Ahmet ALTAN
Benim artık yazıya başlamam gereken saat geldiğinde durum hâlâ aydınlığa kavuşmamıştı.
Suriye, “Türk uçağı hava sahamıza girdi, alçaktan uçuyordu, uçaksavarla vurduk, hava sahamızın dışında olsa zaten uçaksavar menzili dışında olurdu, vurduğumuz uçağın mermi izi taşıyan kuyruk kısmını da araştırmaları için Türk yetkililere verdik”açıklamasını yaptı.
Türkiye’den henüz buna bir cevap gelmedi ama herhâlde Ankara da bir açıklama yapacak.
Kavga, tuhaf bir tarzda “uçak içeride miydi dışarıda mıydı” tartışmasına doğru kayıyor.
Askerî keşif uçağının “Suriye hava sahasına girdiğini” Türkiye de kabul ediyor, “ama yanlışlıkla girdi, sonra da hava sahasını terk etti ama Suriye uçak uluslararası hava sahasındayken ateş açtı” diyor.
Ben, Türkiye’nin tavrının hangi durumda ne olacağını pek anlayamadım.
Uçak Suriye’nin hava sahasındayken vurulduysa ne yapacağız, uluslararası hava sahasındayken vurulduysa ne yapacağız?
Suriye, tartışmayı kendisini daha avantajlı gördüğü bir yere doğru çekiyor, “hava sahama girdi”deyip bütün tartışmaların bunun üzerinden yürümesini istiyor.
Bu tartışma, “uçağın vurulduğu” gerçeğini geri plana atan bir tartışma.
Türkiye’nin askerî bir keşif uçağı vuruldu, iki pilotu da kayıp.
Temel gerçek bu.
Keşif uçağının Suriye hava sahasına girdiği belli.
Bilerek de girse, yanlışlıkla da girse Türkiye meselenin bu noktasında haksız.
Peki, Suriye’nin hava sahasına giren uçağı vurma “hakkını” bu kadar pervasız kullanması, o uçağı hava sahasının dışına çıkmaya ya da savaş uçaklarıyla kendi toprakları üstünde inişe zorlamadan doğrudan ateş açıp düşürmesi diplomatik ve askerî açılardan ne anlama geliyor?
Suriye’nin Türkiye’ye mesajı ne?
Ve bu mesajın cevabı ne olmalı?
Türkiye, uçağını o bölgeye göndererek bu gergin ortamda fazlasıyla hesapsız bir iş yapmış, “uçağıma dokunamazlar” inancını fazlasıyla abartmış, buna karşılık Suriye, Rusya’nın ve İran’ın desteğiyle“uçağını vururum” demiş.
Ve, vurmuş.
Bu hamle, askerî bir meydan okuma.
Böyle bir meydan okumayla karşılaşan ülke ne yapar?
Devlet yönetmek, kararlar vermek zor iş, bunu kabul ediyorum, böyle olaylarda hayati bir hamle yaparken ince eleyip sıkı dokumak lazım, bu da kabul, “savaşmayalım”, bu da kabul.
Böyle bir meydan okumayla karşılaşan ülkenin “savaş dışında” yapabileceği hiç bir hamle yok mudur peki?
Şu anda kendi halkını katleden ve anlaşıldığı kadarıyla “ben giderken buraları da cehenneme çeviririm” diyen bir diktatörü sıkıştıracak hamleler yapılamaz mı?
Suriye sınırındaki birliklerin alarma geçirilmesi, sınır bölgesinde askerî bir manevranın başlatılması mümkün olmayan işler midir?
Bu hamleler, Suriye’nin kaçınılmaz olarak kendi sınır kuvvetlerini alarma geçirmesine, içerideki çatışmalarla uğraşırken bir yandan da sınıra asker kaydırmak zorunda kalmasına neden olmaz mı?
Bu, Suriye için ciddi bir bedel değil mi?
Bu meseleleri benden çok daha iyi bilenler anlatırsa daha iyi öğreniriz, savaşmak zorunda kalmadan verilecek çok açık bir mesaj olmaz mı bu?
Olaydan sonra sekiz saat suskun kalmak, tartışmayı “uçağımız nerede vuruldu” üzerine yoğunlaştırmak, “uçağın vurulmuş olmasını” tartışmada ikinci plana atmak, yapılabilecek en doğru hareketler mi?
“Türkiye Suriye’yi çok ağır cezalandıracakmış, bundan sonra onlara pembe dizi satmayacakmış” türünden dalga geçmeleri bir yana bırakalım ama uçağı vurulan bir ülkenin, ortamın böylesine gerginleştiği zamanlar için hiç mi “bir planı”, hiç mi bir hazırlığı yoktur?
Böylesine şaşkın yakalanmanın anlamı ne?
Riskleri hesaplamadıysan, bir hazırlığın yoksa neden uçağını öyle tehlikeli bir bölgeye gönderiyorsun?
Bakın, biz bu tür belalarla bundan sonra da sık sık karşılaşabiliriz.
Geçen gün, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun düşürülen uçakla ilgili açıklamalarını dinledim.
“Bizim Ortadoğu için bir tasavvurumuz var, bölgeyi barış havzası yapacağız” diyordu, şimdi aynı lafı Amerikan, Rus, İsrail ya da Mısır dışişleri bakanının söylediğini düşünün, “tasavvur ettiğin” Ortadoğu ne kadar “barışçı” olacak olursa olsun, lafa “bizim bir tasavvurumuz” var diye başladığında, Ortadoğu’da bu tasavvuru gerçekleştireceğini söylediğinde mutlaka bunun cevabı gelir.
Bu, fazlasıyla “yukardan”, fazlasıyla “buraların efendisi benim” havasında bir konuşma biçimi, bunu kimseye söyletmezler.
Kendi ülkesinde savaş yaşayan, kendi vatandaşı olan Kürtlere “anadilde eğitim” hakkını bile verememiş bir ülke, kalkıp Ortadoğu’ya “ben nizam vereceğim” dediğinde hem alay konusu olur, hem de çok sıkıntı çeker.
Ortadoğu’dan önce “Türkiye’yi bir barış havzasına” çevirmek daha güvenli ve akıllıca bir iş olur bence.
Kendi Kürt halkının haklarını inkâr ederken, “Ortadoğu’nun bütün halklarının haklarını”savunacağını söylemeye kalkmak gerçeklerden kopup gitmiş olmak demek.
Gerçeklerden böyle koptuğunda da uçağını düşürdüklerinde ne yapacağını bilemez, bir açıklama yapmak için bile sekiz saat beklemek zorunda kalırsın.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018