Atilla YAYLA
Cumhuriyet tarihinin en önemli demokratik seçimlerinden birini bu Pazar gerçekleştireceğiz. 24 Haziran seçimlerinin ehemmiyeti esas itibariyle seçimlerle yeni bir hükümet sistemine geçilecek olmasından ve yarışta -siyasetin genel doğasına aykırı şekilde- 16 yıldır zaten iktidarda olan siyasî aktörün önde koşmasından kaynaklanıyor. Yorulmuş ve yıpranmış olması beklenen iktidarı halkın tekrar tasvip edip etmeyeceğini göreceğiz. Yeni hükümet sistemi göz önüne alındığında ise önümüzde bilinmezlerin olduğu açık. Her ne kadar ana hatları hukuk mevzuatı ile çiziliyorsa da sistemin işleyişinde fiilî siyaset de etkili olacak. Bu yüzden, seçim kadar seçim sonrasında da bizi heyecanlı günler bekliyor.
Bu seçimlerin öncekilerden farklarının bazılarının altını çizelim. İlk defa yürütme doğrudan doğruya halk tarafından belirlenecek. İlk defa sadece partiler değil bu kadar geniş iki ittifak yarışacak. Yüzde on barajı ilk defa bu seçimlerde hayli etkisiz kalacak. Sadece Vatan Partisi ve HDP baraj problemiyle karşılaşabilir. HDP’den çok daha az oyu olan Saadet Partisi ve Demokrat Parti Meclis’e milletvekili sokarken HDP belki de az bir oy eksiğiyle barajın altında kalacak. Seçimlerin tek yeni partisi İyi Parti de Meclis’te sandalye sahibi olacak.
Bu seçimlerde parlamenter sistemden farklı olarak seçim öncesinde bir tür partiler arası güç birliği diyebileceğimiz koalisyonlar –ittifaklar- kuruldu. Bu ittifakların parlamentonun ve yürütmenin oluşumuna ve işleyişine nasıl yansıyacağını zaman içinde gözlemleyeceğiz.
Daha formel olarak düşünüldüğünde bu seçimlerden dört ana senaryo çıkabilir. Bunların her birinin bazıları benzer bazıları değişik değişik sonuçları olur. Bu senaryolar üzerinde tek tek duralım.
Birinci Senaryo - Erdoğan Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Erdoğan ilk veya ikinci turda seçilirse ve Cumhur İttifakı (yani AK Parti artı MHP) Meclis’te çoğunluğu sağlarsa yürütme ve yasama aynı blokun elinde olacak. Her ne kadar yeni sistemde Yürütme Meclis’e kanun tasarısı sunamıyorsa da Cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı olduğundan parti grubunu kontrol edecektir. Bu kontrol, en fazlasından, Cumhurbaşkanı Meclis toplantılarına bizzat katılamayacağından, eskisine nispetle biraz daha uzaktan ve biraz daha gevşek olacaktır. Ancak, Erdoğan gibi partisi içinde büyük ağırlığı olan bir lider için bunun Meclis’i etkileme ve yönlendirme açısından bir problem teşkil edeceğini sanmam. Bu durumda kuvvetler ayrılığı bakımından eski sisteme göre değişen fazla bir şey olmayacaktır. Kuvvetler ayrılığı ya çok az güçlenecek ya da hiç güçlenmeyecektir.
