.
Demokrasi nedir? Diktatörlük nedir?
Demokrasi ve Kalkınma, benzeri her ciddi çalışma gibi, öncelikle, ele aldığı kavramları tanımlıyor. Kitabın belirlediği kriterlere göre, bir ülkenin demokrasi olarak nitelendirilebilmesi için şu üç şartın üçünün de gerçeklenmesi gerekiyor: (1) hükümetin başındaki kişi seçilmiş olacak, (2) milletvekilleri seçilmiş olacak ve (3) ülkede birden fazla parti olacak.
Diktatörlük için ise, şu dört şarttan herhangi bir tanesi tek başına yeterli: (1) hükümetin başındaki kişi seçilmemiş olacak, (2) milletvekilleri seçilmemiş olacak, (3) tek bir parti olacak ve/veya (4) hükümet değişimi olmayacak. (İsteyenler, bu kriterlerden hareketle, “Tek Parti Dönemi bir diktatörlük müydü”, ya da “Mustafa Kemal bir diktatör müydü” gibi soruların da cevabını arayabilirler.)
Kitap, bu iki kavramı bu şekilde tanımladıktan sonra, ülkelerin analizine geçiyor. 141 ülkenin 1950 ile 1990 yılları arasındaki rejimlerini ele alan analiz çerçevesinde, (1) demokrasiler, (2) diktatörlükler ve (3) bu ikisi arasında yaşanan geçişler tasnif ediliyor. Kitabın, ülke sayısı ve zaman aralığını bu denli geniş tutması, ortalama gelir seviyesi ile demokrasi arasında genellenebilir bir sonuca varmak istiyor olmasından ileri geliyor.
Sonuçlar
Demokrasi ve Kalkınma’nın vardığı sonuçlar, hem ilginç, hem de Türkiye’de demokrasinin geleceği adına epey ümit verici:
» Demokrasinin sağlamlığı ile ortalama gelir seviyesi arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koyan kitap, kişi başına düşen gelirin 1000 dolardan az olduğu ülkelerde, herhangi bir sene içerisinde demokrasinin sona erme olasılığını yüzde 12,1 olarak tesbit ediyor –ki bu da, bu gibi ülkelerde demokrasinin ömrünün sekiz yılı geçmesinin zor olduğu anlamına geliyor.
» Ortalama gelir seviyesinin 1000 ila 2000 dolar arasında olması durumunda bu oran yüzde 5,5’e düşüyor ve buna bağlı olarak demokrasinin maksimum ömrü de 18 yıla çıkıyor.
» Gelir seviyesi 4000 doların üzerine çıktığında ise, demokrasinin sona erme ihtimali sıfıra yaklaşıyor! Ortalama gelir seviyesinin 6055 doların üzerinde olduğu bir ülkede demokrasiden geriye dönüldüğü ise, bugüne dek görülmüş bir şey değil!
Bu sonuçlar, ortalama gelir seviyesi bundan sadece 10 yıl önce 2000’li rakamlara kadar düşen, ancak artık 10.000 doların üzerine çıkmış bulunan Türkiye’de demokrasiye yeniden ara verilmesinin imkânsız olduğu anlamına gelmese de, tarihin henüz böyle bir şeyi kaydetmediğini ve TSK’nın Türkiye’de yeni bir darbe yapması durumunda bunun bir ilke tekabül edeceğini ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla, Türkiye’de yeni bir darbe yaşanıp yaşanmayacağı konusunda kesin bir fikre varmak her ne kadar müneccimlik olsa da, en azından şu kadarını rahatlıkla söyleyebilmek mümkün: Türkiye’de yeni bir darbe yaşanması durumunda, halkın darbeye vereceği karşılık, Özal öncesi dönemin dışa kapalı Türkiye halkının Kenan Evren’e verdiği karşılıktan çok daha farklı olacaktır. Çünkü, bazı kesimler değişmemeyi erdem saysalar da, Türkiye artık aynı Türkiye değil.
Sonsöz
Dikkat edilecek olursa, Demokrasi ve Kalkınma, diktatörlükten demokrasiye geçişi değil, varolan bir demokrasinin kesintiye uğraması ihtimalini ele alıyor –ki kitabı Türkiye açısından özellikle önemli kılan da zaten bu. Ancak kitapta başka ilginç detaylar da mevcut. Mesela kitabın bulgularına göre, varlıklı demokrasiler gibi, varlıklı diktatörlükler de uzun süre yaşayabiliyorlar. Bu bulguyu okuyunca, aklıma hemen Serbest Fırka deneyimi ve sadece üç ay yaşayabilmiş olan bu partinin 1930 yılında İzmir’de düzenlediği miting geldi. İbretlik hadiselerle dolu olan bu miting, Tek Parti Dönemi’ni (1925-1945) gerçekten anlamak isteyenler için mutlaka bilinmesi gereken bir vaka durumundadır. Partinin ve mitingin hikâyesini şuradan okuyabilirsiniz: http://j.mp/1930mitingi
***
<[B>NOT: “AKP’ye oy verenler cahil midir” başlıklı yazının ikinci ve son bölümü seçim yasakları nedeniyle bugün yayımlanamadı. Yazı, önümüzdeki pazar yayımlanacak.]
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014