Ahmet AY
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “TEOG’u kaldırıyoruz”açıklamasının ardından konuya katkı sunmaktan ziyade daha çok “bağcıyı dövme” niyetindeki yorumları dinledik. Bana da, “nedir bu sınavların hali?” diye çok soruldu.
Konuya vakıf değildim, lakin taleplere bigâne de kalamazdım. Bu sorunu ve çaresini iyi bilen ve pek çok konuda bilgeliğinden istifade ettiğim Dicle Üniversitesi Türk Dili Okutmanı Abdülhalık Arca Hocam ile konuştuk.
MEB’in konu ile ilgili çalışmalarında bu değerli önerileri de dikkate alacağını ümid ediyoruz. Buyurun:
TEOG ve yerine gelecek sistem tartışılıyor, sizce ortaokul sonrası sınavlarda neye dikkat edilmeli?
-Öncelikle TEOG'un ve sonrasında gelecek sistemin tartışılmasını yararlı gördüğümü belirtmek isterim; zira tartışmanın, hakikati ortaya çıkarmak gibi bir huyu vardır. Tartışmanın bu amacına ulaşabilmesi için de üç husustan kaçınmak gerekir:
- Konuya toptancı yaklaşmamak,
- Konuyu karşıtlık ilişkisi üzerinden ele almamak,
- Meseleye ideolojik bakmamak.
Milli Eğitim Bakanlığı TEOG'un yerine ikame edilecek sistem üzerindeki çalışmalarını ikmal etmedi henüz; ancak basına yansıdığı kadarıyla üçlü formül üzerinde durulmaktadır. Nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını yakında hep beraber göreceğiz. Temennim, nihai karara varıncaya kadar, eğitim-öğretimin bileşenlerinin bu müzakere/değerlendirme sürecine dâhil edilmesidir. Bu anlayış, görece, ''en iyi sistem''e ulaşmada yararlı olacaktır. Yapılacak sınavlarda gözetilmesi gereken hususların bazılarını ise şöyle sıralayabilirim:
1-Sınavlarda öğrencileri kendi sınıflarında ve bir arada sınava almamak,
2-Pedagojik açıdan çekinceleri olsa da sınav salonlarında kameralı sisteme geçmek,
3-Sınava katkı yapacak şişirilmiş/hormonlu notların önüne geçmek,
4-Sınav stresini azaltmak maksadıyla sınavı bir günde yapmak.
5-TEOG'un yerine geçecek sistemi mümkünse önümüzdeki yıldan itibaren uygulamak; çünkü bu yılki 8.sınıflar TEOG sistemine odaklı olarak hazırlandılar.
Geçmişten günümüze yapılan sınavlarda her yönüyle olumlu kabul edilen bir sınav sistemi var mı/ydı?
-LGS, OKS, SBS ve TEOG sırası ile uygulanan sınav modelleridir. Bütün bu modellerin artıları ve eksileri mutlaka olmuştur. Bunlardan biri mükemmel olsaydı, değiştirmeye gerek kalmazdı. Örneğin, OKS’deki tek oturumluk sınavın SBS'de çok oturumlu sınava evirilmesi kanaatimce isabetli olmamıştır. Bunun yanında SBS'deki belirleyici/ayrıştırıcı soru kalitesi ise TEOG'a yansıtılamamıştır. Dolayısıyla sistem değişikliği arayışlarına makul bakmak gerekir. Buradaki ana düşünce ise sınav sistemini daha yetkin hale getirmeye çalışmak olmalıdır.
Test, ders, okul üçgenine sıkışan öğrencilerin aile ve sosyal hayatını olumsuz etkilediği ve sınav sisteminin bu yüzden değiştirildiği söyleniyor, bu konudaki düşüncenizi anlatır mısınız?
-Doğru işleyen bir sisteme kimse müdahale etmek istemez; ama uygulanan tüm sistemlerin süreç içerisinde arızaları ortaya çıkar. Bunları gidermek için ya mevcut sistem ıslah edilir yahut yeni sistem arayışlarına gidilir. Bütün sınav sistemleri sorunuzda sıraladığınız olumsuzluklarla maluldür. Üzülerek ifade etmek isterim ki öğrencileri yoğun ders-test-sınav sarmalından kurtaracak tümüyle uygulanabilir bir model, bizde en azından, şimdilik, mümkün görünmüyor. Kanaatime göre öğrencilerin ve tabii olarak ailelerinin stresini asgariye indirecek her çaba takdiri hak ediyor.
Hem kalite artışı anlamında, hem öğrencinin sosyal hayatı açısından yararlı olabilecek bir sınav sistemi nasıl olmalı
-Aslına bakarsanız sınav sistemini eğitim sisteminden bağımsız bir biçimde değerlendirmek doğru değildir. Sınavlar eğitim ve öğretimi ölçer, değerlendirir. Kötü bir eğitim sisteminin iyi bir sınav sistemi olamaz. Bu açıdan sınav sistemini eğitim sisteminin tamamlayıcı bir unsuru olarak değerlendirmek icap eder.Bunun için de:
Ülkenin batısından doğusuna, gerek okul gerekse öğretmen kalitesini artırmaya dönük çabalara hız verilmelidir.
Fırsat eşitliğini zedeleyecek her türlü tutumdan kaçınılmalıdır. Açık uçlu sorulardansa çoktan seçmeli ama yoruma dayalı sorular tercih edilmelidir.
Sınavlarda çok sayıda soru sormak yerine, oransal olarak, daha az sayıda seçici sorular yer almalıdır.
Öğrencilerin bedensel ve ruhsal gelişimlerini sağlamak için rehberlik dersi okullarda daha etkin bir biçimde verilmelidir. Derslerin içeriklerinin gereksiz bilgi yüklemelerinden arındırılması gerekir. Sadece sayısal dersler için düşünülen laboratuvarların yanında sosyal, sportif ve sanatsal etkinliklere ayrılmış alanlar dizayn edilmelidir. Sosyal ve kültürel faaliyetler gerekirse zorunlu hale getirilerek puan hesaplamasına az da olsa yansıtılmalıdır.”
Değerli Hocamız Abdulhalik Arca’ya çok teşekkür ediyoruz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019