Barış Soydan
140journos tarafından hazırlanan "Tarih tekerrür" belgeselini izlediniz mi? İzlemediyseniz, AKP döneminde ekonomiyi anlatan ve 140journos'un her zamanki özeni ve yaratıcılığını yansıtan belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.
Ama kurgusunu, yaratıcılığını beğenmek, belgeselin tezine katıldığım anlamına gelmiyor. Bence "Tarih tekerrür"de, AKP dönemi ekonomisinin değerlendirmesiyle ilgili önemli hatalar var.
Belgeselin temel tezini "AKP'nin ilk döneminde her şey çok iyiydi, tek adam yönetimine geçilince çöküş yaşandı" diye özetlemek mümkün. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak bile 2001 krizi sonrasında uygulamaya konan reformlar sayesinde AKP'nin iktidar dönemine birçok alanda iyi bir başlangıç yaptığını vurguluyor mesela. AKP döneminin Hazine Müsteşarı, bugünün DEVA Partisi yöneticisi İbrahim Çanakçı da ilk yıllarda ekonomide olumlu bir tablo ortaya çıktığını, ancak o dönemde elde edilen ivmeyi kalıcı kılmak için atılmak istenen adımların bir noktada engellendiğini, kazanımların kaybolduğunu söylüyor...
"Ekonomi AKP'nin ilk döneminde çok iyiydi, sonra bozuldu" tezi mit mi, gerçek mi?
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye'nin dış borcu yaklaşık 130 milyar dolardı. Aradan geçen 19 yılda 450 milyar dolara yükseldi. Yani 19 yılda Türkiye'ye 320 milyar dolar girdi. 320 milyar dolar nereye gitti?
Yüksek teknolojiye, bilime, eğitime, katma değerli üretim yapacak sanayi tesislerine gitmediğini biliyoruz. Öyle olsa Türkiye bugün 8 küsur bin dolar kişi başına gelirle neredeyse yoksul bir ülke olarak kalmazdı. 320 milyar dolarlık kaynağa rağmen refaha ulaşamadık, "orta gelir tuzağına" takıldık kaldık. Bunun tek kabahatlisi Erdoğan mı?
Türkiye'ye artık yabancı sermaye gelmiyor. Dolar yağmuru, AKP'nin ilk döneminin hikayesiydi. Ankara'nın Avrupa Birliği (AB) ile tam üyelik müzakerelerine oturduğu yılların...
O yılların sembolü benim için Amerikan Newsweek dergisinin "Cool İstanbul" kapağıdır. İstanbul'un Avrupa'nın en gözde şehri olduğunu iddia eden bu sayı yayınlandığında takvimler 2006'yı gösteriyordu.
Türkiye henüz tek adam rejimine geçmemişti. Ekonominin başında Babacan vardı. Türkiye'ye yüzlerce milyar dolar işte o dönemde girdi...
Tekrar soralım: 320 milyar dolar nereye gitti? Bu sorunun cevabını artık biliyoruz. Betona gömüldü.
"Peynir ekmek gibi BMW satılan ülke eşekten nasıl düştü?" adlı yazımda, yurt dışından gelen paranın ekonomide nasıl balon yarattığını anlatmıştım.
İstanbul'un merkezinden arabayla iki saatte gidilebilen semtlerdeki daireler milyon dolara alıcı buluyordu. Peynir ekmek gibi BMW satılıyordu. iPhone'un en son modelini kullanmayana insan gözüyle bakılmıyordu… O dönemde görüştüğüm BMW'nin alt distribütörlerinden birinin CEO'su şöyle demişti:
"Geçmişte lüks oto sahibi olmak ancak yüksek gelir grubunun harcıyken bugün orta sınıf da BMW veya Mercedes sahibi olabiliyor. Artık herkese uygun BMW bulmak mümkün."
Bu sahte zenginlik hissi, TL'nin, Türkiye'ye giren sıcak para sayesinde hormonlu bir şekilde değer kazanmasıyla mümkün olabildi. O yılları yaşayanlar, iktidar temsilcilerinin "1 dolar=1 TL olacak" iddiasını hatırlar. Gerçekten de dolar 2008 yılının Ocak ayında 1.16 TL'ye kadar düşmüştü.
