Ayhan ONGUN
Pazar günü yapılan yerel seçimler bir genel seçim havasına sokulmak istense de, yerel aktörlerin ve dinamiklerin etkili olduğu bir gerçek.
Bu seçimlerde siyasi partiler kadar, oy kullanan seçmenler de önemli bir sınavdan geçtiler.
Seçimler sonrası yapılan açıklamalara baktığımızda, tüm siyasi partiler farklı gerekçe ve bahanelerle kendilerinin başarılı olduğunu iddia ediyorlar.
Daha doğrusu önce kendilerini inandırıyor, sonra da bizim inanmamızı bekliyorlar. Oysa gerçek olan bir şey varsa, o da kendilerini aldatıyorlar.
Seçim sonuçlarını nasıl okumak gerekir sorusuna inanıyorum ki, herkes farklı cevaplar verip, kendilerince analizler yapıyorlar.
Matematiksel sonuçlar üzerinden baktığımızda bu seçimlerin kesin galibi AK Partidir.
Bir önceki yerel seçimlere göre oyunu artırmış, gezi olayları ve 17 Aralık operasyonları gibi sarsıcı darbelere karşın kitlesini koruyup ardına alabilmiş ve sonuçta seçim kampanya dönemini de kendi istediği gibi yönlendirerek, 8.nci seçim başarısını elde etmiştir.
Şimdi bu sonucun ardından bir dolu bahaneler yaratıp, haksız yere halkın zeka düzeyini, tercihlerini sorgulayan, bildik üstenci tavırlarla yine halkı ve onun iradesini yok sayan, küçümseyen, öteleyen kişiler; aslında kelimenin tam anlamıyla kendilerini aldatıyorlar.
Hangi akla hizmet” bu iktidar gitmeli, başbakan istifa etmelidir” diyenler; “niye tüm bu olumsuzluklara rağmen bu halk, bu başbakanın, bu partinin peşinden gidiyor?” sorusuna cevap aramıyorlar?
Niye siyasi iktidar, bir yandan bu kadar yolsuzluk iddialarıyla uğraşır, bir yandan da daha önce kendisini destekleyen bir cemaatle boğuşup dururken, böylesine avantajlı bir siyasi ortamda CHP, yüzde otuz bile oy toplayamıyor?
Çünkü 90 yıllık bir parti hala, demokrasi dışı çözümlerle iktidara gelmeyi umuyor.
“Kaç oyla gelirseniz gelin, bu ülkeyi yönetemezsiniz.” “demokrasi dışı zeminde mücadele etmek artık zorunlu hale gelmiştir.” “faşistler halkın arasından çıkar.” Türünden anlamsız, anti-demokratik çözümlemeler yaparak iktidar arayışına giren bir zihniyetin başarılı olması mümkün müdür?
Hem, ben cumhuriyeti kuran, Atatürk’ün partisiyim diyeceksin, hem de yurdun neredeyse üçte birinde alternatif bile olamayacaksın.
Ne kadar kızsak, beğenmesek, değiştirmeye çalışsak da bugün itibariyle tam anlamıyla Türkiye partisi diyebileceğimiz tek parti, AK Partidir.
Halkın sağduyusuna güvenmeyen, onları cahil, ne yaptığını bilmeyen, o yüzden de oyunu makarnaya, kömüre satan kişiler olarak değerlendiren endişeli modernler;” bu halk için biz ne yaptık, onları kazanmak adına hangi projeleri ortaya koyduk” diye kendilerine sormak yerine;” bu cahil halk bizi anlamıyor, o yüzden her şeyi hak ediyorlar.” Gibi zavallı, kişiliksiz bir yaklaşım sergiliyorlar.
Laiklik ve cumhuriyet değerleri üzerinden politika yaparak, kendi dışındakileri öteleyen, küçümseyen üstenci elitist kesim; “Elektrikler kesildi, AKP nin oyları yükseldi.” “sandıklarda hile yapıldı” gibi ucuz bahanelerin arkasına saklanıp, Ankara ve İstanbul da yükselen oyları başarı gibi gösterme gayreti içine girdiler.
Eğer dışarıdan ithal adaylarla, göreceli olarak artan oylarla iktidar olunabiliyorsa, başkasına ne gerek var, Tayip Erdoğan’ı transfer edin, CHP yi iktidar yapsın.
Sanmayın ki, AK Partiye oy veren büyük kitle hükümet kanadında oluşan yolsuzluk, rüşvet olaylarını tasvip ediyor.
Belki bizlerden çok daha fazla bu konuda rahatsızlığı var ama yerine koyacak kimse bulamayınca, “dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak” istemiyor.
Çünkü her konuşmasında birileri çıkıp; eskiden yaşanan ilaç kuyruklarından söz ediyor, öğrenci kredilerindeki artışları, yeni açılan havaalanlarını, İstanbul’dan nasıl iki saatte Şırnak’a gidilebileceğini, duble yolları, hızlı trenleri anlatıyor.
Vatandaş da bunlardan daha fazlasını yapacak, somut taleplerine gerçekçi çözümler getirecek projeleri yapacağını söyleyecek kişi ve partiler arıyor.
Aradığını bulamayınca da geleneksel muhafazakar yapısı gereği, mevcut olana sarılıyor.
Biliyorum bu yazıyı okuyunca CHP liler yine kızacak.
“Birilerine sürekli hırsız dediğinizde, bu sizin doğru olduğunuz, fırsatını bulduğunuz da çalmayacağınız anlamına gelmiyor.”
Kuşkusuz yolsuzlukların, hukuksuzlukların üstüne sonuna kadar gidilmelidir.
Ama yargının yapması gereken işi siz seçimde kendiniz halletmeye kalkarsanız ve sonucunda bu seçimden yenik çıkarsanız, seçimi kazanan da bunu bir güven oylamasına dönüştürüp, kendisini aklanmış gibi gösterir.
30 Mart seçimleri bir kez daha göstermiştir ki, sandık başına gidildiğinde herkesin bir oyu vardır ve herkes için bu önemli ve kutsaldır.
Kendinizi başkalarından üstün, oyunuzu diğerlerinden daha değerli sanma gafletine düşerseniz, bu halktan daha alacağınız çok ders var, demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020