Atilla YAYLA
G-20 Grup 20’nin kısaltılmış hâli. On dokuz ülkeyi ve AB Komisyonu’nu kapsayan bir küme. Bu ülkeler nüfus ve ekonomik güç bakımından dünyada ağırlığa sahip. Rakamlara bakıldığında G-20 dünyanın nüfusta üçte ikisine ekonomide %85’ine tekabül ediyor.
G-20 ülkelerinin liderleri her yıl bir ülkede toplanıyor. Tabiatıyla, bu toplantılar büyük bir olaya dönüşüyor. Zirve dünyanın nereye gideceği üzerinde etkili oluyor veya bir fikir veriyor. Küreselleşme karşıtları da toplantı yerini protesto alanına dönüştürüyor. Uluslararası protestocular tüm G-20 toplantılarını adım adım takip ediyor. Başka bir yazıda ele almak gerekmekle beraber bu kimselerin reddettikleri düzenin ve kurumların çocuğu olduğu söylenebilir…
G-20’nin bu yılki toplantısı, Paris’teki terör saldırılarının gölgesi altında, ülkemizin dünyaya açılan güzel kapısı Antalya’da dün başladı bugün tamamlanıyor. Şehir tarihî günler yaşamakta. Bir taraftan bu toplantıdan istifade etmekte, diğer taraftan kaçınılmaz olarak bazı sıkıntılarla karşılaşmakta.
G-20 zirvesine ev sahipliği yapması Türkiye için bir fırsat oldu. Bu toplantı bizim için dünya çapında, milyon dolarlar harcansa gerçekleştirilemeyecek bir tanıtım faaliyetine dönüştü. Türkiye’nin dünyaya entegrasyonunu kuvvetlendirdi.
G-20 ülkeleri tek tip siyasî ve ekonomik sisteme sahip değil. Aralarında ABD, İngiltere gibi istikrarlı demokrasiler, totaliterizmden yeni yeni çıkmakta olan Çİn, Rusya gibi seçimli otoriteryen bir dev, Hindistan gibi fakir ama demokratik bir ülke de yer alıyor. Seçimsiz otoriteryen Suudi krallığı da grupta. Türkiye, Meksika gibi üyeler ise liberal demokrasi ile illiberal demokrasi arasında salınan siyasî coğrafyalar. Ekonomik sistem bakımından da G-20 üyeleri arasında bir çeşitlilik göze çarpıyor. Hiçbir ülke tam bir piyasa ekonomisi teşkil etmiyor. Hepsinde karma ekonomi var.
Karma ekonominin piyasa kanadının genişliği ülkeden ülkeye değişiyor. Çin piyasa ekonomisine doğru ilerlemeye çalışırken, zengin ülkeler piyasa ekonomisinin alanını çeşitli yollarla daraltma eğiliminde Büyük ve önemli ülkelerin temsilcilerinin bir araya gelmesi, bölgesel ve küresel sorunların liderler tarafından yüz yüze konuşulması iyi. Tarafların birbirini ilk elden ve daha iyi anlaması sayesinde toplantı dünya ekonomisine de dünya barışına da katkıda bulunabilir.
Dünyanın daha iyi hâle gelmesi için takip edilmesi gereken yol belli. Demokrasilerin yayılması bunun ilk adımı. Demokrasi hem iç hem de uluslararası barışı teşvik eder. Demokratik ülkeler daha fazla iç huzura sahip. Daha çok demokratik ülkenin daha çok dünya barışı anlamına geldiğini ise tarih kanıtlıyor. Tartışmalı bir iki vaka dışında, demokrasilerin birbiriyle savaşmadığı görülüyor. Bu böyleyse, söz gelimi, Ortadoğu ülkeleri demokratik olsaydı bugünkü kargaşa, şiddet, savaş ortamı en azından bu çapta hüküm sürmezdi. İkinci mesele, ekonomik model. Piyasa ekonomisinin yayılması ve derinleşmesi ülkeleri ve dolayısıyla dünyayı çok daha müreffeh bir hâle getiriyor. Aynı zamanda dünya barışına da katkıda bulunuyor.
G-20 Türkiye için daha iyi demokrasiye ve piyasa ekonomisine doğru yürümekte bir müşevvik teşkil etmeli. Zaten ülkenin hikâyesi de bu istikametin doğruluğunu kanıtlıyor. Bölge şiddet dalgası içinde yanarken ve bölge insanları düşük refah seviyelerinde ıstıraplı, yoksul hayatlar yaşarken Türkiye’nin her şeye rağmen bir yıldız gibi parlaması liberal demokrasinin ve piyasa ekonomisinin tercih edilmesinin neticesi. Türkiye aynı yolda daha kararlı ilerlemeli. Bu çerçevede, 1 Kasım’da iktidara tek başına gelmeyi başaran AK Parti’ye çok görev düşüyor. Unutmayalım, özgürlük ve zenginlikten zarar gelmez. Özgürlük ve zenginlik her problemin çözümünü kolaylaştırır. Çok dolaylı gibi görünse de, özgürlüğü ve zenginliği artırmak iktidar partisinin yeni seçim zaferlerine ulaşmasını ve daha az sorunlu bir Türkiye’de hükümet etmesini de sağlar…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019