Oysa ortada büyük bir verimlilik artışı filan yoktu. Verimlilik artışı ne kelime, toplam faktör verimliliği yerinde sayıyordu. Öyleyse dolar nasıl 1.16 TL'ye indi? Yukarıda dediğimiz gibi: Türkiye'ye giren yüzlerce milyar dolarlık sıcak para sayesinde.
İstanbul'un merkezinden iki saatte gidilebildiği halde milyon dolara daire satılan o semtin neresi olduğunu o yazımda söylememiştim. Artık söyleyebilirim, çünkü o projenin arkasındaki inşaat şirketi geçtiğimiz günlerde battı. Esenyurt'taki Koza sitesinini inşa eden Garanti Koza'ydı, İstanbul'un ücra köşesindeki daireler için milyon dolar isteyen...
Yurt dışından Türkiye'ye giren 320 milyar dolar işte böyle betona gömüldü. Sadece betona mı gömüldü? Verimsiz yatırımlara da gömüldü… Özel sektör şirketleri bu dönemde milyarlarca dolarlık döviz kredilerinin altına girip hesapsız kitapsız yatırımlar yaptılar. Türkiye, Çin'den sonra özel sektörün döviz borcunun en fazla arttığı ülke oldu.
Dolarla borçlanmaya neden dur denmedi? Dönemin AKP yönetimi, başta Ali Babacan olmak üzere neden önlem almadı? Neden hanehalkı borçlanmasına, gelire dayalı sınırlamalar getirilmedi? Şirketlerin TL ciro üretecek projelere döviz kredisiyle girmesi neden engellenmedi?
140journos bu soruları sormadığı için yanıtı "Tarih tekerrür" belgeselinde yer almıyor. Ama biz yanıtı biliyoruz: Çünkü halkı kaplayan sahte zenginlik hissi AKP'nin işine yarıyordu. Çünkü seçmenin bir bölümü, ortaya çıkan hormonlu zenginlik manzarasına bakıp Osmanlı'nın küllerinden yeniden doğduğunu düşünüyordu…
Üç-beş ihracatçı ve sol iktisatçılar dışında kimse dönemin ekonomi politikasına itiraz etmedi. TL'nin dolar karşısında hormonlu şekilde değer kazanmasına daha AKP'nin ilk yıllarında itiraz eden tekstil ihracatçısı Nuri Sözkesen'in hikayesini, "İntiharının dokuzuncu yıl dönümünde bir Anadolu patronunu düşünmek" adlı yazımda anlatmıştım.
Dolarla borçlanmanın önü çok geç bir tarihte, Ali Babacan görevi bıraktıktan çok sonra, Mehmet Şimşek'in Maliye Bakanlığı, Murat Çetinkaya'nın Merkez Bankası Başkanlığı döneminde kesildi. 2017'de cirosu 15 milyon doların altındaki şirketlerin dövizle borçlanması yasaklandı.
Çok geçti. Şirketlerin döviz borcu çoktan arşa çıkmış, Türkiye dünyanın en borçlu ülkelerinden biri haline gelmişti. 450 milyar dolar borç, özellikle de bunun kısa vadeli olan kısmı, yani önümüzdeki bir yıl içinde ödemesi gereken 180-190 milyar dolar, Türkiye'nin altında saatli bir bombaya dönüşmüştü.
Dönemin tanıkları Ali Babacan'ın döviz borcundaki korkutucu artış konusunda uyarıldığını anlatıyor. 2014'te özel sektörün döviz borcu bilgilerinin toplanması ve düzenleme yapılması konusu gündeme geldi. Bu konuda Merkez Bankası'nda çalışmalar yapıldı. Hatta Endonezya ve Hindistan'a ekipler gitti, o ülkelerin döviz kredilerine karşı aldığı önlemler incelendi. Hazırlanan öneriler, Finansal İstikrar Komitesi toplantısında Ali Babacan'a sunuldu.
Bu öneriler hayata geçmedi. Bugünün sorunlarının temelleri o yıllarda atıldı.
140journos ekibi dönemin tanıklarına sorsa anlatırlardı...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021