Alper GÖRMÜŞ
Halil Berktay Pazartesi günkü (23 Aralık) yazısında (“Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”), Nazım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’nda tasvir ettiği, kendisinin “cahil inanmışlıkla konuşanlar” diye yorumladığı bazı tipleri anıyordu. Yazının girişinde mesela: “Ben büyük yerden işittim. Hitler denilen gâvur Müslümanmış dediler. Gizli din taşırmış…”
Berktay, bu ve benzeri alıntıları yorumlarken, sözü günümüze getiriyor:
“Türk popüler kültürünün başka bazı kalıcı özelliklerine de rastlıyoruz bu satırlarda. Büyüklük özlemi. Ne kadar önemli olduğumuz. Dünyaya nasıl yön verdiğimiz. Fetihçi oportünizm. İmparatorluk nostaljisi. Punduna getirsek de ‘Arap eyaletlerimiz’i yeniden alıversek! Garip tesadüf; son zamanlarda bu hamaset Suriye üzerinden tekrar gündeme geliyor.”
Hemen somutlaştıralım (Berktay’ın yazısını yazdığı güne rastlayan en tazesinden iki örnek):
Türkiye’nin Şam Maslahatgüzarı Burhan Köroğlu: “Suriye ile Osmanlı dönemindekine benzer bir ilişkiye sahip olacağımızı da ben takdir ediyorum.” (Suriye Osmanlı’nın parçası değil miydi? Bu durumda bu laf nereye gider?)
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Şam fethedilmişse Kudüs’ün fethi de yakındır.”
Halil Berktay’a bir noktada itiraz edeceğim: Bence sahnede sadece hamaset, sadece “cahil inanmışlık” yok. Türkiye’de “Devlet aklı”nın aklında “Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra açılan parantezin kapanmadığı, bu parantezin kilidinin de Misak-ı Milli olduğu“ (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri) hep vardı. Yukarıda iki örneğini gördüğümüz tedavüldeki hamaset, arka plandaki ciddi tasavvurun bazı samimiyet krizi anlarında kendisini fâş etmesinden ibaret.
İslamcı iktidarın “milli” iktidara dönüşmesinden sonra (2015-2016) bu tasavvurun resmen ifade edilmesinin zamanının geldiği hususunda iç mutabakat (devlet-siyasi iktidar) sağlandı. Şimdi de -bölgenin altüst oluşundan sonra- bu düşüncenin kuvveden fiile çıkartılabilmesi için Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat penceresinin açıldığına inanılıyor. (Bu benim, devletteki Misak-ı Milli vurgularının analizinden türettiğim bir iddiam, spekülasyonum, şimdi adına “Türkiye’nin emperyal vizyonu” deniyor).
Yani meselenin hamaset ve “cahil inanmışlıkla konuşma” yanı hâlâ var fakat o artık aynı zamanda emperyal bir vizyon. Muhtemelen toprak kazanımlarını önceleyen bir vizyon değil bu, daha çok etrafına nizam verme anlamında bir vizyon, fakat devlet içinde bununla yetinmeyen, vizyonu daha geniş kesimlerin mevcudiyetinden de şüphe etmemek lazım.
İç sorunlara odaklı ‘mikro’ siyasetin ‘dava siyaseti’nin yanında cüce gibi kaldığı günler
Dış politika konusunda söyleyecek hiçbir şeyi olmayan, bu arada iktidarın emperyal heveslerini eleştirmeyi tehlikeli bulan bir muhalefetimiz var. İtiraf edeyim ki bu ‘tehlike’ konusunda muhalefete hak veriyorum. Çünkü, zaten öyleydi de şimdi iyice açığa çıktı ki emperyal heveslerin ve onun yarattığı heyecanın toplumda ciddi bir alıcısı var. Düşünün ki halkın ekonomik sıkıntılarının had safhada olduğu bu günlerde yapılan anketler AK Parti’nin yeniden CHP’nin önüne geçtiğini gösteriyor.
Heyecan o kadar yüksek ki konudan kaçmak mümkün değil. Şam’ın düştüğü günlerde Halk TV, Sözcü TV falan başlangıçta “Biz vatandaşın gündemini, ekonomiyi, pahalılığı tartışırız” havasındaydı, sonra bundan geri basmak zorunda kaldılar, onlarda da asıl gündem artık içimizde değil dışımızda olup bitenler.
Milli heyecan, iktidara yakın gazeteciler, akademisyenler, kanaat önderleri arasında da karşılığını buluyor. Onlar da tartışmalarında Suriye’de olup bitenlerden çok Türkiye’nin önündeki emperyal fırsatlar üzerine konuşmayı seviyor.
Yakın tarihin ürettiği yaralı benlik sorunları nedeniyle gerek toplumda gerekse onların duygularını yansıtan okumuş-yazmış kesimlerde Türkiye’nin emperyal vizyonunun kabarttığı heyecan anlaşılabilir, problem onların bu heyecanı herkesin duyması gerektiğine inanmasında, zinhar ‘emperyal vizyonun’ tehlikeleri hakkında eleştirel bir şeyler söylenmesini gayri-millilikle damgalamalarında…
Yani ülkenin siyasi atmosferi artık şöyle: Suriye ve Suriyeliler için hissettiği mutluluğu, olan biteni öncelikle Türkiye’nin ‘emperyal vizyonu’nun son kanıtı olarak kayda geçirmeden ve bundan duyduğu gururu beyan etmeden dile getirenlerin sevinci ‘sahih’ sayılmıyor. Türkiye’ye “bir yüzyıl önce yapılan haksızlığı” izale etmek gerekçesiyle son on yılda geliştirilen yeni emperyal vizyona dair eleştirel pozisyon alanlar bu ülkenin tarihinden habersiz, ruhundan kopuk sayılıyor. Öte yandan Suriye’ye bakınca öncelikle Türkiye’nin şân-ı şükûhunu görenlerin oluşturduğu kalabalık, AK Parti’nin son on yılda İslamilikten milliliğe doğru kat ettiği mesafenin büyüklüğünü de gösteriyor.
Son olarak: Bu söylediklerimden iktidarın şu verili durumda Suriye’de kullanmakta olduğu inisiyatifi yanlış bulduğum anlamı çıkarılmasın. Şimdiye kadar hangi hatalar yapılmış olursa olsun, mevcut durumda Türkiye’nin HTŞ’yi önceki korkunç tecrübelerden uzak tutmak için elinden gelen her şeyi yapması Suriye’nin de Türkiye’nin de dünyanın da yararına.
Fakat son 10 yıldır iktidardan gelen sesler dış dünyada Türkiye’nin Suriye’ye ilgisinin yere düşmüş bir komşuyu ayağa kaldırmanın ötesinde anlamlar içerdiği kuşkusunu doğuracak nitelikte. Türkiye’nin sadece Suriye’ye değil bütün bir bölgeye emperyal bir gözle bakmaya başladığı kuşkusunu uyandıran bu sesleri önemsiyorum ve zaman zaman tekrarı da göze alarak, ilk duyulmaya başladığı 2015-2016’dan beri izleyip aktarmaya çalışıyorum.
Bu dizinin son yazısında, belki yine küçük hatırlatmalar yaptıktan sonra cevabı ister istemez spekülatif olacak bir soru soracağım: Türkiye’de 2015-2016’dan sonra kurulan ittifakın ‘kuruluş senedi’nin bir parçası da devlet içindeki ittihatçı güçlerin Misak-ı Milli’yi kuvveden fiile çıkarmak talebi miydi acaba?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025