Ali BAYRAMOĞLU
Bazen tekrarda fayda var. Bugün yapılan örtü ve okul tartışmalarına, laiklik göndermelerine bakınca, siyasi iktidar takıntısı dışına çıkıp, ülkenin son yıllarda aldığı yol üzerinden konuşmak tekrar önem kazanıyor.
Dün yazdım:
Bugün etrafımızda olup bitene bakınca 'İslamın bir itiraz, bir isyan aracı haline döndüğü radikal hareketler Türkiye'den her anlamda uzak duruyorsa, bunu kendi geleneklerimiz yanında, bir ölçüde AK Parti üzerinden yaşadığımız siyasi deneyime borçlu değil miyiz?'
Ne var ki bunun algılanması, bu varsayımın içerdiği değişim unsurlarının hissedilmesi kimileri için imkansız…
Nasıl?
Ortalama bir modernistin bilinç altı memleketi yıllarca şöyle açıklamıştır:
'Bu Müslüman ülke bir yandan laik ve demokratik bir rejimle idare edilir. Ancak bu laiklik varlığını İslami baskı karşısında ordu güvencesinde sürdürebilir. Bu durum, ordunun bu kaçınılmaz, hatta faydalı rolü demokrasinin kalitesini düşürür, ancak Türkiye'nin sosyolojik ve politik kaderi budur.'
Garip bir model…
Toplumu ideolojik bir yapıya indirgeyen, değişimi ancak belirli bir siyasi şemsiyenin sınırları içinde mümkün gören bu bakış, gerçeği ne kadar yansıtmıştır?
Hiç bir şekilde…
Türkiye'nin son 15 yıldır yaşadığı özellikle bu yüzden devasa bir sıçramadır. Eleştirilen AK Parti'nin son 12 yılda girdiği tüm seçimlerini kazanmasının ve bundan sonra kazanmaya aday olmasının arkasında da bu sıçrama yatar. Bugün kimi siyasi iktidar merkezli kimi hoyrat ve muhafazakar uygulamalara takılarak algılamaktan uzak durdukları budur.
Türkiye iki pistte ilerledi.
Bunlardan ilki, siyasetin toplum tarafından kuşatılmasıyla gelen bir dinamizm, farklı ve yeni bir 'toplumsal'ın yönlendirdiği 'siyasal' süreçtir...
İkincisi ise, farklı ve çelişkili çıkarları rasyonellikle bezenmiş tek ayaklı bir değer sistemiyle yöneten 'birey' yerine, farklı değer sistemlerini aynı anda tüketen, çok ayaklı, dolayısıyla çoğulcu bir yeniden bireyleşme, daha doğru ifadeyle şahıslaşma süreci ya da 'bireyin insana ulaşması süreci' oldu...
Üzerinde yaşadığımız topraklar bu iki eksenli gelişmeyi üç karşılaşma etrafında üretiyor. Ve her bir karşılaşmanın önemi toplum tarafından üretilmesi, toplumsalın öne çıkması, öne çıkan toplumsalın siyaseti kuşatması olarak karşımıza çıkıyor.
Karşılaşmalar şöyle sıralanabilir:
1. Dindar-laik karşılaşması
2. Kimlik-tarih karşılaşması
3. Asker-sivil karşılaşması
Dindar-laik karşılaşması farklı değer sistemlerinin bir bünyede yaşamaya başlamasının en
önemli üreticisi olmuştur... Seküler, dini, geleneksel ve modern değer sistemlerinin aynı kişi tarafından tüketildiği bir yapı yeni ve önemlidir.
Kimlik-tarih karşılaşması, cumhuriyet döneminin yeniden okunması, gayri müslimlerin keşfi, 1915 tartışması üzerinden verili kimliğin demokratikleşmesi ve şeffaflaşması işlevini görmektedir. Toplum siyasetin önünde koşarak ona yol açmaktadır. Farklı değer sistemlerini besleyen bir işlev görmektedir.
Asker-sivil gerginliği son yıllardaki gelişmelerle ilk kez bir siyasi anlayış ile ordu arasındaki çatışma görüntüsünün ötesine geçmiş, ülke askerin siyasi ve askeri işlevlerinin toplum tarafından toplumsal gözle tartışıldığı bir noktaya gelmiştir.
Bu tespitleri yapmanın bile kimi çevrelerde AK Parti yandaşlığı olarak etiketleneceğinden şüpheniz olmasın.
Ancak asıl sorun sınıfsal
temelli bir AK Parti karşıtlığı,
AK Parti'nin kimi politikalarına, tarzına takıntı üzerinden bu değişimin bile algılanamamasıdır. Ya da bunların bir geri dönüş veya sıradan bir iktidar kavgasının araçları olarak görülmesidir.
Eski formülün yeni şekli işte böyle karşımıza çıkıyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025