İkinci Senaryo – Erdoğan Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Bu senaryoda Erdoğan yine Cumhurbaşkanı ama Meclis’te çoğunluk Millet İttifakı’nın elinde. Bu durumda Yürütme eski sistemde veya birinci senaryoda odluğu gibi Meclis’i istediği gibi kontrol edemeyecek ve çalıştıramayacak. Çıkmasını istediği-gerekli gördüğü kanunlar için ya bir bütün olarak Millet İttifakı ile ya da Meclis’teki milletvekilleriyle temas kurması, beraber çalışması gerekecek. Dolayısıyla, kuvvetler ayrılığı güçlenmiş olacak. Bu yeni bir durum. Eski sistemde her zaman ve mutlaka yasama organı yürütmenin elinde ve kontrolündeydi. Yani kuvvetler ayrılığı yoktu. Yeni sistemde ikinci senaryoda kuvvetler ayrılığı daha belirgin olacak. Türkiye buna alışkın değil. Bu yüzden, Meclis çoğunluğu ile Yürütme arasında zıtlaşma olması hâlinde sistem gerilebilir ve kriz çıkabilir. Bu durum Yürütmeyi kararname çıkarma yetkisini daha atak ve saldırgan şekilde kullanmaya sevk edebileceği gibi muhalefet partileriyle ve muhalif milletvekilleriyle daha sıkı bir diyaloga girme ve işbirliği yapma arayışına da itebilir.
Üçüncü Senaryo – İnce Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Bu senaryoya göre eğer olursa ikinci turda Erdoğan ile İnce yarışacak. Akşener’in ikinci tura kalma şansı yok denecek kadar az. CHP kurumsallaşmış ve -bilimsel araştırmalara göre- en sadık seçmen tabanına sahip parti. Bu yüzden, İnce’nin ilk turda ikinci gelmesi kesin. Erdoğan ilk turda gerekli çoğunluğu alamazsa ikinci turda İnce ona rakip olacaktır.
Böyle olur da İnce Cumhurbaşkanlığını kazanır ve Millet İttifakı Meclis çoğunluğunu elde ederse durum birinci senaryodakine benzeyecek. Yeni sistemde de kuvvetler ayrılığı bulunmayacak. Bu senaryoda ilginç bir durum İnce ile CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki ilişkilerde ve güç paylaşımında yaşanacak.
Dördüncü Senaryo – İnce Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı Meclis’te Çoğunluk
Bu senaryo ikici senaryoda aktörlerin yer değiştirmesinden ibaret. İkinci senaryo için söylenen her şey bu senaryoda da geçerli.
Hem ikinci hem dördüncü senaryoda yürütmenin işleyişinde Meclis’ten kaynaklanan zorluklar olacak. Yürütme kanun çıkarttıramayacak veya çıkarttırmakta zorlanacak. Bu, duruma göre, yukarda da işaret edildiği üzere, ayrı siyasî güçler arasında diyalog ve işbirliğini de teşvik edebilir, gerilimi de besleyebilir. Ne olacağı konuya, konumlara ve de liderlerin karakterlerine bağlı. Gerek ikinci gerekse dördüncü senaryoda iyi bir durum cumhurbaşkanlığı sisteminin Amerikan sisteminden alınan derslerle rasyonalize edilmesi ve böylece Yürütmenin bütçesiz kalma ihtimâlinin ortadan kaldırılması. Yürütme her hâlükârda bir bütçeye sahip olacak ama kanun ile desteklenmesi gereken icraat alanlarında ya hiç adım atamayacak veya adım atmakta zorlanacak.
Şüphesiz, bu dört senaryonun birçok alt versiyonu da ortaya çıkabilir. Meselâ, Ak Parti’nin Meclis’te tek başına çoğunluğu sağlaması, gerek Cumhur gerekse Millet İttifakı’nın varlığını sürdürememesi, İnce ile Kılıçdaroğlu arasında restleşme yaşanması gibi gelişmeler yeni durumlar ortaya çıkartabilir.
Ne olura olsun, memleketimiz ve demokrasimiz sağ olsun. Siyasî aktörler makul ve mantıklı olsun. Herkes vatan sevgisini ve ülke menfaatini sekteryen çıkarlarının önüne koysun. Tüm partiler ve tabanları demokratik sistemin usul kurallarına uysun ve sonuçlara saygı göstersin. Böylece seçimleri kim kazanırsa kazansın asıl kazanan Türkiye olsun.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019